Haber Detayı

Tarımı hem afetler hem de yanlış politika vurdu! Rusya’yı, Mısır’a kaptırdık
Toplum aydinlik.com.tr
30/12/2025 00:00 (2 saat önce)

Tarımı hem afetler hem de yanlış politika vurdu! Rusya’yı, Mısır’a kaptırdık

Bu yıl kuraklıkla mücadele ederek üreten çiftçi, ithalatla da boğuşuyor. Hasat dönemi ülkeye gelen ithal ürünler nedeniyle tüm ürünlerde üretici fiyatları yerle bir oldu. İhracatta da sıkıtı yaşanıyor. Ülkeler, maliyeti düşük olan Ortadoğu ve Afrika ülkelerine kaydı.

Kuraklık ve doğal afetlerden en çok tarımsal üretim etkilendi.

Üretim miktarları azaldı, çiftçi, ithalatla sıkıştırıldı.

Ne ektiyse kazanamayan çiftçinin tek çaresi üretim planlamasıydı.

Planlama devreye girdi ama henüz sahaya yansımadı.

Ortak görüş ise doğru planlamanın yapılamaması.

Şu anda ne ekeceğini ve nasıl ekeceğini bilemeyen üretici, pazar kayıplarının tarımın sonu olacağını belirtiyor.

Adana ve Hatay’da üretici temsilcileri ve üreticilerle görüştük.

HEPSİNİ YAŞADIK Adana Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Mehmet Akın Doğan, 2025’te tarımsal üretimde büyük sıkıntılar yaşandığını ve çiftçinin önceki yıllara göre daha da kötü bir yıl geçirdiğini ifade etti.

Doğan, bölgede yaşananları şöyle anlattı: “Aşırı sıcak, don, kuraklık… Hepsi birden oldu, hepsini yaşadık. 2025’e umutla bakarken daha kötü oldu.

Hasada soğanla başladık, Özbekistan’dan soğan geldi, soğan yerle bir oldu.

Patates dondan zarar gördü, verim az olmasına rağmen birkaç gün para etti.

Karpuz-kavun, domates ve biberden çiftçimiz hiç para kazanamadı.

Şeftaliyi, kayısıyı ve narenciyeyi don vurdu, hiçbir şey anlamadık.

Kuraklıktan ayçiçeği, buğday ve soyada verim düşüklüğü yaşadık.

Pamuk zaten ovamızın ürünü olmaktan çıktı.

Gümrük vergilerini artıramadığımız için iç piyasada pamuk fiyatları yerle bir oldu.

Narenciyede de erkenci meyveler, yerlerde süründü.” NE EKECEĞİMİZİ BİLMİYORUZ Çiftçinin borç içinde olduğunu belirten Mehmet Akın Doğan, “Çiftçi traktörünü, bağını bahçesini satıyor.

Bankadan yüzde 50 faizle para alıyor, borç kapatıyor.

Ziraat Bankası sübvansiyonlu kredi limitlerini son üç yıldır aynı limitte tutuyor.

Bana deseniz ki seneye hangi ürünü ekeceksiniz ben de bilmiyorum.” diye konuştu.

Çiftçinin sübvanse edilmesi gerektiğini belirten Doğan, şöyle devam etti: “Mısır ve Güney Afrika gibi ülkelerde üretim maliyetleri çok düşük.

Bizim pazarımızın çoğunu onlar kaptı.

Ürünlerimizi yurt dışına göndermekte zorlanıyoruz.

Burada maliyetler yüksek.

Hükümet bir an önce Destekleme Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) desteğini her üründe vermeli.

Yurt dışından ithal ürün gelmemeli.

Bizde mısır var, ayçiçeği var, soya var.

Bunlara destek ver, ekim alanları artsın.

MISIR ÇİFTÇİSİNE SAHİP ÇIKIYOR “Mısır, çiftçisine sahip çıkıyor.

Orada enerji ucuz, işçilik maliyetleri düşük.

Rusya ve Ukrayna’yı onlar kaptı, bütün pazarları kaybediyoruz.

Mısır, hızlı bir şekilde pazarlara hakim oluyor.

Narenciyeyi İstanbul’a kadar 20 lira maliyetle gönderiyoruz.

Tarlada ister 1 lira olsun ama 20 liraya İstanbul’a gidiyor.

Gel de başka ülkelerle rekabet et, mümkün değil.” Doğan, üretim planlamasına inançlarının kalmadığını, hangi ürünü eksek para kazanma şansının olmadığını belirtti, “Narenciye bahçeleri için don pervaneleri var, bunun için çiftçiye destek verilmeli.

Açık alandan kapalı alana geçmemiz lazım.

TARSİM desteklerinin artırılması lazım.

TARSİM, bütün ürünleri destekleme kapsamına almalı ve tarih koymamalı.

Narenciyeyi şubatta soğuk vuruyor, destek vermiyor.

Neymiş, çiçek döneminde soğuk vurmamış.” diye konuştu.

ÇİFTÇİ TARLASINI TRAKTÖRÜNÜ SATIYOR Reyhanlı Çukobirlik Başkanı Cuma Alakara da “2025 yılında üreticinin beli büküldü.” dedi, tüm ürünlerde yaşanan fiyat düşüklüğüne dikkat çekti: “Bölgemizi kuraklık vurdu, daha onun yarası sarılamadı.

Mazot ve gübre gibi girdilere yüzde 100’e yakın zamlar geldi.

Reyhanlı Barajı tamamlanmadı, sulamalar konusunda bir gelişme yok.

İhracat kapıları kapalı.”  Çiftçinin borçlanarak tarlasına yeni ekim yapacağını ifade eden Alakara, şöyle devam etti: “Çiftçi, 2026 yılında da zarar ederse üretim alanından çekilmeler olur.

Çiftçi borçlarını ödemek için traktörünü satışa çıkardı, 4 milyonluk traktöre 2 milyon istiyor, alıcı bulamıyor.

Borcunu ödemek için tarlasını satıyor, alıcı bulamıyor.

Bankalardan yeniden kredi almak için eski borcunu borç alarak ödemeye çalışıyor.

Çiftçi ayakta kalmak için mücadele veriyor.

Hükümetin milletvekillerini sahaya çağırıyoruz.” TARIMA YÜZDE 1 AYRILSIN Hatay Kumlu Ziraat Odası Başkanı Bayar Eker de 2025 yılını şöyle değerlendirdi: “Pamuk ekimi hemen hemen bitti.

Buğday, mısır, soğan, patates ektik.

Ama bakanlık mısır, patates, soğan gibi ürünlere destekleri kaldırdı.

Amik Ovası’nda su yok diye ekicilere destek verilmeyeceği duyuruldu.

Çiftçiler tarlalarını satışa çıkardı, dönümü 300 bin lira olan tarla, şu an 150 bin liraya satılıyor.

Bu tarlaları ya faizci, tefeci ya da üç-beş fabrika sahibi alıyor. “Benim önerim kanunda yeri olan toplam bütçenin yüzde birinin tarım için ayrılması.

Şu anda verilen yüzde birin dörtte biri.

Bu destek verilse çiftçi borçlarını öder, yeniden tarlasına tohumunu atar.” Üretim bitiyor anguslar geliyor Amik Ovası’nda besicilik yapan Ahmet Erdoğan, meraların korunması çağrısı yaptı, şöyle konuştu: “Meralarımızı konut yapmak için elimizden aldılar.

Ya hayvanları satmak zorunda kaldık ya da 200 hayvan 50’ye düştü.

Sürü sahipleri ile ilgili Tarım Bakanlığının hiçbir programı yok. 2025 karanlık bir yıl.

Her ay burnumuzun dibindeki İskenderun Limanı’ndan anguslar geliyor.

Elimizdeki büyükbaş ve küçükbaş hayvanları ucuza satmak zorunda kaldık.

Süt ve peynir gibi ürünlerimiz yine yok pahasına gitti.

Bu duruma hangi hayvancı dayanabilir ve üretimini devam edebilir?” ‘Yurt dışından aldım ihraç ettim’ Zeytin Üreticisi İbrahim Çiringil de piyasadaki istikrarsızlıktan şikayetçi.

Çiringil, şöyle konuştu: “Tunus’da zeytinyağının tonu 3 bin 500 dolar, bizde 6 bin dolar.

Bizim ülkemizin çiftçisi bu durum karşısında nasıl ihracat yapsın.

Lübnan ve Arabistan’da müşterilerim vardı, mecburen yurtdışından zeytinyağı tedarik ederek oralara gönderdim.

Zeytinyağında devlet desteği kaldırıldı, nedenini bilmiyoruz.

Gerçi destek dedikleri de ton başına 800 lira veriyorlardı, bizden ton başına 3 bin lira stopaj vergisi alıyorlar.

İki yıldır bizde fiyatlar yüksek, ihracat yapamıyoruz.

Elimizdeki zeytinyağlarını satamıyoruz.

Piyasada istikrar yok.

Bir bakıyorsun zeytinyağı pahalanıyor, bir bakıyorsun ucuzluyor.” Dolu, Hatay ve Adana’da ürünlere zarar verdi Hatay’ın İskenderun, Arsuz ve Samandağ ilçelerine, Adana ilinin Karataş ilçesi, Yumurtalık ilçesine fındık büyüklüğünde yağan dolu, narenciye bahçeleri ve maydanoz ekili tarlalara zarar verdi.

Samandağ Ziraat Odası Başkanı Selim Kamacı, “Dolunun büyüklüğü fındıktan biraz büyüktü.

Mandalina ve portakal ağaçlarındaki meyveler yere döküldü.

Bunların artık kullanılması mümkün değil.

Zararı bahçeleri inceleyerek göreceğiz.” dedi.

Arsuz Ziraat Odası Başkanı Bünyamin Nal da Arsuz’un, maydanoz, dereotu ve yedi veren limon üretimi ile Türkiye’nin önemli üretim merkezlerinden biri olduğunu belirtti.

Maydanozda birinci kesimin zarar gördöğünü belirten Nal, “Zararın ne kadar olduğunu bilmiyoruz ama limonda yüzde 50, maydanoz gibi ürünlerde de yüzde 70 gibi bir oran olduğunu tahmin ediyoruz.

Durum, odamız tarafından İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüze iletilmiştir.

Üreticilerimizin mağduriyetinin giderilmesi adına sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Doğru planlanmadı Soğan Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği Başkanı Raşit Kaya, zarardan dolayı önümüzdeki yıl üretimi azaltmayı planlıyor.

Soğan, patates üreticilerinin battığını belirten Kaya, şunları ifade etti: “Ben 35 yıldır bu alanda üretim yapıyorum. 2025 yılına kadar 50 bin ton üretirken önümüzdeki yıl üretimimi 15 bin tona düşürmeyi planladım. 35 yıllık birikimimi satarak borçlarımı ödüyorum.

Benim gibi dededen, babadan kalan büyük firmaların 8-10 tanesi battı ve piyasadan çekildi.

Mısır ithal edildi, mısır üreticisi battı.

Bu sene marul tarlada 1 liradan satıldı. “Hükümet doğru planlamadı, bunun acısını çiftçi çekiyor.

Biz yıl boyunca bankalara çalıştık, bankalardan aldığımız borçları ödemek için uğraştık.

Devlet çiftçiye verilen mazot, gübre, ilaç gibi girdilerin KDV, ÖTV gibi vergilerini kaldırırsa bu girdiler nerdeyse yarı yarıya düşer ve çiftçi rahat eder.”

İlgili Sitenin Haberleri