Haber Detayı
Fransa fedakârlık isteyerek halkı savaşa hazırlıyor
Fransa fedakârlık isteyerek halkı savaşa hazırlıyor
Emmanuel Macron, sekiz yıllık cumhurbaşkanlığı döneminin en yalnız, en çaresiz dönemini yaşıyor.
Ne ekonomik ne de siyasi olarak işler istediği gibi gidiyor.
Son bir yıl içinde dört başbakan atadı ve üçü yıkıldı.
Dördüncünün de ayakta kalma şansı yok.
Fransa’da hükümet krizi ekonomik krizden de ağır görünüyor.
Ekonomik krizi çözecek büyümeyi sağlayacak bir hükümet ufukta görünmüyor.
Aslında Avrupa bir yol ayrımında.
En büyük ekonomisi Almanya ve İtalya da öyle.
Yunanistan’ı, Belçika’yı, İspanya’yı ve Portekiz’i saymıyorum bile.
İçine düştükleri Ukrayna savaşı çukurundan çıkmak için bir çaba da görünmüyor.
Aksine kaynayan kazanın altına odun atmaya devam ediyorlar.
SİLAHLANMAK İÇİN HALKIN EKMEĞİNE GÖZ DİKTİLER İçinde bulundukları ağır ekonomik krizi daha çok silah üretip silahlanmayı teşvik ederek aşmak istiyorlar.
Bunun için AB’nin kendi koyduğu kuralları da kaldırdılar.
Savunma sanayinin bütçelerini ikiye üçe katlamak istiyorlar.
İki yüz milyar avronun üzerinde bütçe açığı olan Fransa yılda 50-60 milyar “tasarruf” etmek istiyor.
Ama bu da yetmediği için on yıllardır açık veren bütçelerini borçlanmaya devam ederek denkleştiriyorlar.
Savunma bütçesini eğitim, sağlık ve sosyal bütçelerden keserek artıran bir anlayış ile hareket ediyorlar.
Meclis’te çoğunluğu olmadığı için Macron’un kurduğu azınlık hükümetleri bir bir yıkılıyor.
Yıkılma nedeni de silahlanmaya ağırlık veren, sosyal giderleri kısan ve yeni vergilerle halkın belini bükmek isteyen neoliberal bir bütçe anlayışına sahip olmaları.
Meclis’te özellikle Marine Le Pen’in Milliyetçi Ulusal Birlik ve Jean-Luc Melenchon’un Boyun Eğmeyen Fransa partilerinin direnişleri bu hükümetlerin yıkılmasında önemli bir rol oynuyor.
Sosyal Demokrat Sosyalist Parti ise Macron hükümetlerini yıkılmaktan kurtarmak için çaba harcıyor.
Macron’un bir buçuk yılı kaldı. 2027’de cumhurbaşkanlığı seçimi var.
O güne kadar hem ayakta kalarak yerini korumak hem de küreselci cephenin Rusya’ya karşı savaş kışkırtıcısı görevine yerine getirmek için sistemin tüm araçlarını kullanıyor.
Yukarıda belirttiğim silahlanma politikasını yürütebilmek için halkı ikna etmek zorunda çünkü bu yük, açıkça çalışan emekçi kesime yıkılmak isteniyor.
RUSYA DÜŞMANLIĞINA DEVAM Bunun için de Rusya düşmanlığının dozunu artırmak zorunda kalıyorlar.
Macron bırakalım Fransa’yı, Avrupa’da da bunun başını çekiyor.
Şubat 2022’den bu yana yaptığı açıklamalar, bizzat kendisinin diğer küreselci liderlerle birlikte düzenledikleri toplantılar, zirveler hep Rusya düşmanlığı temelinde Ukrayna savaşının devam etmesini sağlamak için olmuştur.
Özellikle ABD Başkanı Trump’ın Avrupa’yı dışlayarak sorunu doğrudan Rusya Devlet Başkanı Putin ile çözme çizgisine karşı Fransa ve Almanya savaşın sürmesi için Ukrayna’yı destekleme ve Rusya düşmanlığını artırma çizgisini devam ettirdi.
Macron Mart 2025’te artık “Rusya kapımızda” diyerek Fransa ve Avrupa’nın “bir varoluşsal tehdit” altında olduğunu söylemişti.
Yine, 14 Temmuz 2025’te Savunma ve Ulusal Güvenlik Genel Sekreterliği “Stratejik inceleme” belgesi yayımladı.
Bu belge, Fransızları “kaynağı ne olursa olsun büyük bir krizle başa çıkmaya” hazırlamayı amaçlıyordu.
Belgede “Özellikle Rusya, bugün ve önümüzdeki yıllarda Fransa'nın, ortaklarının ve müttefiklerinin çıkarlarını ve hatta Avrupa kıtasının ve Avrupa-Atlantik bölgesinin istikrarını en doğrudan tehdit eden ülkedir.
Artık, 2030 yılına kadar Fransa ve özellikle Avrupalı müttefiklerini de içine alan, Avrupa'nın ulusal toprakları dışında yüksek yoğunluklu büyük bir savaş riskiyle karşı karşıya olduğumuz ve aynı zamanda topraklarımızın kitlesel hibrit eylemlerin hedefi haline geldiği yeni bir döneme girdiğimiz açıktır” deniyordu. ‘ÇOCUKLARIMIZIN ÖLMESİNE VE EKONOMİK OLARAK ACI ÇEKMEYE HAZIR OLUN’ Macron ve savaş baronlarının ve onların emrinde olan medyanın Rusya tehdidi yalanını büyütmek için yaptıkları açıklamalar yetmemiş olacak ki Fransa Genelkurmay Başkanı General Fabien Mandon’u piyasaya sürerek, halkı ikna etme çabalarını sürdürüyorlar. 1 Eylül 2025’te göreve gelen Mandon, ekim ayında milletvekillerinin önünde yaptığı konuşmada “Rusya ile üç dört yıl içinde bir çatışma riskinin olduğunu” söylemişti.
En önemlisi ve en çok tepki çeken konuşmasında ise Fransa’nın tüm belediye başkanlarının karşısında “Rus tehdidi”ni savaşçı bir tonla ele aldı.
Mandon konuşmasında, “Bizde eksik olan şey -ve burada sizin önemli bir rolünüz var-, kendimizi korumak için acı çekmeyi kabul edecek ruh gücüdür.
Ülkemiz, çocuklarını kaybetmeyi kabul etmeye hazır olmadığı için, savunma üretimine öncelik verileceği için ekonomik olarak acı çekmeyi kabul etmeden pes ederse, o zaman risk altındayız“ dedi.
Genelkurmay Başkanı, Fransız ordusunu Rusya’ya karşı savaşa hazırlıyor ve halktan da destek istiyordu.
General Mandon, bizim bu köşeden ısrarla yazdığımız gerçeği itiraf ediyor.
Kısaca diyor ki: Rus tehdidine karşı çocuklarınızı kaybetmeye hazır olun, silah üretimi için ekonomik olarak acı çekmeye hazır olun.
Ve belediye başkanlarına diyor ki: Gidin bunları bölgenizde anlatın. ‘UKRAYNA İÇİN ÖLMEYE HAZIR ÇOK FAZLA FRANSIZ YOK’ Sözüm ona demokratik bir ülke olan ve yürütmenin emrinde olan bu ordu komutanının yaptığı açıklamaya tepki sadece Marine Le Pen ve Jean-Luc Melenchon cephesinden geldi.
Melenchon “Belediye başkanlarını veya başka birini, hiç kimse tarafından kararlaştırılmamış savaş hazırlıklarına davet etmek ona düşmez.
Ulusal savunmaya evet, ama savaş çığırtkanlığına hayır” derken Ulusal Birlik Partisi'nden Genel Başkan Yardımcısı Sébastien Chenu ise bu generalin böyle bir konuşma yapmak için “meşruiyeti” olmadığını, “Cumhurbaşkanı'nın bunu yapmasını istediğini ve bu halde durumun daha da vahim olduğunu” söyledi.
Yine Ulusal Birlik partisinden Louis Aliot, “Ukrayna için ölmeye hazır çok fazla Fransız olduğunu sanmıyorum” dedi.