Haber Detayı

Yeni teknoloji, eski ekonomi politikaları
Yazarlar cumhuriyet.com.tr
28/12/2025 04:00 (5 saat önce)

Yeni teknoloji, eski ekonomi politikaları

Yeni bir döşümün eşiğindeyiz.

Yeni bir döşümün eşiğindeyiz.

Bu, ne bir internetin hayatımıza girdiği dönemin yarattığı heyecana ne de daha önceki yapısal değişimleri sağlayan faktörlere benziyor.

Sanayi Devrimi’nden bu yana belki de en köklü, en derinden ve tüm ekonomik değerleri ve toplumsal yaşamı etkileyen tarza sahip bir süreç içindeyiz.

Üzerinde herkesin düşündüğü ve yorumları yaptığı konu yapay zekâ ve bunun hayatımıza etkisi.

Yapay zekâ yalnızca bir teknolojik ürün ya da yeni bir teknoloji değil; üretim yapısını değiştirecek, emek piyasalarını, verimlilik dinamiklerini ve hatta devletin/hükümetin ekonomideki rolünü yeniden tanımlayacak bir paradigma değişikliği özelliği sunuyor bize.

Yapay zekâ sanıldığı gibi firmalar için maliyet düşürücü bir araç değil, aynı zamanda rekabet avantajı, ölçek ekonomi ve küresel değer zinciride yukarı sıçrama olanağı sunan stratejik bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.

Diğer bir ifadeyle ekonomik yapıda pozitif fonksiyonel bir kırılma yaratarak karşılaştırmalı üstünlüğü, yeni oluşacak endüstriyel yapının uluslararası ticaretteki avantajını ve özellikle de iktisadi egemenlik sorununu yeniden dizayn edecek bir faktör olarak görünüyor.

Yeniden yapılanma sürecinde Çin bunu örneğin, teknolojik bir yarış olarak değil de bir iktisadi yapının yeniden kurulması olarak görüyor.

ABD’nin de bu fikirde olduğu gerçeği yeni bir ekonomik düzenin kurululurken rollerin paylaşımı konusunda sert ve farklı bir rekabetin ortaya çıktığını gösteriyor.

Avrupa Birliği, daha sosyoekonomik bir yaklaşımla, regülasyonla birlikte kamusal yatırımı aynı anda tasarlamaya çalışıyor.

Türkiye is hâlâ yapay zekâyı birkaç pilot proje, birkaç konferans sunumu ve birkaç soyut “strateji belgesi” ile geçiştiriyor.

Yapay zekâ doğal olarak işgücü, reel üretim, sermaye ve para piyasasını derinden etkileyecek.

Bu sanıldığının aksine tüm pozitif çıktıları doğurmayacak bizim için.

Emek piyasasında örneğin, yeni iş alanları yaratıldığı gibi birçok iş dalı ve süreç, makineleşme sonucu tamamen teknolojinin eline geçecektir.

Bu hizmet sektörü ve reel üretimde de aynı etkiye sahip olacaktır.

Sanayi politikasının sınırları yeniden şekillenecek, yatırımda uzun dönemde yapısal kırılmalar kendini gösterecektir.

Doğal olarak yapay zekâyı anlamadan, yapay zekâ destekli üretimi teşvik eden hedefli sanayi politikaları, veri altyapısını kamusal bir üretim faktörü olarak ele alan ulusal veri stratejileri oluşturmak tüm emeği boşa çıkaracaktır.

Özellikle aktif işgücü politikalarının uyumlu bir şekilde yapay zekâ ile birleştirilmesi ve bunun orta vadeye yayılmasının sağlanması zamanı geldi de geçiyor bile.

Ekonomi yönetimi bugün hâlâ enflasyonu yalnızca para politikasıyla, büyümeyi yalnızca kredi genişlemesiyle, verimliliği ise soyut reform söylemleriyle ele almaya çalışıyor.

Oysa yapay zekâ çağında bu araçlar tek başına yetersiz olacak, teknolojik dönüşüm görmeyen ekonomi politikaları, kısa vadede günü kurtarabilecek ama orta vadede ülkeyi küresel pay kapma yarışının dışına itecektir.

Bu kapsamda sorumuz şu olacaktır: Türkiye bu dönüşümün öznesi mi olacak, yoksa satın alıcısı mı?

Tablo ne yazık ki birinci olmayacak görüntüsünü sunuyor bize.

İlgili Sitenin Haberleri