Haber Detayı

‘Az içki zararsız’ miti çöküyor DSÖ: Alkolde güvenli tüketim seviyesi yok
Sağlık aydinlik.com.tr
28/12/2025 12:58 (1 saat önce)

‘Az içki zararsız’ miti çöküyor DSÖ: Alkolde güvenli tüketim seviyesi yok

Avrupa, dünyada alkol tüketiminin en yaygın olduğu bölgelerin başında geliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) alkol için “güvenli bir tüketim seviyesi yok” açıklaması, kıta genelinde halk sağlığı politikalarını yeniden tartışmaya açtı.

Avrupa’da alkol tüketimi, halk sağlığını tehdit eden başlıca risk faktörlerinden biri olarak yeniden gündemde.

Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) göre, içkinin güvenli bir tüketim seviyesi yok.

Kuruluş, içkiyi asbest, radyasyon ve tütünle birlikte en yüksek risk grubunda yer alan ‘Grup 1 kanserojen’ olarak sınıflandırıyor.

Bu sınıflandırma, alkolün kanserle nedensel ilişkisinin bilimsel olarak kesinleştiği anlamına geliyor.

Kurum, özellikle meme, karaciğer, pankreas, ağız ve yemek borusu kanserlerinde alkolün güçlü bir risk faktörü olduğuna dikkat çekiyor.DSÖ Avrupa Bölgesi Önleme ve Sağlığın Geliştirilmesi Direktörü Gundo Weiler, Avrupa toplumlarında hâkim olan “ölçülü içki zararsızdır” algısının artık bilimsel karşılığı olmadığını belirtiyor: “Alkol tüketiminin tamamen risksiz olduğu fikri bir yanılsamadır.

Risk, miktarla birlikte artar ancak sıfırlanmaz.”DSÖ verileri, Avrupa Birliği’nin hem alkol tüketiminde hem de kanser kaynaklı ölümlerde dünya genelinde üst sıralarda yer aldığını ortaya koyuyor.

OECD ülkelerinde kişi başına yıllık ortalama 8,5 litre saf alkol tüketilirken, bazı Avrupa ülkelerinde bu miktar 11–12 litrenin üzerine çıkıyor.

KALP SAĞLIĞI KONUSUNDA TEMKİNLİ YAKLAŞIM Amerikan Kalp Derneği (AHA), alkolle ilgili daha ihtiyatlı bir dil kullanıyor.

Kurum, bazı gözlemsel çalışmaların düşük düzeyde alkol tüketiminin koroner kalp hastalığı riskini artırmadığını, hatta sınırlı bir koruyucu etki gösterebileceğini öne sürüyor.

Ancak AHA, bu bulguların genel nüfusa uygulanamayacağı uyarısında bulunuyor.AHA’nın net mesajı şu şekilde özetleniyor: Alkol içmeyen bireylerin sağlık gerekçesiyle içmeye başlaması önerilmiyor.

İçki tüketenlerin ise miktarı ciddi biçimde sınırlaması gerekiyor.Dernek, özellikle bazı kişilerde günde bir ya da iki kadehin bile kan basıncını yükseltebildiğini ve kalp ritim bozukluklarını tetikleyebildiğini vurguluyor.

AVRUPA ÜLKELERİNDE FARKLI REHBERLER, ORTAK KAYGI Avrupa’da alkol tüketimine ilişkin rehberler ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor.İrlanda Sağlık Hizmetleri İdaresi (HSE), kadınların haftada en fazla 11, erkeklerin ise en fazla 17 standart içki tüketmesini öneriyor.

HSE’ye göre bir standart içki yaklaşık 10 gram saf alkol içeriyor.

Buna göre önerilen üst sınır, kadınlar için haftada 110 gram, erkekler için ise 170 gram saf alkol anlamına geliyor.

Kurum haftada en az iki-üç gün tamamen alkolsüz geçirilmesini tavsiye ediyor.İspanya Sağlık Bakanlığı, daha düşük eşikler belirleyerek kadınlar için günde 10 gram, erkekler için 20 gram saf alkol sınırını aşmamayı öneriyor.Estonya ve Polonya, erkekler için günde 40 gram, kadınlar için 20 gram sınırını kabul ediyor.Letonya ve Litvanya ise alkol tüketiminin tamamen bırakılmasını savunan ülkeler arasında yer alıyor.Uzmanlar, bu farklılıkların bilimsel görüş ayrılıklarından çok kültürel alışkanlıklar ve politik tercihlerle ilişkili olduğuna dikkat çekiyor.

PSİKİYATRİK RAHATSIZLIKLAR VE ALKOL Sağlık kurumları, alkolün ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin genellikle göz ardı edildiği konusunda uyarıyor.

Avrupa Psikiyatri Birliği ve DSÖ’ye göre alkol kullanımı; depresyon, anksiyete bozuklukları, bipolar bozukluk, intihar düşüncesi ve davranışı ile güçlü bir ilişki içinde.Uzmanlara göre alkol, kısa vadede kaygıyı bastırıyor gibi görünse de uzun vadede depresyonu derinleştiriyor, uyku bozukluklarını artırıyor ve bağımlılık riskini yükseltiyor.

Psikiyatrik tanı almış bireylerde alkol kullanımı, tedavinin etkisini azaltırken hastalığın seyrini ağırlaştırabiliyor.Birçok Avrupa ülkesinde psikiyatri uzmanları, alkol bağımlılığının yalnızca bir “alışkanlık” değil, tedavi gerektiren kronik bir hastalık olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor.

ORTAK MESAJ: AZALTMAK YETMEYEBİLİR DSÖ başta olmak üzere pek çok sağlık kurumu, alkol tüketiminin azaltılmasının önemli bir adım olduğunu kabul etmekle birlikte, en güvenli seçeneğin hiç tüketmemek olduğu görüşünde birleşiyor.

Uzmanlar, alkolün toplumsal olarak normalleştirilmiş yapısının, sağlık risklerinin hafife alınmasına yol açtığını belirtiyor.Avrupa’da giderek artan kanser, ruh sağlığı sorunları ve erken ölümler karşısında sağlık otoritelerinin ortak çağrısı net: Alkolle ilgili politikalar sıkılaştırılmalı, kamuoyundaki “zararsız içki” algısı bilimsel verilerle yeniden sorgulanmalı.

İlgili Sitenin Haberleri