Haber Detayı
Tek bir uzun yürüyüş mü, birkaç kısa yürüyüş mü? Hangisi daha iyi?
Yıllardır her yerde duyduğumuz 10 bin adım hedefinin aslında bir pazarlama stratejisi olduğu ortaya çıktı. Yeni araştırmalar, kalp sağlığını korumak için kaç adım attığınızdan ziyade, bu adımları ne kadar süre kesintisiz attığınızın çok daha kritik olduğunu gösteriyor.
Günlük hareket miktarımızı artırmak için çoğumuz "ne kadar çok adım, o kadar iyi" diye düşünüyoruz.
Ancak yapılan yeni bir araştırma, toplam adım sayısından ziyade bu adımların nasıl atıldığının önemli olduğunu gösteriyor.
Bilim dünyasının son verilerine göre, gün içine yayılmış kısa süreli hareketler yerine, tek seferde yapılan kesintisiz yürüyüşler kalp sağlığı ve yaşam süresi üzerinde çok daha etkili sonuçlar doğuruyor.
İngiltere'deki geniş kapsamlı bir veri bankasından yararlanan araştırmacılar, yaklaşık 34 bin kişinin hareket alışkanlıklarını mercek altına aldı.
Yaş ortalaması 62 olan ve başlangıçta herhangi bir kalp rahatsızlığı bulunmayan bu kişiler, yürüyüş sürelerine göre gruplara ayrıldı.
Sonuçlar ise oldukça çarpıcı: Hareketin süresi uzadıkça, ölüm riski ve kalp hastalıklarına yakalanma ihtimali belirgin şekilde azalıyor.Araştırma kapsamında katılımcılar, günlük ortalama 8 bin adımın altında kalan bireylerden seçildi.
Bu kişiler; 5 dakikadan kısa, 5-10 dakika arası, 10-15 dakika arası ve 15 dakikadan uzun süren yürüyüş alışkanlıklarına göre sınıflandırıldı.
Yaklaşık 10 yıl süren takip süreci sonunda, her şeyi kısa süreli patlamalar şeklinde yapanlar ile uzun soluklu yürüyenler arasında devasa bir fark olduğu ortaya çıktı.
Verilere göre, hareketlerini 5 dakikanın altındaki kısa aralıklarla sınırlı tutan grupta kalp damar hastalığı yaşama riski yüzde 13 seviyelerinde seyrediyor.
Buna karşılık, yürüyüşlerini tek seferde 15 dakikanın üzerine çıkaranlarda bu risk yüzde 4’e kadar düşüyor.
Yani aslında sadece yürümüş olmak yetmiyor; vücudun ritme girmesi ve kalp sisteminin bu hareketten tam verim alabilmesi için belli bir sürenin aşılması gerekiyor.Bu araştırmanın en dikkat çekici sonuçlarından biri de, özellikle günde 5 bin adımdan az atan, yani oldukça hareketsiz bir yaşam süren kişilerde görüldü.
Hareket miktarı azaldıkça, yürüyüş süresinin önemi daha da artıyor.
Bilim insanları, az hareket eden kişilerin gün içinde attığı adımları mümkün olduğunca birleştirerek, 15 dakikalık bloklar haline getirmesinin koruyucu etkisinin çok daha yüksek olduğunu vurguluyor.
Elbette bu sonuçlarda yaş, alkol tüketimi ve vücut kitle indeksi gibi faktörler de rol oynuyor.
Ancak genel eğilim, kesintisiz yürüyüşün vücut üzerindeki olumlu etkisinin tartışılmaz olduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, kısa yürüyüşlerin bir sağlık sorunu belirtisi olabileceğini ya da uzun yürüyüş yapanların genel olarak daha sağlıklı alışkanlıklara sahip olabileceğini de not düşüyor.Yıllardır her yerde duyduğumuz "günde 10 bin adım" hedefi, aslında klinik bir tavsiyeden ziyade ticari bir geçmişe dayanıyor.
Japon bir adım sayar firmasının pazarlama stratejisiyle hayatımıza giren bu rakam, modern tıp dünyasında artık yerini daha gerçekçi hedeflere bırakıyor.
Bazı çalışmalar 7 bin adımın ideal olduğunu söylerken, bu son araştırma odağı sayıdan alıp süreye çeviriyor.
Özetle, asansör yerine merdiven kullanmak ya da ofis içinde kısa turlar atmak elbette hiç hareket etmemekten iyidir.
Fakat kalp sağlığınızı gerçekten korumak istiyorsanız, en azından günde bir kez ayakkabılarınızı bağlayıp dışarı çıkmak ve en az 15 dakika boyunca durmadan yürümek en etkili çözüm haline geldi.
