Haber Detayı
Sokakların yeni sakinleri: 32 km hızla giden teslimat robotları
Teslimat devi DoorDash, kurye ordusunun yanında otonom robotu Dot’ı devreye alarak çalışma modelini kökten değiştiriyor. Saatte 32 km hız yapabilen bu robotlar, bir yandan teslimat maliyetini düşürme vaadi verirken, diğer yandan halihazırda güvencesiz olan iş gücüne yeni bir tehdit oluşturuyor.
Şehir sokaklarında bacaklarınızın arasından hızla geçen, teslimat yapan robotların görüntüsü, kısa süre içinde bilim kurgu filmlerinden fırlamış bir sahne olmaktan çıkıp günlük hayatın bir parçası haline gelebilir.
ABD’li yemek ve ürün teslimatı devi DoorDash, otonom teslimat robotu DoorDash Dot’ı piyasaya sürmeye hazırlanıyor.
Dot, küçük ölçekli ve yerel teslimatları kaldırım, bisiklet yolu ve hatta araç yollarını kullanarak mağazalar ile müşteriler arasında taşıyacak. 2013'te kurulan ve kısa sürede global bir dev haline gelen DoorDash, bugüne dek büyük ölçüde serbest çalışan kurye ordusuna dayanıyordu.
Ancak bu esnek çalışma modeli; iş güvencesi sorunları, düşük ücretler ve yasal korumaların eksikliği nedeniyle sürekli eleştirilerin hedefi oluyor.
DoorDash'in robot hamlesi, bu hassas ortamda tartışmalı bir adım olarak görülüyor.
Bir yandan Dot, platformun yoğun sipariş trafiğine yetişmesine yardımcı olabilir.
Diğer yandan ise, yapay zekanın insan iş gücünü elinden alacağı yönündeki kaygıların ortasında, bu robotun varlığı zaten kırılgan bir işçi sınıfını tehdit etmesi ihtimalini doğuruyor.DoorDash Dot, siparişleri teslim almak üzere yapay zeka tarafından yönlendirilen otonom bir teslimat platformu üzerinde çalışacak.
Şirket, tüm siparişler için Dot’ı kullanmayacak; daha karmaşık ve özel siparişler için insan kuryeler, hava yoluyla teslimatlar için ise drone’lar görev yapacak.
Saatte 32 kilometre hıza ulaşabilen Dot, bir kapıdan rahatlıkla geçebilecek kadar küçük bir tasarıma sahip.
Dot, rotasını güvenle izlemek için GPS, çeşitli kameralar ve sensörler kullanıyor.
Bu teknolojinin bazı önemli avantajları var.
Birincisi, araçlara göre yolda çok daha az yer kaplıyor ve geleneksel teslimat yöntemlerine kıyasla sıfır emisyon üreterek çevre kirliliğini azaltıyor.
İkincisi, cüzdanını düşünen müşteriler için önemli bir artı sunuyor: Teslimat robotuna bahşiş vermek zorunda kalmayacaksınız.
Sipariş, vergi, teslimat ve servis ücretleriyle zaten pahalı hale gelen DoorDash deneyimi için bu, çekici bir özellik olabilir.Fütüristik verimlilik vaat etse de, DoorDash’in yeni teslimat robotu beraberinde pratik zorlukları da getiriyor.
Yapılan denemeler, teslimat robotlarının temel navigasyon becerilerinde zorlandığını, kaldırımlara takıldığını veya yolları tıkadığını gösteriyor.
Hatta bir olayda, engelli bir vatandaşın arızalanan bir teslimat robotu yüzünden yoluna devam edememesi, bu cihazların erişilebilirlik sorunları yaratabileceğini ortaya koydu.
Önemli bir eleştiri de beklenen kolaylık seviyesine ulaşılıp ulaşılamayacağı sorusu.
Müşteriler, özellikle apartman daireleri gibi çoklu konutlarda yaşarken, siparişlerinin merdivenlerden çıkarılmasını veya tam olarak istedikleri noktaya bırakılmasını bekler.
İnsan kuryeler bu ince detaylara uyum sağlayıp kapıları çalabilirken, robotlar merdiven çıkmıyor veya beklenmedik durumlara adapte olamıyor.
Eleştirenler, insanların alıştığı teslimat standartlarını karşılamayan bir teknolojinin neden tanıtıldığını sorguluyor.
Son olarak, robotların yetenekleri artsa bile, halka açık sokakların öngörülemez doğasında hayatta kalmaları da gerekiyor.
Teslimat robotları, rahatsız olan yayaların veya şakaların hedefi olmaktan kaçamayacak kadar savunmasız.
Ayrıca, gizlilik veya estetik kaygılar da devreye girebilir.
Örneğin ABD'de bir kasaba, bu gibi nedenlerle Amazon’un drone’larını engellemişti.