Haber Detayı
Değişen nüfus yapısı sosyal güvenliği zorluyor
Nüfus verileri sosyal güvenlikteki tehlikeyi gözler önüne seriyor. Demografik yapımız değişiyor, genç ve çalışma çağındaki nüfus hızla azalırken, emekli ve yaşlı nüfus artıyor. Bu durum da sosyal güvenlikteki tüm dengeli değiştiriyor. Peki bu tehlike nelere yol açıyor, hangi adımlar atılmalı? Detaylarıyla ele aldık...
SON günlerde hem okuyucular hem eş dost, sosyal güvenlikte yapılan köklü değişimleri, ‘hayırdır, neler oluyor?’ diye merak ediyor.
Haklılık payı var, Meclis’te görüşülen ve önümüzdeki günlerde yasalaşacak olan kanun tasarısı ile ihya prim oranı değişecek, emeklilik için borçlanma tutarı artacak, prime esas kazanç tutarı değişecek, emeklilik prim kesintileri yükselecek, işverene verilen teşvikler azaltılacak.
Ayrıca genel sağlık sigortası primi yükselecek ve gelecek yıl emeklilik için aylık bağlama oranları değişecek.
Bunların tamamına yakını da 1 Ocak 2026’nın başında uygulamaya girecek.
Tüm bunları alt alta koyduğumuzda haliyle çalışanlarda, ‘neler oluyor?’ endişesi yaratıyor.
Aslında bu sorunun cevabını, TÜİK, geçtiğimiz günlerde yayımladığı, dönemsel yaş grubu ve cinsiyete göre nüfus oranları ile verdi.
Dikkat ettim, TÜİK, nüfus verilerini açıkladığında; çoğunluk, nüfustaki artışa, kadın ve erkek nüfus oranı odaklandı.
Oysa TÜİK’in açıkladığı veriler, hızla artan tehlikenin boyutunu ortaya koydu; demografik yapı değişiyor, genç nüfus sayısı dramatik şekilde azalıyor, buna karşın yaşlı nüfus hızla artıyor.
Bu değişim de öyle uzun yıllara sari değil; sadece bir yıl içinde, hatta 2025’in 10 ayında yaşandı.
Detaylarını paylaşayım.ÇALIŞACAK KİŞİ SAYISI GERİLİYORTÜİK’in açıkladığı verilere göre 2024’ün Ocak-Eylül döneminde 5.1 milyon olan 0-4 yaş grubu, 2025’in aynı döneminde 252 bin 509 kişi azalarak, 4.8 milyona geriledi.
Geçen yılın 9 aylık döneminde bu yaş grubunun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 6 iken, bu yılın aynı döneminde yüzde 5.7’ye düştü.
Benzer şekilde, geçen yılın 9 aylık döneminde 6.4 milyon olan 5-9 yaş grubu, bu yılın aynı döneminde 214 bin 750 kişi azalarak, 6.2 milyona geriledi ve bu yaş grubunun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 7.5’ten yüzde 7.2’ye düştü.Böylece, 2024’ün 9 ayında 11.5 milyon olan 5-9 yaş grubunun sayısı 2025’in aynı döneminde 11.1 milyona ve bu yaş grubunun geçen sene toplam nüfus içindeki oranı yüzde 13.5’den, bu yıl yüzde 12.9’a geriledi.
TÜİK verilerinden bir detayı daha paylaşayım, 20-24 yaş grubu, yani çalışma çağındaki nüfus, 2024’ün 9 ayında 6.3 milyon iken, bu yılın aynı döneminde 6.2 milyona geriledi ve bu yaş grubunun toplam nüfus içindeki oranı da yüzde 7.4’ten, 7.3’e düştü.YAŞLI NÜFUS YÜZDE 16’YA YAKLAŞTIYaşlı nüfus oranı ne olmuş?
Mesela, son bir yılda en yüksek artış 75-79 yaş gurubunda yaşanmış.
TÜİK verilerine göre, 2024’ün Ocak-Eylül döneminde 1.6 milyon olan 75-79 yaş grubu, 2025’in aynı döneminde 1.7 milyonun üzerine çıkmış ve bu yaş grubunun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 1.9’dan, 2.1’e yükselmiş.
Benzer şekilde 2024’ün 9 ayında 3.2 milyon olan 65-69 yaş grubunun sayısı bu yılın aynı döneminde 3.4 milyona yükselerek, toplam nüfus içindeki payı yüzde 4’e ulaşmış.
Bir hesap yaptım, 60-89 yaş grubunun 2024’te sayısı 12.9 milyondan, 643 bin artarak bu yıl 13.5 milyona çıkmış.
Bu yaş grubunun toplam nüfus içindeki payı ise yüzde 16’lara yaklaşmış.
Ve bunların hepsi de son bir yılda yaşananlar.EMEKLİLİK YAŞINDA ARTIŞA GİDİLİR Mİ?Bu veriler bize neyi anlatıyor?
Demografik yapımız değişiyor, genç ve çalışma çağındaki nüfus hızla azalırken, emekli ve yaşlı nüfus artıyor.
Bu durum da sosyal güvenlikteki tüm dengeli değiştiriyor.
Nitekim SGK’nın son açıkladığı verilere baktığımızda aktif/pasif oranı yüzde 1.60’a gerilemiş durumda.
Yani 1.60 çalışan, 1 emekliye bakıyor.
Bu oran geçmiş yıllarda da çok iyi değildi ama hiç bu seviyeleri görmemiştik.
Projeksiyon yaparsanız, bir çalışanın bir emekliye bakacağı dönemler çok uzak değil; hele de demografik değişim bu kadar hızlı olmaya devam ederse.Bu durum bazı önlemler almayı gerektiriyor.
Ya sosyal güvenlik sistemini destekleyici modeller geliştireceksiniz ya da mevcut durumun şartları değiştireceksiniz.
İşte, şu sıralar yapılan da bu, mevcut durumun şartları değiştiriliyor.
Emeklilik prim kesintisi artırılıyor, prime esas kazançlar değiştiriliyor, aylık bağlama oranında değişiklik yapılmaya çalışılıyor, genel sağlık sigortası prim artırılıyor.
Bunlar sosyal güvenlik sisteminin mali açıdan sürdürülebilirliğini artırmaya yönelik adımlar.İşin aslını isterseniz, son dönemde atılan adımları, sosyal güvenlikte sessiz reform olarak da yorumlayabiliriz.
Bunların sonucunda emeklilik yaşında da artışa gitme zorunluluğunu getirir mi?
Bugünden yarına zannetmiyor ama şunu biliyorum, atılan bu adımlar geçici çözümler, asıl yapılması gereken ise sosyal güvenlik sistemini destekleyici modelleri geliştirmek.
Bunu da biran önce yapmak.
Çünkü bugün iyileştirme adına ne yaparsanız yapın, meyvelerini en erken 25 yıl sonra alırsınız.