Haber Detayı

Soğuk meydanlar, sıcak ritüeller
Kadim ülker aydinlik.com.tr
21/12/2025 15:16 (5 gün önce)

Soğuk meydanlar, sıcak ritüeller

Soğuk meydanlar, sıcak ritüeller

Noel, Avusturya’nın kutsal günleri arasında en başta yer alır.

Aralık ayının başlamasıyla birlikte ülkede hissedilen telaş, aslında 24 Aralık’a, Noel gününe hazırlıktır.

Kökenini bizim topraklarımızdan, Demreli Aziz Nikolaos’tan alan bu dini gün; inansın inanmasın, Avusturya’da neredeyse herkes tarafından bir biçimde kutlanır.

Bugünü yaşamak için Hristiyan olmak şart değildir; dinli ya da dinsiz, inanan inanmayan hemen hemen herkesin Noel ile az ya da çok bir bağı vardır. “Benim Noel ile alışverişim olmaz” diyenlerin de mutlaka vardır; ancak kutlamasa bile çoğu insan bu dönemin kıyısından köşesinden hayatına dokunduğunu kabul eder.

Biz de çocuklarımızı kreşe verdiğimiz yıldan itibaren bu döngünün içine girdik.

Çocuklarımızın yaşıtları arasında kendilerini dışlanmış hissetmemeleri için, Noel döneminde yapılan her şeye biz de eşlik ettik.

Hediyeler aldık, hatta bir çam ağacı alıp süsledik.

Bu çam ağacımız plastiktendi.

Amaç, onların okulda ve kreşte arkadaşlarıyla aynı dili konuşabilmeleri, bu ortak deneyimin dışında kalmamalarıydı.

Peki hiç kutlamayanlar var mı?

Vardır mutlaka.

Kutlamıyor olsalar bile, Avusturya’da çalışan nüfusun çok büyük bir kısmı —toplu sözleşmeye bağlı işletmelerde çalışanlar— Kasım ayı maaşıyla birlikte “Noel ödentisi” olarak bilinen on dördüncü maaşı alır.

Bu ödeme, kimi zaman ayın başında, kimi zaman sonunda yapılır ve Noel’in ekonomik boyutunu da görünür kılar.

Bu ödentiden dolayı bile Noel, kutlamayanların yaşamına müdahale eder.

DİNİ VE KÜLTÜREL ANLAMLAR Hz.

İsa’nın doğumunu anmak için kutlanan Noel, Hristiyan dünyasında genel olarak 24 Aralık’ta başlar; 24, 25 ve 26 Aralık kutsal günlerdir ve resmî tatildir.

Doğu Ortodoks Kiliselerinin bir kısmı ise takvim farkı nedeniyle Noel’i 7 Ocak’ta kutlar.

Dini anlamda Noel, Hristiyanlığa göre Tanrı’nın oğlu ve kurtarıcı olarak kabul edilen Hz.

İsa etrafında şekillenir.

Sevgi, bağışlama, merhamet ve umut bu günlerin ana temalarıdır.

Kiliselerde ayinler yapılır, dualar edilir, ilahiler söylenir.

Dini içeriğinin yanı sıra Noel, evrensel bir kültürel kutlamaya dönüşmüştür.

Evler çam ağaçlarıyla, ışıklarla ve süslerle donatılır.

Akrabalar, dostlar ve arkadaşlar birbirlerine hediyeler verir.

Günümüzde Noel’in esas ağırlığı, aile ya da yakın çevrenin bir masa etrafında toplanıp birlikte yemek yemesinde somutlaşır.

Geçtiğimiz günlerde bir radyo programında konuşan bir seyahat rehberi hanım, Noel yemeğinin çıkışında aileden ziyade dostlarla yenildiğini anlatıyordu.

Bunun nedenini de yalnız olan insanlarla bir arada olmak ve onlara yakınlaşmak isteği olarak açıklıyordu.

Bu Noel sofralarında Noel şarkıları söylenir; paylaşma duygusu güçlenir.

Biz ailecek Noel’i yıllarca kendilerinin de Hristiyan olmayan arkadaşım ve onun annesinin vefatına kadar birlikte kutladık.

Daha sonraki yıllarda arkadaşımın eşi ve her defasında yeni tanıdığımız dostlarıyla Noel sofrasında olduk.

Anlaşılan bu yıl ilk defa Noel yemeğinde beraber olmayacağız.

NOEL PAZARLARI Aralık ayının başından Noel tatiline kadar Avusturya’nın kent ve kasabalarında Noel pazarları, yani Weihnachtsmarkt’lar kurulur.

Bu pazarlarda yiyecekler, içecekler ve hediyelik eşyalar satılır.

Kökeni Orta Çağ’a uzanan bu pazarlar, başlangıçta halkın Noel öncesinde yiyecek, giysi ve günlük ihtiyaçlarını karşılamasını amaçlayan kış pazarlarıdır.

Avusturya’daki ilk kış pazarı, Habsburg Dükü I.

Albrecht’in izniyle Viyana’da kurulan “Aralık Pazarı” (Dezembermarkt) olarak bilinir.

Zamanla bu pazarlar hem dinsel hem kültürel bir kimlik kazanmıştır.

Dünyanın en eski Noel pazarı, 1434 tarihli Dresden Striezelmarkt olarak kabul edilir.

Viyana’daki pazar daha eski olmasına rağmen, henüz “Weihnachtsmarkt” adını taşımadığı için bu unvan Dresden’e verilmiştir.

Bugün Viyana’da neredeyse her mahallede kurulan Noel pazarları dolup taşar.

İnsanlar süslenmiş pazarları ve meydanlardaki Noel ağaçlarını görmek, kurabiyelerin, çeşitli yemeklerin ve sıcak şarapların —Punsch ve Glühwein— tadına bakmak için buralara akın eder.

Bugün Viyana’nın meydanlarında duyulan sesler; tarçın ve karanfil kokularına, sıcak şarap tezgâhlarının buğusuna karışır.

Tüm bu atmosfer, geçmişten bugüne taşınan bir hafızayı canlı tuttuğu dost sohbetlerinde anlatılır.

Weihnachtsmarkt, bireyin yalnızlığını geçici olarak askıya aldığı bir mekân gibidir; soğuk havada kalabalığın içine karışmak, insanın kendine sessizce “yalnız değilim” deme biçimidir adeta.

Noel Ağacı’nın ışıkları altında soğuğa karşı sıcak şaraplar, sıcak kestaneler ve patateslerle durulur.

NOEL AĞACI: SESSİZ BİR SİMGENİN GÜCÜ Meydanlarda kurulmuş Noel pazarlarındaki bu toplu deneyimin ev içindeki karşılığı ise Noel ağacıdır.

Avusturya’da ilk belgelenmiş Noel ağacı 1816 yılında, Viyana’da Prenses Henriettevon Nassau-Weilburg tarafından saraya getirilmiştir.

Başlangıçta aristokrasiye özgü olan bu gelenek, 19. yüzyılın ortalarından itibaren burjuva aileler arasında yayılmış, 20. yüzyılın başında ise halkın tamamı için bir Noel sembolüne dönüşmüştür.

Yapraklarını dökmeyen çam ağacı, Hristiyanlık öncesi dönemlerden beri yaşamın sürekliliğini simgelemektedir.

Hristiyan gelenek içinde bu anlam dönüşmüş; mumlar ve ışıklar karanlığa karşı yakılan umudu, tepedeki yıldız ise yol göstericiliği temsil etmiştir.

Bu yazıyı kaleme aldığım günün akşamı emekli olduğum iş yerindeki eski meslektaşlarımla Noel yemeği sofrasındaydım.

Yaşı ellinin üzerinde olan meslektaşlarım Noel ve Noel ağacı ile ilgili sorularımı cevaplandırdılar.

Weihnachtsbaum’un esas gücünün “sessizliğinde saklı olduğunu” söylüyorlar.

Evdeki “Noel Ağacı”, sokaktaki kalabalığın aksine, evin içinde durur; aile bireylerini etrafında toplar, geçmişi ve çocukluklarımızı hatırlatır bize” diyorlardı.

Hediyelerden çok anılar anlamlıdır burada.

Dışarıdaki kışın sertliğine karşı, içeride kurulan küçük bir dünyadır aile için bu.

Bugün Noel pazarları ve ritüelleri, dini ve kültürel anlamlarının yanı sıra önemli tüketim alanlarına da dönüşmüş durumdadır.

Buralarda bir stant açmak küçük esnafın boyunu çok aşar.

Büyük ve marka gastronomi işletmeleri oralardadır.

Viyana’da en bilinen ve en merkezi Noel pazarlarından birine gitmeyi iki kez denedim; her ikisinde de ziyaretçi kapasitesi dolduğu için içeriye giremeden geri dönmek zorunda kaldık.

Buna rağmen bu kalabalığı tarihi Burgtheater (Burg Tiyatrosu) binasının önünden izlerken, Noel’in hâlâ ne kadar güçlü bir ortak duygu yarattığını ve insanların mutluluklarını görmek mümkün.

Bu mutluluk yılbaşı gecesine kadar devam eder. 1 Ocak’tan yumurta bayramına (Ostern) kadar bir sessizlik hâkim olur.

Noel bayramı bütün bu ritüellere rağmen bir eksiklikle kutlanmaktadır: kar yağmamaktadır.

Hiç olmazsa 24 Aralık gününde bir de kar yağmış olsa, mutluluklarına bir yıl anlatacak anı biriktirmiş olurlar.

Hristiyan dostlarımızın Noel bayramı kutlu olsun.

İlgili Sitenin Haberleri