Haber Detayı

Atina’da Kıbrıs trafiği! Yunanistan–GKRY zirvesinde Türkiye mesajları
Gündem aydinlik.com.tr
14/11/2025 00:00 (1 ay önce)

Atina’da Kıbrıs trafiği! Yunanistan–GKRY zirvesinde Türkiye mesajları

Atina’daki Yunanistan-GKRY zirvesinde enerji projeleri, kablo hattının geleceği, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması ve Türkiye’nin bölgedeki rolüne ilişkin dikkat çeken mesajlar verildi. Lefkoşa’nın Ankara’ya yönelik AB eksenli açılım sinyalleri de öne çıktı.

Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Atina’da düzenlenen 3.

Hükûmetlerarası Zirve sonrası savunma, ekonomi, enerji, eğitim ve dijital politika dâhil geniş bir alanda işbirliklerini derinleştirdiklerini duyurdu.

Ortak bildiride Doğu Akdeniz’de istikrar, AB politikalarında eşgüdümü ve Kıbrıs müzakerelerine destek vurgulandı.

Ancak Yunan basınında yer alan haberlere göre, iki tarafın en kritik dosyalarından biri olan Yunanistan–Kıbrıs–İsrail denizaltı elektrik kablosu projesinde görüş ayrılıkları devam ediyor.

Elektrik ara bağlantı projesi, Atina’nın son dönemde 3+1 formatı (Yunanistan, GKRY, İsrail + ABD) altında öne çıkarmaya çalıştığı enerji ve jeopolitik mimarinin merkezinde yer alıyor.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, kablo projesini sadece enerji değil, “jeopolitik ağırlığı” olan bir hat olarak tarif ederken, ABD ile yapılan anlaşmaların da bu tür bağlantı projelerini daha kritik hâle getirdiğini savunuyor.

GKRY yönetimi ise aynı başlıkta hem maliyet hem de siyasi risk hesabını öne çıkarıyor.

Başlangıçta yaklaşık 1,9 milyar avro olarak duyurulan proje maliyetinin son tahminlerde 3 milyar avroya kadar yükseldiği aktarılıyor.

Yunan ve Rum kaynaklarına göre Atina ile Lefkoşa, elektrik kablosunun nihai maliyetini netleştirmek için projenin ekonomik ve teknik parametrelerini yeniden güncelleme kararı aldı.

Bununla birlikte GKRY, 2025 yılı için Yunan iletim operatörü ADMİE’ye ödemesi beklenen 25 milyon avroluk taksiti askıya aldı.

Rum tarafı, sorunun “25 milyon avro değil, Atina’nın projeye uzun vadeli garanti vermemesi” olduğunu öne sürerken, Atina cephesi bu çekincelerin arkasında Kıbrıs enerji piyasasındaki yerel ekonomik çıkarların bulunduğunu savunuyor.

Yunan basını, GKRY’nin daha önce Birleşik Arap Emirlikleri’nde proje için yatırımcı bulduğunu, ancak Türkiye’nin müdahaleleri sonrası bu yatırımcıların geri çekildiğini hatırlatıyor. 2024 yazında Türk Donanması’na bağlı firkateynlerin Kerpe Adası açıklarında kablo güzergahı belirlemek için araştırma yürüten İtalyan bayraklı “Ievoli Relume” gemisine müdahale etmesi, Rum ve Yunan tarafında “jeopolitik risk” başlığı altında sık sık gündeme getiriliyor.

Bu tablo, iki ülkenin şimdi yeniden yabancı sermaye arayışına çıktığı fakat Türkiye faktörü nedeniyle işin kolay olmayacağı yönünde yorumlanıyor.

Atina-Lefkoşa ortak bildirisi ise kablo projesine doğrudan atıf yapmıyor.

Buna karşın, GKRY’nin Lübnan’la ayrı bir kablo hattı için müzakere yürütmesi ve İsrail Enerji Bakanı’nın “Önce İsrail–Kıbrıs ayağı tamamlanabilir.” çıkışı, Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan paralel hat arayışlarının sürdüğünü gösteriyor.

Projenin Hindistan–Ortadoğu–Avrupa (IMEC) koridoruna eklemlenmesi önerisi de masada tutuluyor.

Böylece, Ankara aleyhine şekillenen enerji ve ulaştırma koridorlarına bir yenisinin daha eklenmesi hedefleniyor.

BİLDİRİDE KIBRIS’A ÖZEL BÖLÜM Zirve bildirisi, Kıbrıs meselesine özel bir bölüm ayırıyor.

Miçotakis ve Hristodulidis, adanın yeniden birleşmesi hedefiyle BM Güvenlik Konseyi kararları temelinde müzakerelerin başlatılması çağrısını yineledi; Türkiye’den de “mutabık kalınmış çerçeve içinde sürece katkı” beklentisini dile getirdi.

Metinde, AB’nin de BM süreci yanında özel temsilci düzeyinde daha etkin rol üstlenmesi isteniyor.

Türk tarafının ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tezlerini dışlayan bu çerçeve, Atina–Lefkoşa hattının önümüzdeki dönemde AB kurumlarını daha aktif biçimde devreye sokmaya hazırlandığına işaret ediyor.

ÇEŞİTLİ ALANLARDA İŞBİRLİĞİ AÇIKLANDI Zirvede alınan kararlar sadece diplomasi ve enerjiyle sınırlı değil.

Çevre, su yönetimi, tuzdan arındırma teknolojileri, sağlıkta koruyucu tarama programları, hastane acil servislerinin işleyişi, karayolu güvenliği, adalet ve suçla mücadelede ortak cephe, konut politikaları, dijital dönüşüm, yapay zekâ mevzuatı, siber güvenlik ve hatta uzay programları gibi geniş bir alan için yeni işbirliği başlıkları açıklandı.

Yunanistan ve GKRY, AB’nin “Yeni Akdeniz Paktı” ve önümüzdeki Kıbrıs (2026) ve Yunanistan (2027) AB Konsey Başkanlıkları sürecinde, Güney Akdeniz’de ortak girişimleri birlikte şekillendirme hedefini kayda geçirdi.

GKRY HAVUÇ UZATIYOR Rum Lider Hristodulidis, KKTC’de Tufan Erhürman’ın seçilmesinin ardından Kıbrıs müzakerelerinin Crans-Montana’da kaldığı yerden devam etmesi gerektiği yönündeki çağrısını da yeniledi.

Hristodulidis ayrıca, 1 Ocak’ta başlayacak olan Güney Kıbrıs’ın dönem başkanlığı sırasında Türkiye’yi gayriresmi AB toplantılarına davet etmeyi değerlendirdiklerini açıklamıştı.

Önceki gün Financial Times’a konuşan Hristodulidis, Türkiye ile ilişkilere dair dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. “AB-Türkiye ilişkilerine yaklaşımımızı değiştirdik.” diyen Hristodulidis, “Coğrafyamızı değiştiremeyiz.

Türkiye her zaman Kıbrıs’ın komşusu olacak.

Bu nedenle Avrupa Birliği’ne yakın bir komşuyu tercih ederim.

Bu bir AB başkanlığı, sadece Kıbrıs’ın başkanlığı değil.

Bu, AB-Türkiye ilişkileri açısından olumlu bir mesaj verecektir.” ifadelerini kullandı.

Rum lider, 2015–2017 arasında yürütülen müzakerelerin devamının mümkün olduğuna işaret ederek, “Çok yaklaşmıştık… Durduğumuz yerden başlarsak mümkün.” dedi.

Erhürman’ın seçilmesiyle ilgili de “çözüme yönelik biri” ifadelerini kullanarak Lefkoşa’nın yeni sürece olumlu baktığını ima etti.

Hristodulidis, Türk iş insanları için vize serbestliğiyle başlayabilecek adımların gündeme gelebileceğini belirterek, “Ve aynı zamanda Türkiye, Kıbrıs bayraklı gemiler için bir liman açar. 1987’den beri Kıbrıs bayraklı hiçbir gemi Türkiye’ye yanaşamıyor.” sözleriyle Ankara’ya yönelik bir açılım mesajı verdi.

Halihazırda silah deposuna dönen GKRY’nin son dönemdeki söylemleri, Lefkoşa’nın hem Erhürman dönemindeki değişimi değerlendirmek hem de Türkiye’ye yönelik yeni bir AB perspektifi açmak istediği şeklinde yorumlanıyor.

GKRY ile Türkiye’yi karşı karşıya getiren projelerden uzak durma görüntüsü veren Hristodulidis’in, adadaki yeni siyasi tabloyu süreçleri yeniden şekillendirmek için kullanmaya çalıştığı belirtiliyor.

İlgili Sitenin Haberleri