Haber Detayı

Dolandırıcılık, kumar ve uyuşturucu niçin yaygınlaştı (Devlet ve ahlak ilişkileri)
Yazarlar cumhuriyet.com.tr
28/12/2025 04:00 (7 saat önce)

Dolandırıcılık, kumar ve uyuşturucu niçin yaygınlaştı (Devlet ve ahlak ilişkileri)

Devlet, vatandaşların güven içinde yaşamaları için vardır.

Devlet, vatandaşların güven içinde yaşamaları için vardır.

Bunun için meşru olarak zor kullanma gücüne sahiptir.

Bunu güvenlik güçleri ve yargı erkiyle yapar.

Bu düzeni, anayasa, yasalar ve bunlara göre işleyen kurumlarla kurar ve onlar aracılığıyla korur. *** Ahlak, insanların tutum ve davranışlarını belirleyen kurallar bütünüdür.

İyi ahlak, (erdem, eski dilde fazilet) iyi, doğru, haklı ve güzel tutum ve davranışlara sahip olmaktır. *** Ahlakın kaynağı, aile ve toplum (arkadaş grupları, medya, okul, işyeri) ile, bunları hem etkileyen hem de temsil eden Devlet’tir.

Devlet, vatandaşların ahlakını anayasa, ve yasalar yoluyla etkiler, hatta belirler, eğitim yoluyla ve iktidar mensuplarının örnek olmalarıyla aktarır, güvenlik güçleri ve yargı yoluyla korur. “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” olan “Cumhuriyet Rejimi” biçiminde tanımlanan Türkiye Cumhuriyet Devleti, ahlak olarak Bağımsızlık, Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik, Dayanışma, Laiklik, Adalet ve Barış ilkeleri üzerine kuruludur, bunları savunur ve vatandaşlarını bu ilkeler çerçevesinde yetiştirir. *** Eğer siz bu devleti çökertir ve yerine tek bir kişinin ve/veya tek bir partinin iktidarını koyarsanız, sadece bireylerin değil bütün bir toplumun da ahlakını bozarsınız: Artık anayasa, yasalar, kurallar, kurumlar değil, tek bir kişinin veya tek bir partinin duyguları, düşünceleri, menfaatleri ve kararları egemendir...

Eylemler, suçlar, fiiller değil, bunları kimin yaptığı ve yapanın iktidarla olan ilişkileri yargılanır.

İşte o zaman ahlak yok olur; ne kadar dolandırıcı, sahtekâr, ahlaksız varsa, anayasaya, yasalara aykırı olan her eylemi yapar ve iktidara yakın olmaya veya olmasa bile öyle görünmeye çalışarak gerek güvenlik güçlerinden gerekse yargıdan yakayı sıyırmaya çalışır. *** Bireylerin ve toplumun ahlakının bozulduğunu gösteren son olayları gruplayarak anımsayalım. 1) “Terör örgütü ilişkisi” iddialarıyla veya kimlik sahtekârlıklarıyla yapılan dolandırıcılıklar. 2) Yüksek faiz vaat eden “Saadet Zincirleri”. 3) Hakemlerin ve futbolcuların da karıştığı yasadışı bahis olayları. 4) Uyuşturucunun yaygınlaşması, uyuşturucu kullanan ve kullanılmasını özendiren ünlüler. 5) Limanlarda, gümrüklerde, yollarda yakalanan uyuşturucular. 6) Uluslararası mafya (uyuşturucu) örgütlerinin ülkemizdeki varlıkları ve çatışmalar. 7) Devlet içindeki FETÖ/PDY örgütlenmeleri. 8) El konulan, eski ve yeni, içlerinde televizyon şirketlerinin de bulunduğu, holdingler. 9) KHK’ler ile görevden alınanlar ve itirazlar. 10) Yargıda “FETÖ Piyasası” i ddiaları. 11) Belediyelere yönelik operasyonlar, seçilmiş başkanların ve görevini yapan teknokrat ve bürokratların hapse atılmaları. 12) Hasta tutuklu ve mahkûmların sorunları. 13) Yürütme ve yargı organlarından bazılarının Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamaları. 14) Birinci ve İkinci Silivri Trajedisi davalarındaki haksızlık ve hukuksuzluklar. 15) Tartışmalı ve/veya siyasal nitelikli davalar devam ederken, savcı ve yargıçla- rın değiştirilmeleri. 16) Gerçek ve doğru haber veren, doğru ve gerçek yorumlar yapan gazetecilerin hapse atılmaları. 17) Masumiyet karinesinin ihlali ile tutuklu yargılanmanın genel uygulama haline gelmesi ve insanların mahkûm olmadan hapse atılmaları. 18) Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet ve tecavüz olaylarında “ceza indirimi” veya “cezasızlık”. 19) AİHM ve AYM’nin tahliye kararı verdiği mahpusların hâlâ içeride tutulması. 20) En son örneği, 11.

Yargı Paketi uygulamasında görülen, “cezasızlık sendromu” nu pekiştiren, infaz sistemi üzerinden yapılan “kısmi aflar”. 21) Bireysel ahlakı da, toplumsal ahlakı da temelinden sarsan, Adalet duygusunun zedelenmesi. 22) Yüksek enflasyon, emekçi ve emeklilerin milli gelirden aldıkları payın sürekli azalması, bu amaçla yayımlanan resmi sayı ve oranlara güvensizlik. 23) Ve bütün bunların sonunda, bireylerin ve toplumun liderlere güvenini, eğitime inancını sarsan ve gelecek umutlarını söndüren ANOMİ durumu. *** Çareyi de belirtmeden yazıyı bitirmeyelim: Bireysel ve toplumsal ahlaksızlığı önlemek için atılacak adımların ilki “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen “Şahsım Devleti Rejimi” ni değiştirmek, “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” diye tanımlanan “Parlamenter Demokratik Rejim” e geri dönmek olmalıdır.

Ancak ondan sonra toplumsal ahlak tamir edilmeye başlanabilir.

Otoriterliğin koyulaşması ahlaksızlığı artıracaktır.

İlgili Sitenin Haberleri