Haber Detayı

Yeni bir buzul çağı başlayabilir: İzlanda'dan "varoluşsal tehdit" uyarısı
Güncel chip.com.tr
13/11/2025 07:22 (1 ay önce)

Yeni bir buzul çağı başlayabilir: İzlanda'dan "varoluşsal tehdit" uyarısı

Grönland'dan gelen eriyen suların AMOC akıntısını durdurabileceği uyarısı, İzlanda'yı enerji ve gıda güvenliği risklerini değerlendirmeye itti. Hükümet, bu olayın potansiyel bir varoluşsal tehdit olarak Ulusal Güvenlik Konseyi’ne getirildiğini açıkladı.

İzlanda, gezegenin en büyük doğal su taşıma sistemlerinden biri olan Atlantik Meridyen Devir Daimi’nin (AMOC) muhtemel bir çöküşünü ulusal güvenlik ve varoluşsal bir tehdit olarak sınıflandırdı.

Kuzey Atlantik'e tropik bölgelerden sıcak su taşıyan ve Gulf Stream'i de içeren bu devasa okyanus bandının durma ihtimali, İzlanda hükümetini en kötü senaryolara karşı hazırlık yapmaya sevk ediyor.AMOC, sıcak suyu ABD Doğu Kıyısı boyunca kuzeye taşıyan bir okyanus konveyör bandı görevi görüyor.

Bu sistem, Kuzeybatı Avrupa ve kuzeydoğu ABD gibi bölgelerin kışlarının ılıman kalmasına yardımcı olurken, aynı zamanda tropikal yağışlar da dahil olmak üzere dünya çapındaki hava modellerini de etkiliyor.

Ancak artan küresel sıcaklıklar, Arktika buzullarının ve özellikle Grönland buz tabakasındaki buzların erimesini hızlandırıyor.

Bilim insanları, okyanusa karışan bu büyük miktardaki soğuk tatlı suyun, akıntının akışını bozabileceği konusunda ciddi uyarılar yapıyor.İzlanda İklim Bakanı Johann Pall Johannsson, bu durumu, “Ulusal dayanıklılığımıza ve güvenliğimize yönelik doğrudan bir tehdittir” sözleriyle özetledi ve ekledi: “Bu, iklimle ilgili belirli bir olgunun, potansiyel varoluşsal bir tehdit olarak Ulusal Güvenlik Konseyi’ne resmen getirilmesinin ilk örneğidir.” Bu durum, İzlanda bakanlıklarının alarma geçeceği ve kapsamlı bir müdahale planını koordine edeceği anlamına geliyor.İzlanda hükümeti, afetlere hazırlık politikası üzerinde çalışırken, hangi ileri araştırma ve politikalara ihtiyaç duyulduğunu değerlendiriyor; bu riskler enerjiden gıda güvenliğine, altyapıdan uluslararası taşımacılığa kadar geniş bir alanı kapsıyor.Çöküşün küresel etkileri: Yeni bir buzul çağı mı geliyor?AMOC’nin olası bir çökmesi, Kuzey Avrupa’da kış sıcaklıklarının yeni aşırı soğuklara düşmesi, çok daha fazla kar ve buzun gelmesiyle modern bir buzul çağını tetikleyebilir.

AMOC’nin geçmişte, özellikle de yaklaşık 12.000 yıl önce sona eren son Buzul Çağı'ndan önce de çöktüğü biliniyor.Bu çözküşün sonuçları Kuzey Avrupa ile sınırlı kalmayacak.

Bilim insanlarına göre bu durum, Afrika, Hindistan ve Güney Amerika’daki geçimlik çiftçilerin uzun süredir güvendiği yağış düzenini ciddi şekilde istikrarsızlaştırabilir.

Ayrıca, iklim değişikliği nedeniyle zaten tehdit altında olan Antarktika’da deniz buzlarının yanı sıra üzerindeki buz tabakalarının daha hızlı ısınmasına da katkıda bulunabilir.Sivrisineklerin uğramadığı ülke: İzlanda’da neden hiç sivrisinek yok?Chip GaleriBilim insanları, küresel sıcaklıkların artmaya devam etmesiyle birlikte önümüzdeki birkaç on yıl içerisinde AMOC'nin çöküşünün kaçınılmaz hale gelebileceği uyarısının dünya tarafından hafife alındığı konusunda uyarıyor.

İskandinav Bakanlar Konseyi, toplumların nasıl etkilenebileceğini değerlendiren bir çalıştay düzenleyerek konuyu ciddiye aldığını gösterdi.

Finlandiya Meteoroloji Enstitüsü'nden fiziksel okyanus bilimci Aleksi Nummelin, “Tam olarak ne zaman gerçekleşeceğine dair çok sayıda araştırma var, ancak toplumsal etkinin ne olduğu konusunda çok daha az şey biliniyor” diyerek toplumsal etkilerin araştırılması gereğine dikkat çekti.Kuzey Avrupa’daki diğer ülkelerin iklim bakanlıkları da olası riskleri değerlendirerek daha fazla araştırmaya fon sağlıyor.

Örneğin İngiltere, bu yüzyılda ani bir çöküşün olası olmadığını gösteren bilimsel raporları takip etse de, Dünya’nın iklim sistemlerinin geri dönüşü olmayan bir noktaya ne zaman itilebileceğini anlamak için araştırmalara büyük kaynaklar aktardığını belirtiyor.

Almanya'nın Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü'nden okyanus bilimci Stefan Rahmstorf, “Bilim oldukça hızlı bir şekilde gelişiyor ve kritik nokta çok yakın olabilir, bu konuda bir şeyler yapmak için zaman daralıyor” uyarısında bulundu.Isınma hızı artarken ve sera gazı emisyonları artmaya devam ederken İzlanda'nın hiçbir riski göze almak istememesi anlaşılır bir durum.

Bakan Johannsson, “Deniz buzları deniz taşımacılığını etkileyebilir; aşırı hava koşulları, ekonomimizin ve gıda sistemlerimizin merkezinde yer alan tarım ve balıkçılık faaliyetlerimizi sürdürme kapasitemizi ciddi şekilde etkileyebilir” diyor.

Johannsson, böylesine ciddi bir tehdit karşısında kesin, uzun vadeli bir araştırmayı beklemeden harekete geçmek zorunda olduklarını da özellikle vurguluyor.

İlgili Sitenin Haberleri