Haber Detayı
‘Rıdvan benim ödülüm, dostum, huzurum, ağrı kesicim’
Binnur Kaya’nın başrolünü üstlendiği ‘Ayşe’ dün seyircisiyle buluştu. Bir abla ve down sendromlu kardeşinin sımsıcak, biraz zorlu, gerçek öyküsünü ve mücadelesini anlatan filmde Binnur Kaya, Fatma Sancak’ı canlandırırken, Rıdvan Sancak’sa kendini oynuyor. Abla-kardeşle bir araya geldik; filmin Ayşe’si Fatma Sancak’tan hem filmin hem de kardeşiyle ilişkilerinin hikâyesini dinledik.
Fatma Sancak (44), kardeşi Rıdvan Sancak (36) doğduğundan beri onun bakımını üstlenmiş.
Birbirlerinden ayrı bir gün bile geçirmemişler, güçlüklerle hep yan yana mücadele etmişler.
Fatma Sancak birbirlerine ‘yoldaş, hayat arkadaşı’ olduklarını söylüyor. “Bir gün yönetmen olursak hayatınızı film yaparız” diyen kuzenleri Necmi ve Ahmet Sancak’a bundan 10 yıl önce verdikleri sözü tutuklarında da ortaya ‘Ayşe’ çıkmış.
Dün vizyona giren filme ilham olan hikâyelerini konuşmak üzere Rıdvan ve Fatma Sancak’la buluştuk.◊ Film nasıl ortaya çıktı Fatma Hanım?
Kuzenlerimiz Necmi ve Ahmet Sancak “Yönetmen olursak filminizi çekeceğiz” demişti. “Okuyun, yönetmen olun; söz, Rıdvan bu filmde oynayacak” demiştim. 10 yıl sonra “Filmi çekeceğiz” dediklerinde “Hadi başlayalım” dedik ve sözümüzü tutmuş olduk.◊ Nasıl bir hazırlık süreci oldu?
Rıdvan’a “Filmin olacak, sen sadece oynayacaksın, ben yanında olacağım” dedim.
O da yalnızca elimi tuttu.
Çok hızlı bir şekilde adapte oldu.
Oyuncu koçumuz Esin Macit’in de emeği büyük.◊ Çekimde zorluklar oldu mu?Saç kesilme sahnesi vardı.
O sahnede çok ağladı, çok zorlandı, ‘Bir daha saçım çıkacak mı’ diye endişelendi.
Bir süre de küstü.◊ Binnur Kaya’yla ilk tanışmaları nasıl geçti?
Sarıldılar.
O tanışmada Binnur Hanım, Fatma olmuştu bile.
Ben kıskandım ve güvendim. ‘Benden sonra Rıdvan’a kim bakabilir’ diye düşünmeyi bile bıraktım. ‘Binnur Hanım bakabilir, ona teslim edebilirim’ diye düşündüm. ◊ Binnur Kaya tarafından canlandırılmak nasıl hissettirdi size?
Ondan başka kimse oynayamazdı bence.
Özellikle bir ağlama sahnesi var ki ben bile beni oynayamam.
O sahneden sonra çekim durdu, hepimiz oturup ağladık.◊ Filmde bir yol ayrımı var...
Aynısı olmasa da ben de bir kere böyle bir buhran yaşadım.
Nereye gittiğimi bilmeden çektim kapıyı, çıktım.
Rıdvan görmüş, beni aradı, “Gel” dedi.
Dünya durdu, geri gittim, bir daha da bırakmadım onu.
Seçilmişiz biz.
Rıdvan benim ödülüm.
Bu hayatta eğer ben ona bir kattıysam o bana iki kattı.
O benim dostum, huzurum, ağrı kesicim.◊ Bu film neden önemli sizce?Ben merhameti, farkındalığı, insana dair pek çok şeyi ondan öğrendim.
Her 100 evden birinde down sendromlu ya da başka bir rahatsızlığı olanlar var.
Rıdvan’ı her alanda görünür kıldıkça farkındalık oluştu.
Dilerim bu film de bunu sağlasın. ‘HER ŞARKIYI DİNLER, İSMAİL YK SEVER’ ◊ Rıdvan Bey’in hastalığına ne zaman tanı kondu?Rıdvan doğduğunda down sendromunun ne olduğunu bilmiyorduk.
Bu kadar farkındalık yoktu o zamanlar.
Rıdvan’ı hastaneden eve getirdiler, bir baktık bize hiç benzemeyen, çekik gözlü, beyaz tenli bir çocuk...
Doğumundan kısa bir süre sonra tanı konuldu.◊ Sekiz kardeşsiniz...
İkiniz her zaman birbirinize daha mı çok düşkündünüz?
Tüm kardeşlerimiz Rıdvan’ı el üstünde tutuyor, çok seviyorlar.
Rıdvan’ın bakımını, alışverişlerini, ihtiyaçlarını ben karşılıyorum.
Manevi yönden yalnızlığını ben gideriyorum.
Mesela küçükken çok az konuşup ancak 2-3 kelime söyleyebiliyordu.
Ben onu arabayla gezdiriyordum, müzik dinliyorduk ki oradaki kelimeleri öğrensin.
Günlerce, aylarca bu gezilere çıktık.
Şu an eğer biraz konuşabiliyorsa aslında biraz da ona küçükken öğrettiğim bu şarkılar sayesinde.◊ Dinlemekten daha çok keyif aldığı birileri var mı?
Her şarkıyı dinler, türkü sever, bazı şarkılarda çok hislenir, hele bir tanesinde...
En sevdiği şarkıdır, hüngür hüngür ağlar.
Bir de İsmail YK sever.◊ En sevdiği şarkı hangisi?Ferhat Göçer-’Yastayım’.
Dinlerken adeta dünyadan kopuyor, hipnoz oluyor.