Tesadüf mü?

Dün bir haber düştü ekranlara.

Yine İsrail.

Gazze’ de yaptığı katliamlar onu kesmiyor İran’dan, Suriye’den, Yemen’den sonra bu kez de Katar’ı bombalıyor.

Artık iyice anlaşılıyor ki Ortadoğu’da ateş sönmeyecek devletsiz topluluklar isteyen siyonizm asla vazgeçmeyecek.

Uluslararası ilişkiler uzmanları, stratejistler, savaş teorisyenleri, aslında epeydir üçüncü dünya savaşı çıkacak diyor, hatta tarih de veriyorlar.

Ama işte insan egosu düşünmek istemiyor.

O nedenle aman canım, komplo teorisi deyip geçiyoruz fakat dünyayı dikkatli izlediğinizde görüyorsunuz ki ülkeler ciddi savaş hazırlığında.

Bir önceki yazımda bahsetmiştim, Almanya’nın yer altı sığınaklarını düzenlediğini.

İngiltere halkını askerliğe nasıl davet edeceğini yeniden planlıyor diye.

Avrupa ülkeleri sığınaklarını yeniliyor ABD Başkanı Trump ise Pentagon’un adını “Savaş Bakanlığı" olarak değiştiren imzayı atıyordu.

Delidir ne yapsa yeridir deyip geçmek ne mümkün.

Herkes bilir ki, Amerikan derin devleti uygun görmez ise adım attırmazlar başkanlarına.

John F.

Kennedy suikasti geliyor akıllara.

Kimbilir belki de, Dünya kamuoyunda son zamanlarda çıkan Trump zehirlendi iddiaları da boşuna değildir.

Bir bakıyorsunuz barış diyor ama hemen ardından herkesi ve her yeri tehdit ediyor.

Amerika’nın kendi içinde bir iç savaş ve bölünme tehlikesiyle de uğraştığı artık açıkça konuşulur oldu.

Ukrayna Rusya savaşı devam ediyorken ne BM sözleşmeleri ne de uluslararası başka kurallar işe yarıyor.

Filistin’e yardım gemileri dahi vuruluyor.

Şu güzelim dünya hepimize yetecekken küresel baronlar doymuyor masumların kanını içmeye ve paylaşmak istemiyor dünya nimetlerini.

Tansiyon git gide artıyor.

İSTİHBARAT SAVAŞLARI Salt topla tüfekle karşı karşıya bir savaş değil, çok yönlü, çok katmanlı bir hibrit savaş yaşandığından gücü gücüne yeten yetene.

ABD on binlerce psikolojik harekat personeline ülke ülke analiz masaları kurdurup sosyal medya, sokak analizleri yaptırıp her türlü espiyonaj faaliyetine tam gaz devam ediyor.

Siyonizm tam saha tüm gücüyle devrede.

İsrail’e kafa tutan ülke mi var?

Mesela İspanya.

Koca ülkede elektrikler kesiliyor hem de saatlerce.

Peki kaç zamandır ülkemize göz dikmiş emperyalizm bizi es geçer mi?

Geçmez. tam aksine emperyalizm baronları her türlü espiyonaj faaliyetini ülkemizde de yürütüp bizi bize kırdırmaya çalışıyor hem de kaç zamandır.

DOKUNULMAZLIK Peki biz ne yapıyoruz?

Tam da bir ve birlik olmamız gerekirken ülkenin geleceğini ilgilendiren durumlar varken, ana muhalefet partisi yönetiminin ikide birde batı ülkelerine seslenip gelip bize müdahale edin diye yalvarmasını yargıyı, hukuku tanımayacağını gerekirse sivil itaatsizliğe gideceğini ilan edip halkı, masum gençleri sokaklara çağırmasıyla uğraşıyoruz.

Kendi evlatlarını sokaklara çıkarmazken masum bir dolu genci sokaklara çağırıyor çağırmakla kalmayıp CHP’liyi CHP’den korumakla görevlendirilmiş polislere binbir hakaret yetmez gibi kafalarına su şişesi, sandalye atıldığını görüyoruz.

Yetmiyor bazı CHP milletvekilleri her türlü VIP (Türkçesi çok önemi kişi) olanakları ile en çok da milletvekili dokunulmazlıklarına güvenerek üstelik her türlü hakarete bağırış çağırışa sabreden ve hangi yönden arabalarına gidecekleri yolu tarif eden emniyet görevlisi kadın polise hiddetle bağırabiliyor.

Lafa gelince kadın hakları der ama işine gelmedi mi kolayca hiddetlenir.

Sorarım o bazı vekillere.

Almanya’da, Amerika’da bir vekil kendi polisine böyle hiddet ve şiddet yapar mı?

Yapmaz.

Peki yaparsa ne olur?

Hadi bu soruyu es geçelim ama emin olun halkın tepkisiyle karşılaşır sokağa çıkamazdı.

Sahi her türlü espiyonaj faaliyeti mi demiştik?

Hatta Amerika’yı örnek vermiştik dimi?

O halde Suçlayan CHP’li Suçlanan CHP’li Rüşvet verdim diyen CHP’liRüşvet aldım diyen CHP’li.

Şaibeler var diyen CHP’li.

Şaibeler nedeniyle görevden alınan CHP’li Onun yerine göreve atanan CHP’li ise CHP’li bazı vekillerin Üstelik hiç bir CHP’liye zarar gelmesin diye görev yapan polislere hiddet şiddet yapmaları neyin nesidir?

Gladyo tüm etki ajanlarıyla çok yönlü ve tam saha görev başındayken bu yaşananlar bir tesadüf mü?