Partiyi hayatının merkezine koyan devrimci

Kamu çalışanları hareketinde aktif rol alan ve Enerji Yapı Yol Sendikası’nın kurucuları arasında bulunan Akbuğa, vefatından önce bedenini bilim dünyasına kadavra olarak bağışladı.

Bu karar, yakınları ve partililer tarafından toplumsal bir örnek davranış olarak değerlendirildi.

Partili arkadaşları Akbuğa’yı Aydınlık için anlattı. ‘YAŞAMINI PARTİYLE ÖZDEŞLEŞTİRDİ’ Hasan Yıldız, “Vatana ve milletine olan bağlılığını, cansız bedenini vererek de ortaya koydu.” dedi ve şunları kaydetti: “Sadık Akbuğa kesintisiz 50 yıllık Vatan Partili bir arkadaşımız.

Partinin önder kadrolarından biri.

Ankara’da çok önemli mücadeleler yürüttü.

Yaşamını partiyle özdeşleştirdi.

Partiyi hayatının merkezine koydu.

Tokat’tan Ankara’ya yerleşti. 70’li yıllarda Memurlar Derneğinde aktif görev aldı. 90’lı yıllarda Kamu Çalışanları Hareketinin önder kadrosu içindeydi ve o hareketin sendikal mücadelesinde görevler aldı.

Kamu çalışanları hareketini başlatan liderlerdendir.” ‘ÖRNEK DAVRANIŞ’ “Enerji Yapı Yol Sendikasının da ilk önderlerinden hatta o çalışmayı başlatan 5 kişiden biri.

Kamu çalışanlarının sendika mücadelesiyle, parti mücadelesi arasındaki dengeyi çok iyi yürüttü ve orada önemli kadrolar kattı partiye.

Emekli olunca da hemen partiye kaydını yaptırdı.

Altındağ İlçe Başkanlığı görevinde bulundu.

Sonraki yıllarda da partinin bütün eylemlerinde görev aldı.

Sadık Akbuğa fikirlerini, eleştirilerini açık şekilde söylerdi ama hiçbir zaman partiye toz kondurmazdı.

Partiye adı gibi sadıktı.

Kendine has farklı tarzı olan biriydi.

Herkes onu aykırı diye tanıdı.

Ama bir o kadar da partiye bağlıydı, fedakardı.

Onun fedakarlığı ölümünden sonra da kendisini ortaya koydu.

Vasiyetinde kendi bedenini kadavra olarak bağışlamış.

Böylelikle vatana ve milletine olan bağlılığını, cansız bedenini vererek de ortaya koydu.

Bu da örnek bir davranıştır.” ‘İŞ YERİ MİSAFİRHANESİNDE KONUK ETTİ’ Şahin Onuş da şunları aktardı: “Yıl 1980’lerin ortaları olsa gerek.

Bir yanda karşı devrim güçlerinin ‘ikinci Cumhuriyet’ iddiasıyla saldırıya geçtiği günler.

Diğer yandan İzmir’de emek mücadelesi yükseliyordu.

Rahmetli yoldaşım Sadık yanında iki arkadaşıyla birlikte İzmir’deki mitinge katıldılar.

Arkasından cezalar ve Çorum’a sürgün günleri.

Parti kuruluş çalışmalarında yatacak yer bulabilmenin çok zor olduğu yıllar.

İl örgütümüzü kurmak için vardık Çorum’a.

Sadık arkadaşımız bizi sahiplendi.

Çalışmamız bitene kadar bir yolunu bulup iş yerinin misafirhanesinde konuk etti bizi.

Kendisini özlemle anacağız.”