Haber Detayı
Beyaz eşya üretimi 3 yıldır kan kaybediyor
TÜRKBESD verilerine göre beyaz eşya sektöründe yılın ilk 6 ayında iç satışlarda yüzde 8, ihracatta yüzde 5, üretimde yüzde 8 düşüş meydana geldi.
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2025 yılı ilk yarı sonuçlarına dair değerlendirmelerini paylaştı.
TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre 6 ana ürün grubunda geçen yıla kıyasla ilk 6 ayda iç satışlarda yüzde 8 oranında düşüş meydana geldi.
Aynı dönemde ihracat yüzde 5 oranında azalırken toplam satışlarda yüzde 6 düşüş, üretimde ise yüzde 8 oranında azalma kaydedildi. ‘ÜRETİMİ KORUYACAK POLİTİKALARA İHTİYAÇ VAR’ Son üç yıldır ihracatta sürekli bir gerileme yaşandığına dikkat çeken TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “Sanayimizin ihracat pazarlarında bugüne kadar büyük emeklerle elde ettiği konumunu korumayı, hatta ileri taşımayı arzu ediyoruz.
Üretiminin %70’ini ihraç eden bir sektör olarak dış pazarlarda elde ettiğimiz başarı bizi bugün dünyanın en büyük 2. üreticisi haline getirdi.
İhracat pazarlarındaki daralma ve yüksek maliyet baskılarına karşılık; sektörün üretim kapasitesinin, rekabetçilik ve istihdam gücünün korunması için ihracatta rekabet gücünü geliştirecek politika ve uygulamalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor.” diye konuştu.
Sığın, Dahilde İşleme Rejimi’nin (DİR) etkinliğinin korunmasının ihracat rekabetçiliğinde büyük rol oynadığına işaret ederken, devam eden ticaret politikası soruşturmalarının ise sanayiyi aksi yönde etkilediğini belirtti.
Bu başlıkların, Türkiye’nin önemli sanayicilerini doğrudan etkilediğini belirten Sığın, “Burada atılacak doğru adımlar ilgili özellikle kullanıcı ve ihracatçı sektörlerin rekabetçiliğine direkt bir katkı sunacaktır.” dedi. ‘KREDİ KARTI KOMİSYONLARI SATIŞLARA DA TÜKETİCİYE DE OLUMSUZ YANSIYOR’ 2025 yılında yavaşlayan iç piyasa koşullarına da işaret eden Sığın, satış kanallarının canlılığı ve tüketicilerin alım gücünün desteklenmesine değindi.
Sığın, yüksek kredi kartı komisyon oranlarının da satış kanallarına ve dolaylı olarak tüketiciye olumsuz yansıdığını; diğer tarafta tüketiciler üzerinde faizin getirdiği yükün azalması ve taksitlendirme imkanlarının artırılmasının iç talebin sürekliliği için önem taşıdığını vurguladı.
Sığın, iç satışların devamlılığı için enerji verimli ürünlerin üretiminin ve tüketiminin desteklenmesinin, sanayinin rekabetçiliğini artıracak önemli bir unsur olduğunun altını çizdi.
Bu ürünlerin kullanımının bireysel enerji tasarrufunun yanında ülke genelinde enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve çevresel etkilerin en aza indirilmesi açısından da kritik bir rol üstlendiğini belirten Sığın, “Enerji verimli ürünlerin piyasada yaygınlaşması sadece ülkemizin yıllık enerji tasarrufu miktarını artırarak kaynakların verimli kullanımını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sektörümüzde de üretime güç katarak ihracat için kaldıraç rolüne işaret ediyor.
Bu bağlamda tüketicilerin enerji verimli ürünlere ulaşmasını kolaylaştıracak her türlü teşvikin milli servete katkı sağlayacağına eminiz.” ifadelerini kullandı. ‘Ek vergiler enflasyonu tetikleyecek’ Beyaz eşya gibi kritik imalat sanayi sektörlerinde çeşitli çelik ürünlerinin temel girdi olarak kullanıldığını hatırlatan TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, farklı tipteki yassı çelik ürünlerinin toplam ürün maliyetlerinin yaklaşık yüzde 17’sini oluşturduğunu aktardı.
Son dönemde bu alanda artan ticaret politikası soruşturmalarının beyaz eşya sektörü açısından zorlayıcı hale geldiğini ifade eden Yavuz, şöyle devam etti: “İlk olarak sıcak haddelenmiş yassı çelikle başlayan anti-damping soruşturmaları, zamanla paslanmaz çelik, galvanizli ve boyalı sac gibi diğer ürünleri de kapsayacak şekilde genişledi.
Söz konusu soruşturmalar, sektörün girdi maliyetlerini artırmakta ve uluslararası pazarlardaki rekabetçiliğini de olumsuz etkilemektedir.
Mevcut gümrük vergileri üzerine anti-damping soruşturmaları sonucu gelebilecek ek vergiler hem ihracat hem de iç satışlardaki daralmayı daha da derinleştirecek ve artan maliyetler nedeniyle enflasyonu tetikleyecektir.
Ayrıca, bu ürünlerin bir bölümü, yerli üretimle karşılanamayacak teknik özellikler taşımakta ve sadece belirli kalite ve ölçülerde ithalat yoluyla temin edilebilmektedir.
Bu nedenle, ticaret politikası uygulamalarının sektörün yapısal ihtiyaçları gözetilerek ve ülke ekonomisinin genel çıkarları doğrultusunda kurgulanması büyük önem arz etmektedir.”