Haber Detayı

Vatan Partisi Genel Sekreteri Bursalı divanda! İran’da direnen Asya toplantısı
Gündem aydinlik.com.tr
29/12/2025 22:00 (1 saat önce)

Vatan Partisi Genel Sekreteri Bursalı divanda! İran’da direnen Asya toplantısı

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani ve çok sayıda devlet yetkilisinin katıldığı Tahran’da düzenlenen ‘Şehit Korgeneral Kasım Süleymani: Diplomasi ve Direniş Uluslararası Konferansı’nda Türkiye’den bir tek Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı konuşma yaptı.

İran’ın başkenti Tahran’da Kasım Süleymani’nin şehadetinin 6. yıl dönümü nedeniyle “Şehit Korgeneral Kasım Süleymani: Diplomasi ve Direniş Uluslararası Konferansı” düzenlendi.

İran, Rusya, Azerbaycan, Ermenistan ve Lübnan’dan çok sayıda devlet yetkilisi ve akademisyen, konferansa katıldı.

Türkiye’den Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı ve Genel Başkan Yardımcısı Ferdi Tanhan da davetliler arasındaydı.

Vatan Partisi adına konuşma yapan Bursalı, etkinlikte söz verilen tek siyasi parti temsilcisiydi.

Dün düzenlenen konferansın açılış konuşmasını yapan İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Kasım Süleymani’nin “Direniş Ekseni” mücadelesini anlattı. ‘DİPLOMASİ TEK BAŞINA BELİRLEYİCİ DEĞİL’ Erakçi konuşmasında şu vurguları yaptı: “Kasım Süleymani, bölgede ‘Direniş Ekseni’nin mimarıydı ancak bu mimarinin etkileri, mevcut politikaların ve dış politika uygulamalarının çok ötesine geçerek kendini göstermiştir.

Bana göre, İslam Devrimi’nin ideallerinin ve İslam Cumhuriyeti Anayasası’nı yöneten ilkelerin bir tezahürü olan Kasım Süleymani’nin düşüncesi, İran İslam Cumhuriyeti’nin dış politikasının teorik ve temel dayanağından kaynaklanmaktadır ve adına ‘Direniş Eksenli Diplomasi’ denmelidir.

Diplomasi tek başına bir yere varmaz.

Diplomaside belirleyici olan şey ‘ulusal güç unsurları’dır.

Bir siyasi birimin ulusal gücü, o birimin küresel sistemdeki konumunu belirler ve davranışsal sınırlarını çizer.

Kabiliyetleri bölgesel veya küresel ölçekte olmayan bir aktör, diplomasi sürecinde hedeflerine ulaşamaz.

Diplomasi, ‘hiçlik’ten ülke çıkarları üretemez; aksine, ulusal çıkarları üreten, çoğaltan ve koruyan ulusal kabiliyetlerdir. “Bazı ülkeler bölgesel, hatta uluslararası ve küresel düzeyde söylem oluşturabilir ve bölgesel veya uluslararası bir ikna sürecinde istedikleri söylemi hakim söylem haline getirerek hedeflerini uluslarüstü bir düzeyde ilerletebilirler. ‘İslam Devrimi Söylemi’ ve ‘Direniş Söylemi’, İran İslam Cumhuriyeti’nin ulusal, bölgesel ve bölge ötesi düzeylerdeki en önemli söylem oluşturma faaliyetlerinden olmuştur. “Açıkça söylemek gerekir ki, bugün İran İslam Cumhuriyeti’nin iç ve dış politikasındaki en önemli mesele, bu çok yönlü dayanıklılık ve sebatı korumak, güçlendirmek ve derinleştirmektir.

Ancak önemli olan şu ki, direniş kavramı sadece askeri boyutta görülmemeli, aksine direniş ekonominin, aktif ve akıllı diplomasinin, kültürel ve sanatsal direncin, bilimsel ve teknolojik ilerlemenin, yumuşak güç ve medyanın ve diğer alanlardaki farklı ve çeşitli tezahürleri, yaratıcı ve uygun yaklaşımlarla ele alınmalıdır. “Ekonomik direniş, bağımlılığı azaltmak, yerli üretimi güçlendirmek, ekonomik ilişkileri geliştirmek, kaynakları çeşitlendirmek ve tek ürün ekonomisinden kurtulmak anlamına gelir.

Kültürel direniş, kimliği korumak, yumuşak saldırılarla mücadele etmek ve yerli bilim ve düşünce üretmek anlamına gelir.

Diplomasi alanında direniş, tüm baskı ve zorluklara rağmen ulusal çıkarlar ve hedeflerden sapmamak ve etkileşimde akıllı olmak, iletişim tekelini kırmak için çabalamak ve hak odaklı pozisyonlarımızın belgelenmiş ve ikna edici bir anlatımını dünyaya sunmak anlamına gelir. “Bugün, Filistin direnişi, özellikle kendi gücüne dayanarak, yerel ve bireysel bir eylemden çıkmış ve tüm bölgede güvenlik ve siyasi denklemleri belirleyen, etkileyen ve değiştiren bir aktöre dönüşmüş ve Siyonist rejimin yenilmezlik yanılsamasını sonsuza kadar bozmuştur. “İran İslam Cumhuriyeti, direniş söylemine yönelik ahlaki, politik ve yasal desteğini sürdürecektir.

Bölgenin geleceğini Siyonist rejimin tartışmasız egemenliğiyle resmeden birçok algının aksine, bölge ve dünyadaki gerçekler, direnişin inkâr edilemez bir jeopolitik gerçek ve Orta Doğu’nun gelecekteki düzenini şekillendirmede ana ve etkili aktörlerden biri haline geldiğini göstermektedir. “Bu uzun ve şanlı yolda, Şehit Süleymani’nin yolu, akılcılık, fedakarlık, sağduyu ve aktif ve akıllı direniş yolu, bizim rehber ışığımız ve yol haritamızdır.

Bu örnek şahsiyetlere uyarak, Allah’a güvenerek ve halkın gücüne dayanarak yolumuzda devam edeceğiz.

Komutan Süleymani’nin anısı ve adı daima yaşayacaktır.” ‘ONUN MÜCADELESİ EN BÜYÜK MİRAS’ Konferansta konuşmaçı olan Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı da Kasım Süleymani’nin şehit olduğunu ama binlercesinin yeniden doğduğunu vurguladı.

Süleymani’nin davasının devam ettiğini vurgulayan Bursalı, şu konuşmayı yaptı: “Büyük kahraman Şehit Kasım Süleymani’nin aziz hatırasını saygıyla anıyoruz.

O’nun ABD emperyalizmine ve İsrail siyonizmine karşı kararlı mücadelesi, bizlere en büyük mirastır.

Kasım Süleymani yalnız İran’ın değil, Batı Asya’nın, Türkiye’nin ve bütün insanlığın şehididir.

Bir Kasım Süleymani şehit oldu, şimdi binlercesi yeniden doğdu.

Biz O’nu yüreğimize gömdük ama O’nun davası devam ediyor.

Bu inanç ve sorumlulukla önümüzdeki görevleri saptıyoruz. “Yeni bir dünya doğuyor.

Yeni bir yılın değil, yeni dünyanın eşiğindeyiz.

İkinci Dünya Savaşından sonra kurulan ABD hegemonyasının sonuna gelmiş bulunuyoruz.

Atlantik çağı sona erdi, Asya çağı yükseliyor.

Bizler, ön cephede, İran, Türkiye, Rusya, Filistin, Yemen olarak, yeni dünyanın kuruluşunda öncü konumlardayız.

Artık hiçbir şiddet, hiçbir terör, başında ABD’nin bulunduğu Atlantik sistemini ve İsrail’i kurtaramaz. “Dolar saltanatı çöküyor.

Emperyalistlerin ekonomileri için tehlike çanları çalıyor.

Atlantik sistemi insanlığa çürümekten başka hiçbir şey vermiyor.

Emperyalistler ve Siyonistler her cephede yeniliyor. ‘İRAN KAHRAMANCA DİRENİYOR VE KAZANIYOR’ “Mazlum milletler ayağa kalkıyor, Milli Devletler direniyor.

İran, İsrail siyonizmine karşı kahramanca direniyor ve kazanıyor.  12 Gün Savaşı’nda İran, bütün dünyaya İsrail siyonizminin kâğıttan bir kaplan olduğunu göstermiştir.

İnsanlığa umut olmuştur.

Şehit Komutanlarımız Muhammed Bakırileri, Hüseyin Selamileri saygıyla anıyoruz. “Rusya, Ukrayna cephesinde, bütün insanlık adına Batı emperyalizmiyle savaşıyor ve kazanıyor.

Filistin’i teslim alamadılar.

Kahraman HAMAS’ın liderliğinde, 7 Ekim Aksa Tufanı, Dünya dengelerini değiştirmiştir.

Şehitlerimiz İsmail Heniyyeleri, Yahya Sinvarları, saygıyla anıyoruz.

Lübnan’da Hizbullah, Şehit Nasrallah’ın mirasıyla direniyor.

Venezuela direniyor. “Şimdi önümüzde büyük zorluklar var.

Karadeniz’den Ege’ye, Doğu Akdeniz ve Suriye’nin kuzeyinden Filistin’e, Fars Körfezi ve Hürmüz Boğazı’na kadar tek bir cephe vardır.

Her parça birbirinden ayrı gibi gösterilebiliyor, ancak hepsi ABD emperyalizmi ve İsrail siyonizmine karşı tek cephede birleşiyor.

Bizim cephemiz de Milli Devletlerimizi savunma ve insanlık cephesidir. “Türkiye, İran, Rusya ve Filistin’in kaderi ortaktır.

Bizler cephe arkadaşıyız.

İran’ın güvenliği, Türkiye’den, Kıbrıs’tan ve Doğu Akdeniz’den başlar.

Türkiye’nin güvenliği de İran’dan başlar. “Sizlerin yüksek dikkatinize sunuyorum: Doğu Akdeniz şu an ülkelerimize yönelen tehditlerin odağıdır.

Doğu Akdeniz’de ABD-İsrail ve Yunanistan’ın yaptığı NEMESİS ve NOBLE DİNA adlı “İntikam” konulu tatbikatlar, Güney Kıbrıs’a yapılan silahlı yığınaklar, Ege Adalarındaki ABD’nin askeri üsleri, hepimizi hedef almaktadır. “Güney Kıbrıs yöneticileri, İsrail’e Yunanistan’dan daha çok güvendiklerini ilân ediyorlar.

Suriye’nin kuzeyinde, Kürdistan adı altında İkinci İsrail kurmak isteyenler, hepimizi hedef almaktadır.

İkinci İsrail kurulursa, Filistin Kaybeder.

Filistin kazanırsa İkinci İsrail kurulamaz. ‘TRUMP VE NETANYAHU BARIŞI BAŞARISIZDIR’ “İran’ı, Rusya’yı, Çin’i dışlayarak, Filistin’i silahsızlandırarak barış olamaz.

Bu yüzden Trump ve Netanyahu barışı başarısızdır.

Kimse Filistin’in silahını elinden alamaz.

İşte bu koşullarda, Türkiye, Rusya, İran, Çin ittifakı, bu büyük tehditlere karşı zorunludur.

Bu ittifak şimdi Türkiye’yi yöneten güçlerin de gündemine girmiştir.

Bu, Vatan Partisi’nin başarısıdır. “Küresel güçlere karşı ancak güçlerimizi birleştirirsek karşı koyabiliriz.

Güçler arasındaki dengesizlik, savaş tehlikesi getirir.

Doğu Akdeniz’de dengesiz bir durum vardır.

Türkiye, Rusya, İran, Çin ittifakı dengeleri değiştirir, küresel tehdidi caydırır.

Bu beraberliği kurmamız lazım.

İran, Rusya ve Çin’in Doğu Akdeniz’de, Türkiye ile beraber olması lazım. “Şimdi Türkiye, Atlantik Sistemi’nden kopma sürecindedir.

Türkiye’ye güvenin.

Türkiye’nin tarihine, birikimine, halkına güvenin.

Vatan Partisi’ne güvenin. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra NATO’cu Generaller Türkiye hapishanelerinde yatmaktadır. 24 bin Amerikancı subay Türk Ordusu’ndan temizlenmiştir. 150 bin FETÖ unsuru, Türk Devletinin içinden atılmıştır.

ABD, Türkiye’de silahsızlandırılmıştır.

Ekonomide ve güvenlikte Türkiye büyük bir kararın, köklü değişikliğin eşiğindedir. ‘TEK SEÇENEK AVRASYA İTTİFAKI’ “Türkiye’yi bu büyük değişikliğe Vatan Partisi getirmiştir. 40 yıldır Avrasya İttifakı’nı savunuyoruz.

Şimdi bu program, ABD-İsrail belasına karşı tek seçenektir. 21. yüzyıla bizlerin beraberliği hem siyasette hem ekonomide hem de güvenlikte, dünyaya damgasını vuracaktır. “Birliğimizi bozan, mezhepçi bakış açıları ancak ABD ve İsrail’e yarar.

Dayanışmamızı güçlendirmemiz, stratejik işbirliğini yükseltmemiz şarttır.

Kaşgarlı Mahmut’un dediği gibi, ‘Baş börksüz, Fars Türksüz olmaz.’ Birbirimize güveniyoruz. “Türkiye, yükselen Asya Uygarlığı’ndaki kararlı yerini kesinlikle alacaktır.

Vatan Partisi’nin hükûmet konumlarında olacağı Türkiye’den size müjdeler vereceğiz.

Bize ait olan ve Türkiye’de kararlı dostunuz olan televizyon kanalımız Ulusal Kanal, son 3 ayda 604 Milyon kez izlenerek Türkiye’nin dijitalde en çok izlenen Haber Kanalı olmuştur. 12 Gün Savaşı’nda medya organlarımız, İran’daki Temsilcimiz Gürkan Demir sayesinde Türk Milleti’ne gerçekleri aktarmıştır. “Türk halkındaki İran, Rusya, Çin ve Asya dostluğu yükselen değerdir.

Türk üreticisi ve sermayesi yüzünü Asya’ya dönmüştür.

Bu gelişmeler de geleceğe güvenle bakmamızı sağlıyor.

Şairlerin en büyüğü Firdevsi’nin Şahname’de, ‘Şehitler mezarlarınızdan kalkma vaktidir.’ diyordu. “Batı Asya’nın şehitlerine sesleniyoruz.

Türkiye’nin, İran’ın, Filistin’in, Irak’ın, Suriye’nin, Yemen’in, Arap dünyasının, Fas’ın, Cezayir’in şehitlerine sesleniyoruz: Şehitler mezarlarınızdan kalkma ve İsrail’i tepelemenin vaktidir.

Sizlere güveniyoruz.

Bu umut ve güvenle, toplantı için teşekkür ediyorum.

Saygılarımla.” ‘Ortak tehdide karşı işbirliğini ve desteği önceledi’ Şehit Kasım Süleymani’nin kızı ve Hacı Kasım Okulu Vakıf Başkanı Zeynep Süleymani, şöyle konuştu: “Şehit Süleymani bir yandan yapısal tehditlere karşı caydırıcılık oluşturmayı hedeflerken, diğer yandan bölgesel aktörlerle diyalog, siyasi koordinasyon ve kriz yönetimi için çalışırdı.

En belirgin özelliklerinden biri, konuları hassas bir şekilde analiz etme ve stratejik tehditleri ikincil sorun ve anlaşmazlıklardan ayırma yeteneğiydi.

Bu yaklaşım, onun uluslarüstü bir kapasite ve ulusal bir sermaye olarak tanınmasını sağladı.” Zeynep Süleymani, Şehit Komutan’ın bölgesel rolüne değinerek şunları söyledi: “Bu stratejik bakış açısı, ona bölgesel düzeyde de farklı aktörler için basiretli, güvenilir ve itimat edilen bir komutan olarak hareket etme imkanı verdi.

Öyle ki, görüş ayrılıklarının olduğu durumlarda bile, ortak güvenlik tehditleriyle karşılaşıldığında, onun işbirliği ve desteği büyük çıkarların önceliğine dayanıyordu.

Bu yaklaşım, Şehit Süleymani’ye hem ülke içinde hem de bölgesel düzeyde geniş bir güven ve önemli bir sosyal sermaye kazandırdı.” Zeynep Süleymani, suikastın ardından bölgede yaşanan gelişmelere değinere, şöyle devam etti: “Son altı yıldaki gelişmelerin incelenmesi, onun yaklaşımının birey odaklı bir eylem olmadığını, bilakis İran İslam Cumhuriyeti’nin büyük stratejisinin bir yansıması olduğunu göstermektedir.

Fiziksel olarak ortadan kaldırılmasına rağmen, bu strateji silah arkadaşları aracılığıyla devam etmektedir.

Bölgede işgal, saldırı ve istikrarsızlaştırmanın çeşitli biçimleri devam ettiği sürece, bu yaklaşım şiddeti dizginlemek ve insani düzeni savunmak için gerçekçi, insan odaklı ve etkili bir model olarak yeniden üretilecektir.” Konferansın üst düzey konuşmacıları İran Dışleri Bakanlığına bağlı Siyasi ve Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü (IPIS) tarafından düzenlenen konferansın açış konuşmalarını Bakan Abbas Erakçi ile Kasım Süleymani’nin kızı Zeynep Süleymani yaptı.

İlk panelin moderatörü İran’ın Eski Ankara Büyükelçisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Danışmanı Mohammad Farazmand’dı.

Konuşmacılar ise Lübnan Direniş Seçeneğini Destekleme Küresel Buluşması Genel Sekreteri Dr.

Yahya Ghaddar, İran Dışişleri Bakanlığı Güney Asya Genel Direktörü Dr.

Mohammadreza Bahrami, Dışişleri Bakanlığı Orta Doğu Özel Temsilcisi Mohammadreza Raouf Şeybani, Strateji Analisti Prof.

Dr.

Masoud Asadollahi ve Azerbaycan’dan medya uzmanı Dr.

Adel Ahmedov’du.

İkinci oturumun moderatörlüğünü ise Eski İran Dışişleri Bakanlığı Orta Doğu Genel Direktörü Dr.

Hamidreza Dehghani yaptı.

Oturumda konuşma yapanlar Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, İran Dışişleri Bakanlığı Orta Doğu Genel Müdürü Mehdi Şuştari, Rusya Tüm Halk Birliği Başkanı Sergey Baburin, Tahran Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.

Dr.

Mohammad Marandi ve Ermenistan Erivan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.

Dr.

Andranik Simonyan’dı.

İlgili Sitenin Haberleri