Haber Detayı
ABD’nin yeni Atina Büyükelçisi göreve başladı! Washington’dan Atina’ya yeni stratejik rol
Washington–Atina–Brüksel eksenli yeni bir diplomatik denklem kuruluyor. ‘Yunanistan Doğu Akdeniz’in istikrar taşıdır.’ diyen ABD’nin yeni Atina Büyükelçisi Guilfoyle’un sözleri, Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı adımların güçleneceğinin işaretini verdi.
ABD’nin Yunanistan Büyükelçisi olarak atanan Kimberly Guilfoyle, hafta başında göreve başladı.
Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde Washington’un Atina’ya gönderdiği ilk üst düzey isim olan Guilfoyle, göreve başlar başlamaz verdiği mesajlarla Yunan basınında geniş yer buldu.
Guilfoyle, Vogue Greece dergisine verdiği ilk röportajda “Yunanistan, Doğu Akdeniz’de istikrarın temel taşıdır.” ifadelerini kullandı.
Röportaj, Yunanistan’da hem diplomatik hem de siyasi çevrelerde dikkatle yorumlandı.
Yeni büyükelçi, açıklamalarında savunma, teknoloji ve enerji alanlarında işbirliğinin genişletileceğini belirterek, “ABD ve Yunanistan birlikte barışı güçlendiriyor, Atlantik İttifakı’nı bütünlüyor.
Amerika Yunan halkının müttefikidir.” sözleriyle Atina’ya tam destek mesajı verdi.
WASHİNGTON’DAN AÇIK DESTEK Yunan medyası, Guilfoyle’un sözlerini ABD’nin yeni dönem Doğu Akdeniz politikasıyla ilişkilendirdi.
Kathimerini, röportajı “Washington’dan Atina’ya açık destek” başlığıyla duyurdu.
Haberde, “Trump yönetimi Yunanistan’a bölgesel istikrarın merkezi rolünü veriyor.” ifadesine yer verildi.
SKAI televizyonu, yeni büyükelçinin söylemini “ABD’nin Atina’ya güven tazelemesi” olarak değerlendirirken, Proto Thema gazetesi “Guilfoyle’un misyonu Yunanistan’ı Doğu Akdeniz diplomasisinin odak noktasına yerleştirmek” yorumunu yaptı.
Ta Nea, büyükelçinin “Yunanistan’ın NATO ve AB içindeki stratejik konumunu öne çıkaran mesajlar verdiğini” yazdı.
Bazı yorumlarda ise Guilfoyle’un Donald Trump’a yakınlığı hatırlatılarak “Büyükelçi Washington’un yeni enerji diplomasisinin siyasi yüzü olacak” değerlendirmesi öne çıktı.
Yunan medyasına göre bu atama, ABD’nin Atina merkezli güvenlik ve enerji ağını güçlendirme sürecinin bir parçası olarak görülüyor.
GKRY–LÜBNAN ANLAŞMASI: TÜRKİYE’YE JEOPOLİTİK DARBE Atina basınında gündemin bir diğer başlığı ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Lübnan arasında deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşması oldu. 18 yıl önce imzalanıp bu ay Beyrut tarafından onaylanan anlaşma, Yunanistan’da “Doğu Akdeniz’de yeni denge” yorumlarıyla öne çıktı.
SKAI, kararı “Ankara’nın tezlerine ciddi darbe” olarak nitelendirirken, “Lübnan’ın orta hat ilkesini benimsemesinin Türkiye’nin Doğu Akdeniz iddialarını zayıflattığını” yazdı.
Kathimerini gazetesi de “Kıbrıs’ın meşru hakları teyit edildi, Atina’nın diplomatik pozisyonu güçlendi.” yorumuna yer verdi.
Yunan analizlerinde ortak vurgu, bu adımın Atina’nın öncülük ettiği ‘Kıyı Devletleri Forumu’ girişimiyle aynı döneme denk gelmesi.
Gazeteler, “Lübnan’ın Kıbrıs’la uzlaşması, Türkiye’yi bölgesel masalarda yalnız bırakıyor” değerlendirmesinde bulundu.
YAYCI: MAVİ VATAN’A SALDIRI Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, 26 Ekim’de gazetemize yaptığı değerlendirmede, Lübnan–GKRY anlaşmasının Türkiye için “çok ciddi bir tehlike” olduğunu vurgulamıştı.
Yaycı, Lübnan’la GKRY arasında yapılan anlaşmanın Mavi Vatan doktrini açısından önemli bir kayıp olduğunu belirterek, “Lübnan Türkiye’nin yanı başındadır; ancak Yunanistan ve Güney Kıbrıs ikilisi Lübnan üzerinde bizden daha etkili görünmektedir.
Bu durum vatan toprağından feragat anlamına gelir.” ifadelerini kullanmıştı.
Aydınlık’a konuşan Yaycı, “Korkarım ki yakında Suriye ile de benzer bir ‘yan sınır anlaşması’ imzalanır ve bu, kamuoyuna ‘deniz yetki alanı anlaşması’ olarak sunulmaya çalışılır.” diyerek uyarıda bulunmuştu. ‘ZAMAN YUNANİSTAN’IN LEHİNE DEĞİL’ Avrupa cephesinde de Doğu Akdeniz tartışmaları gündemde.
Eski Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Yunan Ta Nea gazetesine yaptığı açıklamada Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in önerdiği “Doğu Akdeniz Forumu” fikrini destekledi.
Michel, “Başarı için ilk şart, tüm katılımcı ülkelerin kendilerini rahat hissetmesidir.” dedi.
Forumun, “ortak zorlukların rasyonel biçimde ele alınabileceği bir platform.” olabileceğini belirtti.
Aynı gün Kathimerini’de yayınlanan makalesinde eski Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ise forum fikrine temkinli yaklaştı.
Venizelos, “Yunanistan, bölgesel inisiyatifi başkalarına bırakmamalı; ulusal stratejisini kendisi belirlemeli.” dedi.
Eski bakan, Türkiye ile yaşanan gerilimleri hatırlatarak “Zaman artık Yunanistan’ın lehine değil.
Bu nedenle diplomatik hamlelerde liderliği korumak zorundayız.” ifadelerini kullandı.
Yunan basınına göre Avrupa kulislerinde, AB’nin önümüzdeki dönemde Türkiye ile “sınırlı ama kontrollü” bir diyalog politikası izleyeceği konuşuluyor.
YUNANİSTAN’IN HEDEFİ: DİPLOMATİK ÖNCELİK VE ABD UYUMU Guilfoyle’un Atina’ya gelişi, Lübnan–GKRY anlaşması ve AB içindeki forum tartışmaları, Yunanistan’ın aynı anda hem Washington hem Brüksel hattında konumunu güçlendirmeye çalıştığını ortaya koyuyor.
Yunan medyasına göre Miçotakis hükûmeti, 5x5 Kıyı Devletleri Forumu fikrini bu sürecin merkezine yerleştirerek “Türkiye’yi masaya çekme ya da dışarıda bırakma” politikasını sürdürecek.
ABD’nin yeni büyükelçisinin göreve başlar başlamaz verdiği mesajlar, bu stratejinin diplomatik zemininin Washington tarafından da desteklendiğini gösteriyor.