Haber Detayı
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: Suriye’de ademimerkeziyetçi söylem terk edilmeli
Terör örgütlerinin bölgede kök salmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Bakan Güler ‘Terörü aparat yapmak isteyen ve bölge barışını hedef alanları görüyor ve biliyoruz.’ dedi. 10 Mart Mutabakatı’nın uygulanması gerektiğini vurguladı. İsrail’in Suriye’de devlet dışı aktörleri kışkırttığını belirtti
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler terörü ve teröristleri aparat yapmak isteyenleri bildiklerini belirtti.
Suriye’de ademimerkeziyetçi söylemin terk edilmeli gerektiğini vurgulayan Güler, 10 Mart mutabakatının sahada karşılığını bulmadığını, Türkiye’nin bu konuda kararlı olduğunu ifade etti.
Güler, “Montrö’yü tavizsiz bir şekilde uygulamaya devam ediyoruz” dedi.
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle yaptığı toplantıda 2025 yılını değerlendirdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Güler özetle şunları söyledi: ‘TERÖRE KARŞI YENİ BİR SÜREÇ BAŞLADI’ “Bölgesel ve küresel düzeyde belirsizliklerin derinleştiği tehditlerin çeşitlendiği ve güvenlik risklerinin arttığı bu dönemde Türkiye barış ve istikrarın tesisi için çok boyutlu kararlı ve etkin bir savunma politikası yürütmektedir. “2025 yılı Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üstün gayretleri ve asil milletimizin desteğiyle sürdürülen terörle mücadelede elde edilen başarıların neticesinde yeni bir sürecin başladığı tarihî bir yıl oldu. ‘Terörsüz Türkiye’ süreci sadece ülkemizin değil bölgemizin de barış huzur ve istikrarına katkı sağlayacak çok boyutlu kritik bir süreçtir. “Hâlihazırda süreci ilgili kurumlarımızla koordineli olarak temkinli ve akılcı bir yaklaşımla yönetiyor, çalışmalarımızı köklü devlet geleneğimizden aldığımız sorumlulukla tam bir hassasiyetle yürütüyoruz.
Terör örgütünün fesih kararı sonrası teslim olan terörist sayısında artış olduğunu da izliyoruz.
Yıl başından bugüne kadar 105 PKK’lı, fesih kararından itibaren ise 69 PKK’lı terörist teslim olmuştur. ‘BÖLGE BARIŞINI HEDEF ALANLARI BİLİYORUZ’ “Başta PKK/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına farklı adlar altında faaliyet göstermesine kısacası hiçbir terör oluşumuna ve oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim.
Terörü ve teröristi kullanarak jeopolitik dizayn girişimlerini terörü aparat yapmak isteyen ve bölge barışını hedef alanları görüyor ve biliyoruz. ‘ADEMİMERKEZİYETÇİ SÖYLEM TERK EDİLMELİ’ “Komşumuz Suriye’de istikrar ve güvenliğin sağlanması ve terör örgütleriyle mücadele edilmesi millî güvenliğimiz açısından hayati önemdedir. “Suriye’de ‘Tek Devlet ve Tek Ordu’ ilkesi çerçevesinde hazırlanan ve SDG ile Suriye yönetimi arasında 10 Mart tarihinde imzalanan mutabakat, hâlihazırda sahada karşılığını bulmamış ve somut adımlarla desteklenmemiştir.
Açıkça vurgulamak isteriz ki; entegrasyon süreci, belirsiz ve ucu açık ifadeler ile değil, net tarihli, bağlayıcı ve uygulanabilir bir yol haritası ile yürütülmek zorundadır.
Bu bağlamda; SDG’nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye Ordusuna entegrasyonu, ayrılıkçı ve ademimerkeziyetçi söylemi terk etmesi, merkezi otoriteye bağlanması, ayrıca sahada paralel güvenlik yapılarının kesinlikle ortadan kaldırılması gerekmektedir. ‘İSRAİL’İN KIŞKIRTICI TAVRI’ “Diğer yandan İsrail’in son dönemde benimsediği, şüpheci güvenlik anlayışına dayalı, Suriye Hükümeti aleyhine devlet dışı aktörleri kışkırtıcı ve orantısız güç kullanan yaklaşımı, bölgede zaten kırılgan olan dengeleri daha da zedelemekte ve istikrarsızlığı derinleştirmektedir. “İsrail’in sürdürdüğü istikrarsızlaştırıcı askerî tutum ve oluşturmak istediği Suriye, Türkiye’nin de doğrudan millî güvenliğini etkileyen bir tehdit alanı oluşturmaktadır.
LİBYA “Libya’da askerî eğitim yardım işbirliği ve danışmanlık faaliyetlerimiz toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış barış, huzur ve istikrar içerisinde yaşayan bir Libya amacımız doğrultusunda devam etmektedir. 2019’da imzalanan ‘Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’ ile temeli atılan denizcilik işbirliğimiz enerji güvenliği ve düzensiz göçle mücadele gibi alanları da kapsayacak şekilde genişlemiştir. “Libya’da tüm taraflarla ilkeli bir politika çerçevesinde sürdürdüğümüz diyalog ve çabalarımız doğrultusunda ‘Tek Libya’ hedefimize yönelik ilerlemeler kaydedildiğini memnuniyetle ifade etmek isterim.
EGE VE DOĞU AKDENİZ “Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi millî çıkarlarımız doğrultusunda yürütüyor, uluslararası hukuka dayalı, yapıcı ve sorumlu bir duruş da sergilemeye devam ediyoruz.
Zaman zaman iki ülkenin liderleri tarafından ortaya konan yapıcı çalışmaları sekteye uğratmaya yönelik eylem ve söylemlerle karşılaşıyoruz.
Türk ve Yunan halkları arasına fitne sokmak suretiyle siyasi kariyer yapma çabası içinde olanlar tehdit paranoyasından kurtulmalı süreci baltalamaktan vazgeçmelidirler.
KIBRIS’TA İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM “Ege ve Doğu Akdeniz’de ülkemizi dışlamaya veya meşru haklarımızı yok saymaya yönelik hiçbir girişimin başarıya ulaşamayacağını her fırsatta kararlılıkla vurguluyor bu doğrultuda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini de aynı hassasiyetle savunuyoruz.
Ada’da adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün yegâne yolu Kıbrıs Türklerinin iki devletli eşit, egemen ve eşit uluslararası statüsünün tanınması olduğu gerçeğini uluslararası platformlarda tüm muhataplarımıza açık ve net şekilde ifade ediyoruz.
GAZZE “Türkiye İsrail’in Filistin halkına yönelik işgal ilhak ve imha politikalarının sona ermesi çağrısında bulunarak İsrail’in Gazze’ye saldırılarını yoğunlaştırması üzerine uluslararası toplumu bu insanlık dramı karşısında sorumluluk almaya davet etmiştir. “Nihayetinde geçtiğimiz Ekim ayında ülkemizin de yoğun çaba ve aktif katkısıyla İsrail ve Filistin arasında ateşkese varılmıştır.
Şunu özellikle vurgulamak isterim ki Gazze’de ateşkesin sürdürülebilirliği sahada ve masada tesis edilecek adil ve etkin güvence mekanizmalarının hayata geçirilmesine bağlıdır.
KARADENİZ “Karadeniz’de, Rusya ve Ukrayna arasında süregelen savaş bölgesel güvenlik ve istikrar açısından hassasiyetini korumaya devam etmektedir.
Karadeniz’de bölgesel sahiplik ilkesine dayalı yaklaşımımızı her platformda vurguluyor ve faaliyetlerimizi bu sorumluluk bilinciyle yürütüyoruz.
Bu doğrultuda Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tarafsız dikkatli ve tavizsiz bir şekilde uygulamaya devam ediyoruz.
NATO “En büyük uluslararası güvenlik paktı olan NATO’ya katkımız ve taahhütlerimiz bölgemizdeki tehdit ve riskler ile meşguliyetimize rağmen kesintisiz ve örnek teşkil edecek bir şekilde başarıyla sürmektedir. “Ülkemiz, NATO Askerî Bütçesine katkıda sekizinci sıradan yedinci sıraya yükselmiştir.
Ayrıca İttifakın planladığı yüzde 5 savunma harcamaları hedefine 2035 yılına kadar ulaşacağımızı da değerlendiriyoruz. “Kapsamlı askerî katkılarımız ve uluslararası alanda etkin diplomasi anlayışımızın bir tezahürü olarak 2026 yılı NATO Zirvesi’nin Ankara’da gerçekleştirilecek olması ülkemizin İttifak içindeki stratejik ağırlığını ve güvenilir liderliğini bir kez daha teyit etmektedir.” C-130 İNCELEMESİ SÜRÜYOR “Bu kazadan sonra bütün C-130 uçaklarımızın tamamını kontrole aldık.
Bu kontrolü tamamlamayı müteakip uçaklarımızı kullanmaya devam edeceğiz.
Düşen uçağımızın kara kutusu halen TUSAŞ’ta incelenmeye devam ediyor.
Kaza kırım heyetimiz de çalışmalarını sürdürüyor.
Daha tamamlanmadı.
Uçağımızın düşüş sebebi hakkında sonuç ne çıkarsa çıksın şeffaflıkla açıklayacağız.” AİLE YILI Milli Savunma Bakanı Güler zorunlu askerlikle ilgili bir soruyu da şöyle yanıtladı: “Bu yıl Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Aile Yılı olarak ilan edildi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın sorumluluğunda devam eden bu konuyla ilgili Milli Savunma Bakanlığı olarak biz de neler yapabiliriz diye çalışıyoruz.
Bu konuda hazırladığımız bir takım görüş ve önerileri önümüzdeki dönemde paylaşacağız.
Örneğin, üç çocuğu olan bir ailenin bir çocuğunun, dört çocuğu olan bir ailenin iki çocuğunun istediği yerde askerliğini yapabilmesi gibi düşüncelerimiz var.” ‘ABD TEK BÖLGESEL GÜCÜN TÜRKİYE OLDUĞUNU ANLADI’ “ABD Başkanı Trump’ın CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını Senato’ya getirmek için girişimde bulunduğunu ve ABD’li yetkililerin de bu konuda çalıştığını biliyoruz.
F-16 tedariki konusunda bir sorun görmüyoruz.
Bizim tabi ki önceliğimiz F-35’lerde olacak.
İsrail ve Yunanistan’ın bu uçakların bize verilmemesi için lobi yaptıklarını biliyoruz.
Biz de CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için kendi çalışmalarımızı yapmaya devam ediyoruz.
Bu konularda ayrı ayrı çalışma gruplarımız var.
Konu çözülme aşamasına geldiğinde sizinle elbette paylaşacağız.
Türkiye ve ABD bu sorunlarını çözecektir.
ABD ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ “ABD yakın zamanda yeni bir strateji belgesini açıkladı.
Bizim 6-8 yıldır dile getirdiğimiz bir konu var.
ABD için artık tehdit Ortadoğu’da değil.
Nerede olduğu belli.
ABD Ortadoğu’dan çekildiğinde bölgede barış ve istikrarı sağlayabilecek tek bölgesel gücün Türkiye olduğunu Amerikalı dostlarımızın anladıklarını düşünüyorum.
Bu durumun ülkemizin bölgesel ve stratejik etkinliğini artıracağına inanıyorum. ‘GAZZE İÇİN HAZIRLIK BİLE YAPTIK’ “Türkiye olarak Gazze İstikrar Gücünde yer alma kararlılığımızda değişiklik yok.
Gönderilecek birliğimiz dâhil bütün hazırlıklarımızı yaptık.
Ancak İsrail bizim istikrar gücünde yer almamızı istemiyor.
Görüşmelerimiz devam ediyor. ‘YUNANİSTAN-İSRAİL-GKRY İŞBİRLİĞİ TEHDİT DEĞİL’ “Yunanistan, İsrail ve GKRY’nin bir araya gelmesi ve anlaşmalar imzalaması bizim için bir tehdit oluşturamaz.
Gayri Askeri statüdeki adalara da İsrail’den alacakları hava savunma sistemlerini yerleştireceklerine dair haberler gündeme geliyor.
Buralar adı üzerinde Gayri Askeri Statüdeki Adalar, yani hukuken silahlandırılmaması gereken adalar.
Biz bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz.
Öyle çok fazla heveslenmesinler.” TSK PKK’YI BİTİRİNCE ÖRGÜT SÜRECE UYDU PKK’nın silah bırakması süreciyle ilgili soru üzerine Güler şu ifadeleri kullandı: “40 yıldır terörle mücadele eden ülkemiz için Terörsüz Türkiye süreci bir fırsattır.
Yapılmakta olan faaliyetleri de akılcı buluyoruz ve sürecin bizim istediğimiz gibi sonuçlanması için elimizden gelen gayreti gösteriyor, göstermeye de devam edeceğiz. “TSK olarak biz PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı.
Yani biz başarılı operasyonların ardından terör örgütünü silah bırakma evresine getirerek hedefimize ulaştık.
Biz şimdi Terörsüz Türkiye hedefine başarıyla ulaşarak kardeşliğimizin sürekli olmasını istiyoruz.
Vatandaşlarımızın şundan emin olması gerekir; TSK, Bakanlığımız, devletimizin ilgili birimleri bu süreçte ne olup bittiğinin farkındadır. “Geçmişte terörle mücadelede sarf ettiğimiz dikkati aynı hassasiyetle bugün de terörsüz Türkiye sürecinde sarf ediyoruz.
Süreç terör örgütünün istediği şekilde değil, devletimizin belirlediği ve istediği şekilde devam edecek.” ‘İRAN PJAK’A AĞIR ZAYİAT VERDİ’ “Özellikle İsrail-İran Savaşı esnasında İran’daki PJAK’lı teröristler, bu savaşı İran’ın kaybedeceğini ve hatta İran’da yönetimin değişeceğini düşünüyorlardı.
İsrail-İran arasındaki çatışma istedikleri şekilde sonuçlanmadı ve İran PJAK’a operasyon yaparak ağır zayiat verdirdi. ‘PKK’NIN GİRİŞİMLERİNİ İRAN’A BİLDİRDİK’ “Terör örgütü PKK, silah bırakma açıklamasının ardından Irak’ın kuzeyinden birçok terörist ve silah-mühimmatı İran’a aktarmaya çalıştı.
Biz bunları her gün İran’a bildirdik.
Onlar da fırsat buldukça operasyonlar icra ediyorlar.
İran da bu vesileyle terör örgütü PJAK’ın gerçek yüzünü daha iyi görmüş oldu.” ‘OPERASYON GEREKİRSE KİMSEYE SORMADAN YAPARIZ’ Millî Savunma Bakanı Sayın Yaşar Güler’in gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
SDG’nin entegrasyonuyla ilgili soru üzerine Güler “Suriye’deki olayların gelişimini dikkatle takip ediyoruz.
Başından itibaren duruşumuzu belirledik ve bunda da herhangi bir geri adım atılması söz konusu değil.
Suriye’de yeni bir hükümet kurulmuştur, yeni bir devlet başkanı vardır, onlara ülkede düzeni sağlamaları için bir süre tanımak gerekir diye düşünüyoruz.
Suriyeli yöneticilerle yaptığımız görüşmelerde kendilerinin SDG’nin entegrasyonuna yönelik tutumunu görüyoruz ve anlıyoruz.” dedi. ‘ABD İLE SURİYE’DE GÖRÜŞ AYRILIĞIMIZ AZALIYOR’ Konuyla ilgili bazı soru ve yanıtlar şöyle: ♦ ABD ile görüş ayrılığı var mı?
SDG’nin entegrasyonu konusunda ABD ile görüşmelerimiz devam ediyor.
ABD’nin düşünceleri epey değişti.
ABD’li dostlarımız şu anda gerçekleri daha iyi görüyor ve bu konudaki görüş farklılığımız azalıyor.
Biz ne istediğimizi açık açık ifade ettik.
Bu konudan geri adım yok.
Mutlak surette Suriye ordusuna entegre olacaklar.
SDG de entegrasyondan bahsediyor ama onların bahsettiği birlik halinde entegrasyon.
Birlik olarak değil ferdi olarak entegre olmaları lazım.
Aksi halde bunun adı entegrasyon olmaz. ♦ SDG, Suriye ordusuna entegre olmazsa ne olur?
Biz 2016’dan itibaren Suriye’deki harekâtlarımızı yaparken, ABD de oradaydı, Rusya da oradaydı ve biz yapılması gerekeni hiç kimseye sormadan yaptık ve bitirdik.
Önümüzdeki dönemde de ihtiyaç olursa gerekeni kimseye sormadan yaparız. ♦ SDG’nin tünel kazma faaliyetleri Tel Rıfat bölgesinde 302 kilometre tünel imha faaliyetini tamamladık.
Münbiç’te ise 430 kilometre tüneli imha ettik ve etmeye de devam ediyoruz.
Toplam imha ettiğimiz tünel uzunluğu 732 kilometredir.
Bu sayede buralara insanların gelip hem yerleşmelerine hem de tarım yapmalarına imkân sağlıyoruz.
İHA’NIN ENKAZI ARANIYOR “Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz’de İHA ve insansız deniz araçları (İDA) yoğun olarak kullanılıyor.
Bizim vurduğumuz İHA da kontrolden çıkmış bir hava aracıydı. “F-16’larımız tarafından takip edilerek meskun mahallerin uzağında en uygun ve en emniyetli yerde hava-hava füzesiyle vuruldu.
Füzeyle vurulduğu için paramparça oldu.
Enkazını arama çalışmaları devam ediyor.
Enkaz bulunduğunda yapılacak inceleme sonucunda kamuoyunu bilgilendireceğiz. ‘TEDBİR ALDIK’ “Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaşta İHA ve İDA’lar karşılıklı olarak yoğun şekilde kullanılıyor.
Bu durum bölgede hem ticaret gemileri hem yolcu uçakları için büyük tehlike oluşturuyor. 15 Aralık’ta vurarak düşürdüğümüz İHA olayında da hava trafiği için de hemen tedbir aldık.
O güzergâhtaki uçakları en yakın havalimanlarına yönlendirerek emniyetli şekilde inmelerini sağladık.
Uçaklarımızın güvenliğini sağladıktan sonra İHA’yı vurarak düşürdük.
Daha sonra sivil hava trafiğinin güvenli şekilde devam etmesini sağladık. “Karadeniz’de kritik su üstü ve sualtı tesislerimizi korumak için de gerekli tedbirleri alıyoruz.
Sondaj gemilerimiz hayati önemi haiz.
Rotasını şaşıran veya kontrolden çıkan İDA’lara karşı veya su altından gelebilecek tehditlere karşı geliştirdiğimiz ve uyguladığımız tedbirlerimiz var.” ‘ALACAĞIMIZ EUROFİGHTER’LAR AZ UÇUŞ YAPMIŞ’ “Biz İngiltere ile yaptığımız anlaşma ile 20 tane yeni üretim Eurofighter uçağını satın alıyoruz.
Üretilecek Eurofighter uçakları 2030’da 6 tane, 2031’de 8 tane, 2032’de de 6 tane olacak şekilde envantere girecek.
Ayrıca hem Katar hem de Umman ile Eurofighter uçağı tedariki görüşmelerimiz olumlu şekilde devam ediyor.
Katar’dan alacağımız Eurofighterlar, çok az uçuşu olan hazır uçaklar.
Katarlı kardeşlerimiz çok büyük anlayış gösteriyorlar.
Bu uçakları Katar’daki mühimmat ve malzemeleri ile birlikte alacağız.
Umman’dan alacağımız uçaklar da az uçuş yapmış uçaklar.
Hangarlarda duruyorlar.
Umman’dan tedarik edilecek uçakların AESA radarı, METEOR atma kabiliyeti ile güncel aviyonik sistemlerle modernize edilmesi gerekiyor.
Modernizasyonun 12 uçak için 2028 yılında tamamlanmasını bekliyoruz.”