Haber Detayı
Cüzdanınız bu oyun listesini görünce Steam hesabınızı engelleyecek!
Oyunseverler! Oyun dünyası 2026’da bizi yutacak! Yepyeni IP’ler geliyor. Evet, sıfırdan dünyalar, yepyeni karakterler, taze hikâyeler! O yüzden kemerleri bağlayın, kahvenizi alın, çünkü 2026’da oyun oynamak artık bir yaşam biçimi olacak. Başlıyoruz!
1.
Animula Nook Bir masa üstünde ev kurmak mı?
Neden olmasın!
Animula Nook’ta karınca boyutuna iniyor, devasa kalemleri, fincanları, çiçekleri ev eşyası yapıyoruz.
Yağmur damlalarını enerji, güneşi yakıt olarak kullanıyoruz.
Şirinliğin tavan yaptığı bu dünyada, her minik detay “ben buradayım!” diyor.
Tatlılık overdose’una hazır olun!Kıyamet sonrası Japonya… lanetli Emma ve köpeği Koo hayatta kalmaya çalışıyor.
Hem hüzünlü, hem sert, hem de “şu köpeğe bir zırh verin!” dedirtecek kadar dokunaklı bir RPG.
Teknik savaşlar, çürümüş güzellikte bir dünya ve ağır duygular… FromSoftware kıskansın, burada duygu da var dövüş de!“Ben şövalye olsam tarihe geçerdim” diyenlere geliyor!
Kılıcını kuşan, atını tımarla, tarih seni bekliyor.
Kuşatma savaşları, ihanet dolu entrikalar ve parlayan zırhlar… ama hepsi ter kokusu ve çamurla geliyor.
Her kararın tarih yazıyor, her savaş kader çiziyor.
Orta Çağ bu kadar güzel kokmamıştı!İspanya’nın karanlık ruhu sahneye çıkıyor!
Kendi kanını mermi gibi kullandığın bir dünyada, Güneş Tanrısı’nın görevini yerine getirmeye çalışıyorsun.
Evet, kendi kanını.
Gotik katedraller, ürpertici tarikatlar, kan ayinleri… Crisol, korku değil ibadet gibi bir korku!
Ama dua etmeye vakit kalmaz, koş!Pywel kıtasına hoş geldiniz, ama burada tatil değil, savaş var!
Kliff ve tayfası destan yazarken siz de ter döküyorsunuz.
Açık dünya, epik sinematikler ve inanılmaz dövüşler… Crimson Desert, “orta çağda Witcher olsam” diyenlere 8K kalitesinde tokat gibi cevap veriyor.
Güneş batarken, Pywel ağlıyor…40.000 yıl sonra insanlık hâlâ hayatta… ama nasıl?
Exodus’ta hem savaşçı hem rehbersin; uzayda Tanrı’yla bile pazarlık yapıyorsun.
Epik bilim kurgu evreni, zaman yolculuğu, kader döngüleri… kısaca “Mass Effect, seni biraz geçtik biz” havası.
Gezegenler çılgın, hikaye derin, soundtrack uzaylı gibi!Birinci şahıs RYO, kılıç ve sihirle harmanlanmış destansı bir keşif yolculuğu.
Her büyü bir karar, her savaş bir dönüşüm.
Dünyanın sana fısıldadığı sırları dinlemezsen, seni tokatlar!
Fatekeeper seni hikâyeye zincirliyor ama “nereye gidersen git, kader peşinde” diyor.
Kısaca, kader değil sen yaz!Uzay gemisi yanıyor, sen de yanmak üzeresin… ama belki de kurtuluş düşmanında gizli.
Judas, ahlaki olarak gri değil; simsiyah bir uzay hikayesi.
Kimseye güvenme, çünkü sen bile kendine güvenmiyorsun!
Bioshock tadında, ama bu sefer “su yok, vakum var!” Uzayda pişmanlık yankılanır.Geleceğin Kore’sinde, ruhlar ve makineler arasında sıkışmış bir dünyada dans ediyoruz.
Gizlilik, dövüş ve sinematik hikaye akıyor!
Performans yakalama öyle iyi ki karakter nefes alsa sen de terliyorsun.
Her dövüş bir dua gibi, her karar bir yara.
Mudang, kalp atışıyla senkronize bir aksiyon sunuyor.Capcom yine kafayı uzaya takmış!
Hugh ve android Diana, Ay’daki istasyonda gizem çözmeye çalışıyor.
Hackleme, yerçekimsiz kaos ve göz alıcı sahnelerle dolu bir bilim kurgu macerası.
Capcom diyor ki: “Resident Evil değiliz ama yine korkutacağız.” Diana’ya kıymayın, o bizim umut ışığımız!Little Nightmares yaratıcıları geri döndü, ve bu sefer “iki kişilik kabus” getiriyorlar.
Kardeşini kurtarmak için cehenneme gitmek?
Aile bağları, ama yanına biraz delilik serpiştirilmiş.
Görsel olarak tüyleri diken diken eden, atmosferiyle “ışığı kapatmasam mı?” dedirten bir korku deneyimi.
Sevimli ama travmatik!Hafızasını kaybetmiş bir denizci, garip bir okyanus, konuşan kelebekler...
Yani kısaca “Alice Harikalar Diyarında ama deniz versiyonu.” Sea of Remnants; şiir gibi, rüya gibi, hatta biraz da halüsinasyon gibi.
Müzikler huzur veriyor, ama derinlikte bir sır var: Belki de hatırlamak hiç iyi bir fikir değildir.Eski Hindistan’ın efsaneleri yeniden doğuyor!
Rakshasa iblislerine karşı mistik orman güçleriyle savaşan bir bekçisin.
Renkler patlıyor, atmosfer tütsü kokuyor, dövüşler Bollywood şovu gibi akıyor!
Mitoloji, aksiyon ve ruhani görsel şölen bir arada.
Bhaarat çağı geliyor ve sen başrolsün!Gündüz ve gece arasında sıkışmış lanetli bir savaşçı...
Coen’in hikayesi hem gotik hem trajik.
Kara Ölüm’ün gölgesinde insanlığını korumaya çalışırken, içindeki canavarla da savaşıyorsun.
Her tercih ruhuna bir çizik atıyor. “Vampir olsam ama duygusal olsam” diyenlere: işte o oyun geldi!Napolyon ordusundan ölüsün ama artık daha güçlüsün!
Valor Mortis, Fransız gotiğini soulslike’la karıştırıp önümüze koyuyor.
Hızlı, sert, zifiri karanlık!
Avrupa’yı kasıp kavuran veba, damarlarında güç olarak akıyor.
Ölümden diril, doğaüstü canavarları biç, ve tarihe kanla yazıl.
Vive la mort!