Haber Detayı
Plastik mutfağımıza nasıl sızdı, sağlığımızı nasıl tehdit ediyor?
Burger yerken sadece ekmek, et ve peyniri değil; plastikten kopup gelen kimyasalları da yiyoruz. Uzmanlara göre mutfaktaki spatuladan ambalaja kadar her şey, hormonları bozan ve kanserle ilişkilendirilen maddelerle dolu. Üstelik bu tablo sadece Türkiye'ye özgü değil.
Burger sevenler, burgerlerinden bir ısırık aldığında sadece ekmek, marul, domates ve peyniri değil; aynı zamanda PFAS, ftalat, BPA ve alev geciktiricilerden oluşan bir kimyasal kokteyli de vücutlarına alıyor.
Bilim insanlarına göre bu maddeler hormon sistemini bozuyor, bağışıklığı zayıflatıyor ve bazı kanser türlerinin riskini artırıyor.Üstelik sorun yalnızca hamburgerin kendisi değil.
Ambalajı, pişirme sırasında kullanılan plastik spatula, yapışmaz tava, hatta tepsi bile bu kimyasalların kaynağı olabiliyor.PLASTİK KONFOR GETİRDİ, KİMYASAL YÜK BIRAKTIPlastik, modern hayatın en büyük konfor vaatlerinden biriydi.
Ucuz, hafif, dayanıklı ve her yerde.
Ancak bugün evlerimizin neredeyse tamamı plastikle kaplı; koltuk döşemeleri, halılar, laminant zeminler, gıda ambalajları, mutfak gereçleri.Bilim insanlarına göre sorun, plastiğin kendisinden çok ona eklenen binlerce kimyasal katkı maddesi.İsviçre ve Norveçli araştırmacıların oluşturduğu kapsamlı bir veri tabanına göre, plastikle ilişkili 16 bin kimyasal bulunuyor.
Bunların en az 5 bin 400’ü insan sağlığı için tehlikeli kabul ediliyor.SİYAH PLASTİK, ELEKTRONİK ATIK VE ZEKA RİSKİMutfaklarda sık kullanılan siyah plastik spatulalar ve tepsiler, çoğu zaman geri dönüştürülmüş elektronik atıklardan üretiliyor.
Bu ürünler yüksek oranda bromlu alev geciktiriciler içerebiliyor.Araştırmalara göre bu maddeler, çocuklarda zeka puanı düşüşü, nörogelişim sorunları, öğrenme güçlükleriyle ilişkilendiriliyor.
Yani ocakta masumca çevrilen bir köfte, aslında beyni etkileyen kimyasallarla temas edebiliyor.Yapışmaz tavalar, karton tabaklar, kompostlanabilir olduğu söylenen çatal-bıçaklar… Birçoğunun ortak noktası: PFAS.Araştırmalar gösteriyor ki; marketten alınan gıdaların yüzde 75’inde ftalat bulunuyor.
Konserve gıdaların büyük bölümünde BPA veya benzeri maddeler halen mevcut. “BPA’sız” etiketli ürünlerde bile BPS ve BPF gibi benzer kimyasallar kullanılıyor.
Özellikle ultra işlenmiş gıdalar, bu kimyasallar açısından en riskli grup.HORMONLAR KARIŞIYOR, RİSK KATLANIYORBu kimyasalların ortak özelliği, endokrin bozucu olmaları.
Yani vücudun hormon sistemini taklit ediyor, yanıltıyor.
Bu konuda bilimsel bulgular çarpıcı; anne karnında maruziyet başlıyor.
Ftalata yüksek maruz kalan kadınlarda erken doğum riski artıyor ve BPA, obezite ve diyabetle bağlantılı.Üstelik mesele tek bir kimyasal değil.
Uzmanlara göre birlikte maruz kalınan bu maddeler, tek tek “güvenli” sayılan dozları aşan bir etki yaratabiliyor.NE YAPABİLİRİZ?Uzmanların önerileri sınırlı ama net.
Plastiği ısıtmayın, sıcak ve yağlı yiyecekleri plastik kaplarda saklamayın, ultra işlenmiş gıdaları azaltın ve cam, çelik, döküm gibi alternatiflere yönelin.
Ancak bilim insanlarına göre bireysel önlemler yeterli değil.
Asıl çözüm, plastiklerde kullanılan kimyasalların ilaçlar kadar sıkı denetlenmesi.
Odatv.com