Türkiye’de çok partili hayat zaten yok!

CHP İstanbul İl Yönetimini ve delegelerini tedbiren görevden alan mahkeme kararı sonrası, “Türkiye’de çok partili hayat bitti.” yorumları yapanlar oldu.

CHP Milletvekili Mahmut Tanal, sosyal medya hesabından “AKP, Türkiye’de çok partili hayata fiilen son vermiştir.” paylaşımı yaptı.

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi anayasa hukukçusu Prof.

Dr.

Şule Özsoy Boyunsuz, Oksijen gazetesine yaptığı açıklamada, “Devlet, bir partiyi kimin yöneteceğini söylüyorsa orada çok partili hayat bitmiştir.” ifadelerini kullandı.

Avukat Tolga Şirin şunları yazdı: “Kanımca; çok partili demokratik hayatın ve örgütsel özerklik teminatının özüne müdahale anlamına gelen bu karar, milyonlarca yurttaşların menfaatini açıkça ihlal ediyor.” Türkiye Komünist Hareketi'nden yapılan açıklamada da “Çok partili sistem göstermelik hale gelmiştir.” denildi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, “Seçimi hukuken askıya alıyorlar.” diye konuştu.

SAHTE DEMOKRASİ SAHTE ÖZGÜRLÜK Maalesef Türkiye’de sahte bir demokrasi anlayışı var.

Nedir bu çarpıklık?

Demokrasi öncelikle oylamaya ve sandığa indirgeniyor.

Her isteyenin her şeyi yapabileceği bir ortam yaratılıyor.

Terör örgütlerine kalkan olmak bile, “demokrasicilik” gereği icra ediliyor.

Bugün demokrasi kılıfıyla etnik topluluklara, mezheplere, ortaçağın güçlerine özgürlük isteniyor.

Bugün demokrasi kılıfıyla mafyaya, gladyoya, tarikatlara özgürlük isteniyor.

Bugün demokrasi kılıfıyla rantçılara, talancılara, vurgunculara özgürlük isteniyor.

Bugün demokrasi kılıfıyla karşı devrimci faaliyetler yapılıyor, emperyalizmle işbirliğine gidiliyor, buna özgürlük isteniyor.

Bugün demokrasi kılıfıyla Türkiye’nin altını oyma çabalarına özgürlük isteniyor.

DEMOKRASİ DİSİPLİNDİR Demokrasinin özü emperyalizmle mücadele, Ortaçağ ilişkilerinin yıkılması, insanın özgürleşmesidir.

Demokrasinin bütün tarihine bakarsak hiçbiri genel oy ve çok parti ile eşitlenemez.

Cromwell’den ABD Bağımsızlık Savaşı’na, Fransız Devrimi’nden Türkiye, Rusya, İran ve Çin’deki devrimlere kadar demokrasi hep kılıçla gelmiştir.

Çünkü özgürleşme ve demokratikleşme, lütufla değil güçle, güçle elde edilmiştir.

Her halkın kendi tecrübelerinin sonucudur.

Bugün sahte demokrasicilik adı altında yurttaş, kullaştırılıyor. 1980’den sonra kurulan küreselleşme ile demokrasi yeniden etnik topluluklara, mezheplere, Ortaçağ ilişkilerine özgürlük diye sunuluyor.

Ortaçağ kurumlarıyla işbirliği yapan emperyalist ülkelerde tefeci sermayesinin diktası demokrasi diye yutturuluyor.

Bugün Türkiye’de çok partili siyaset olduğunu iddia edenler yanılıyor.

Demokrasi bir disiplindir ve emperyalizme, ortaçağ ilişkilerine, vurgunculara, rantçılara özgürlük değildir.

ÇARŞAF GİBİ PUSULADA İKİ PROGRAM VAR Bugün Türkiye’de sandığa gittiğinizde çarşaf gibi oy pusulasını açıyorsunuz.

Orada farklı adlar ve farklı logolar var.

Sanıyorsunuz ki seçme özgürlüğünüz ve çok partili sistem var.

Hayır!

Türkiye’de iki program var.

Düzen partilerinin hepsinin programlarını açın bakın karşınıza ne çıkıyor: NATO’da yer almak, serbest piyasacılık, etnik ve kimlik siyaseti… Hepsi de bir.

Bütün bu partilerden tek farklı programa sahip olan Vatan Partisi var.

Programına bakın ne çıkıyor karşınıza: Millî Hükûmet Programı, Üretim Devrimi programı, NATO’dan çıkış, Avrasya ile işbirliği, üreticilerin baş tacı yapılması, kamuculuk, Türk milletinin bölünmezliği… Vekiller, hukukçular, uzmanlar… Bu millete “çok partili hayat bitiyor” diye palavra atıyor.

O çok partili hayat Atlantik dayatmasıyla kuruldu ve bütün sistem partileri Atlantikçi oldu.

Türkiye’de çok partili hayat olmadı.

Bu iki program dışında olmayacak da.

Türk milleti bu safsatalara inanmak yerine, Türkiye’nin tek gerçek çözüme ve farklı programa gözünü dikmeli.