Haber Detayı

Gerçekten hazır hissetmeden asla yönetmenlik yapmazdım
Yazarlar hurriyet.com.tr
28/12/2025 07:51 (2 saat önce)

Gerçekten hazır hissetmeden asla yönetmenlik yapmazdım

Oscar ödüllü oyuncu Kate Winslet ile Los Angeles’ta bir araya geldik. Unutulmaz performanslarıyla sinemaya iz bırakan ünlü yıldızın ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu “Goodbye June” filmi 24 Aralık’ta dijital platformda izleyiciyle buluştu. Senaryosunu Winslet’ın oğlu Joe Anders’ın kaleme aldığı, başrolünde Oscar’lı oyuncu Helen Mirren’ın yer aldığı film birbirinden uzaklaşmış dört kardeşin, hasta anneleri June’un Noel’den önce kendi ölüm sürecini planlamasıyla yeniden bir araya gelmesini anlatıyor. Kameranın arkasında da tutkusunu ortaya koyan Kate Winslet ile film hakkında samimi bir sohbet gerçekleştirdik.

◊ İlk kez yönetmen koltuğuna oturdunuz.

Neden bu projeyi seçtiniz?- Son 10 yılda şunu fark ettim; birlikte çalıştığım bazı yönetmenlerin ekip arkadaşları zaman zaman “Bir yönetmen gibi düşünüyorsun.

Sen ne zaman yöneteceksin?” diye sorardı.

Sanırım bu durumun farkında bile değildim.

Oyuncu olarak teknik bir zihnim var.

Bunun yanında oyuncularla empati ve bağ kurma yeteneğim, sette neler olup bittiğine dair farkındalığım var.

Keza yıllar içinde sette canlı bir ortam yaratıp herkesi parçası haline getirmeyi öğrendim.O yüzden “Goodbye June” ortaya çıktığında kendimi ne kadar hazır hissettiğime şaşırdım.

Kibirli ya da kendini beğenmiş gibi anlaşılmak istemem ama hayatımda hiçbir şeyi yarım yapmadım.

Yapım böyle.Dolayısıyla gerçekten hazır hissetmeden asla yönetmenlik yapmazdım.

Sete gidip korkmuş hissetmek ya da oyuncuları destekleyememek korkunç olurdu.

Filmin hikâyesi hem komik, hem detaylı hem de iz bırakan türdendi.

Oyuncuların kendilerini desteklenmiş, korunmuş ve gerçekten dinlenmiş hissettikleri bir ortam olması gerekiyordu.

Bunu yapmaya hazır olduğumu hissettim.OĞLUMUN BUNU YAPACAK CESARETİ GÖSTERMESİ BENİ ŞAŞIRTTI ◊ Kameranın diğer tarafında sizi en çok şaşırtan ne oldu?- Yıllar içinde film ekipleriyle kurduğum güzel ilişkiler için ne kadar minnettar olduğumu fark etmek...

Bütçesi küçük bir film çekiyorsanız, ki bizimki öyleydi, sadece 35 günde çekim yapıyorsanız, üstelik başrol oyuncunuz Helen Mirren bu 35 günün yalnızca 16 gününde yanınızdaysa...

Helen bir işten gelmişti ve başka bir projeye gidecekti.

Böyle bir durumda hızlı toparlanmak, ileriye dönük düşünmek ve iyi hazırlanmak için gerçekten iyi niyete yaslanmanız gerekiyor.◊ Oğlunuzun yazdığı senaryoyu filme çektiniz.

İlk okuduğunuzda ne hissettiniz?- Oğlumun bir şeyler yazmış olmasına şaşırmadım, çünkü hep yazardı.

Şiirde çok yetenekliydi.

Okuldayken tiyatro oyunlarına yaratıcı katkılar yapmıştı.

Ayrıca oyunculuk yapmaya da başlamıştı, küçük de olsa bazı işlerde yer almıştı.

Londra’da yazarlık okumak istedi, okula kabul edildi.

Beni şaşırtan şey, bunu yapacak cesareti göstermesiydi.

Çünkü çok mütevazı biri ve kendi yeteneği konusunda oldukça güvensiz.2017’de annem vefat ettiğinde o daha gençti.

Ailemizin dünyanın dört bir yanından bir araya gelişini çok net hatırlıyor.

Büyükannesiyle çok özel bir ilişkisi vardı.

Hikâyenin ilham verici duygusal arka planı buydu.

Bundan yola çıkarak kurgusal bir aile yarattı.

İlk okuduğumda ne kadar iyi olduğuna gerçekten çok şaşırdım, itiraf etmeliyim. “Bunu film yapacağız” dedim. “Hayır anne, o kadar da değil.

Bu sadece okul ödevim” dedi.

Ben ise “Hayır, bu bir film olabilir.

Yapımcılığını üstlenmek ve kız kardeşlerden birini de ben oynamak isterim” dedim.

O noktada yönetmenlik yapmayı hiç düşünmüyordum.Oğlumun sürecin içinde kalmasını da istedim.

Genelde işi bir yönetmene verdiğinizde, film artık onundur, bu doğru olan şeydir.

Yazar geri çekilir.

Ama ben bunu istemedim.

Oğlumun fikirlerini seviyorum.

Çok zeki bir çocuk, sinemayı çok seviyor.

Harikaydı.

Her şeye büyük bir hevesle atladı.KADINLARA HÂLÂ YETERİNCE FIRSAT VERİLMİYOR◊ Genç kadınları ve yeni sanatçıları çok destekliyorsunuz.

Sizi özellikle etkileyen, ilham aldığınız ve gelecekte birlikte çalışmak istediğiniz isimler var mı?- Herhangi bir alandaki kadın yetenekleri destekliyorum diyebilirim.

Görüntü yönetmeni, yazar ya da yönetmen olmak isteyen biri olabilir.

Açıkçası kadınlara hâlâ yeterince fırsat verilmediğini düşünüyorum.

Erkek egemen alanlarda kadınlar için savunuculuk yapabilmek benim için çok anlamlı.Yönetmen olmaya karar verdiğimde şunun farkındaydım; bu işi ne kadar uzun süre yapmazsam, sektörümdeki azınlık topluluğa o kadar az katkıda bulunmuş olurum.Soruya dönersem; B kamera operatörümüz Natasha Mullen son derece yetenekli genç bir sinemacı.

Görüntü yönetmeni olmak istiyor ve bu yolda adım adım ilerliyor. “Goodbye June”dan sonra şu anda “Ted Lasso”nun yeni sezonunda A kamera operatörü olarak çalışıyor.

Yani hızla yükseliyor.

Onun adına çok heyecanlıyım.

Birilerinin arkasında destekleyici el olabilmek, yaptıkları işte yanlarında durup onları yüreklendirmek için ne yapabiliyorsam yapıyorum.HELEN MIRREN BU FİLM İÇİN KENDİ KURALLARINI YIKTI◊ Oyuncularla iletişiminizden bahsetmek istiyorum.

Yıllarca kameranın önünde yer almış biri olarak, yönetmen koltuğuna oturduğunuzda oyunculara yaklaşımınızda farklılık oldu mu?- Oyuncuları seviyorum.

Oyuncuları gerçekten çok seviyorum.

Yıllar içinde oyunculara ne söylenmemesi gerektiğini öğrendim.

Gerçekten öğrendim.Yönetmenlik yaparken her bir oyuncu oynadıkları role bağlı olarak çok ama çok farklı şeylere ihtiyaç duyuyordu.

Helen Mirren mesela, “Bana ne yapacağımı söyle, nerede duracağımı söyle, nasıl yatacağımı söyle” derdi.

Çoğu zaman işin fiziksel tarafıyla ilgili şeyler sorardı: “Hikâyede hangi gündeyiz?” Bazen bu kadar basitti.

Onun bana bunları sormasının sebebi bu rolü oynamakta zorlanmasıydı.

Hatta bir parçası bunu yapmak istemiyordu bile.Bana en başta dedi ki “Senaryonu okurum ama iki kuralım var.

Asla demans hastası birini ve asla kanserden ölmekte olan birini oynamam.

Ama ilk kez yönetmenlik yapan bir kadını desteklemek istiyorum, o nedenle okuyacağım.”Bunu söylemesi beni o kadar duygulandırdı ki...

Okudu ve sonra “Kuralımı bozacağım.

Senin için yapacağım” dedi.

Ne kadar inanılmaz bir şey olduğunu anlatamam.Eğer 80 yaşına gelip hâlâ Helen Mirren gibi çalışıyor olursam, ben de daha genç bir oyuncu, daha genç bir yönetmen, daha genç bir yazar için aynısını yapacağım.Çünkü ben ilk kez yönetmenlik yapıyordum, oğlum ilk kez senaryo yazıyordu, Helen kendi kurallarını yıktı.

Bu desteği ileriye taşımak benim için çok önemli.

İlgili Sitenin Haberleri