Konsol savaşları değişti ama Sony pes etmedi: 2025’in en iyi PlayStation yapımları

Sony ve özellikle Microsoft’un özel oyunlarını farklı platformlara açmasıyla birlikte, tek bir konsolu parlatan yapımları öne çıkarmak her geçen yıl daha da zorlaşıyor.

Günümüzde PlayStation ve Xbox’ta yıl boyunca en çok oynanan oyunların büyük bölümü çoklu platformda yayınlanıyor.

Hatta 2025’in Yılın Oyunu (GOTY) seçilen Clair Obscur: Expedition 33 gibi yapımlar da neredeyse her platformda aynı anda çıkıyor. (Bu noktada Nintendo’nun hâlâ kendi yolunda ilerlediğini söylemek mümkün.) Her şeyin bir “Xbox ekosistemi”ne dönüştüğü bu yeni çağda bu tür listelerin zamanla yok olması muhtemel.

Ancak Sony, yüksek kaliteli özel içeriklerden vazgeçmiş gibi görünmüyor.

İşte PlayStation cephesinde 2025’e damga vuran en iyi yapımlar.

PlayStation Portal: Sony’nin yeni kozu Yazılım tarafındaki özel oyunlar önemini yitirirken, konsol üreticileri oyuncuları ekosistemlerine bağlamak için farklı yollar deniyor.

Microsoft bunu Game Pass ile yaparken, Sony’nin 2025’teki en güçlü hamlesi PlayStation Portal oldu.

Sony’nin Portal için yayınladığı güncelleme sayesinde cihaz artık bulut oyun (cloud streaming) desteğine sahip.

Bu da PlayStation Portal’ı PlayStation sahipleri için neredeyse vazgeçilmez bir aksesuar hâline getiriyor.

Yaklaşık 200 dolarlık fiyatıyla, bir PS5’in yarı maliyetine ikinci bir konsol hissi sunuyor.

Üstelik seçili oyunları, ana konsola bağlanmadan oynayabilme imkânı da var.

Her ne kadar oyun kütüphanesi tam anlamıyla eksiksiz olmasa da, 2.000’den fazla oyunun desteklenmesi ve bunların taşınabilir şekilde oynanabilmesi, deneyimi kökten değiştiriyor.

Final Fantasy Tactics: Zamana meydan okuyan bir efsane Final Fantasy hayranlarıyla serinin en iyi oyunlarını tartışmaya kalkışırsanız, kulak tıkacı almanız gerekebilir.

Çünkü ilk sıra neredeyse her zaman aynıdır: Final Fantasy Tactics.

Square Enix’in bu yıl yayınladığı yenilenmiş sürüm sayesinde oyunu ilk kez deneyimleme fırsatı bulanlar için bile etkisi tartışılmaz.

Final Fantasy Tactics, hem zamansız bir yapım olmayı başarıyor hem de anlattığı politik ve dramatik hikâyeyle dönemine güçlü bir şekilde sesleniyor.

Oyunun asıl dehası ise derin sınıf (job) sistemi.

Oyuncuya neredeyse tanrısal bir güç hissi veren bu yapı, strateji RPG türünün zirve noktalarından biri.

Özellikle Arithmetician sınıfının sunduğu sınırsız büyü potansiyeli, doğru kombinasyonlarla oyunu tamamen sizin lehinize çeviriyor.

Ramza Beoulve sıradan bir kahraman olabilir, ancak onu yöneten oyuncu sayesinde durdurulamaz bir güce dönüşüyor.

Ghost of Yōtei: Tanıdık ama daha parlak Sucker Punch imzalı Ghost of Tsushima’nın devam oyunu Ghost of Yōtei, büyük riskler almaktansa mevcut formülü daha da parlatmayı tercih ediyor.

Oynanış kökten değişmiyor; geniş açık alanlar, gelişmiş dövüş mekanikleri ve keşfedilecek bolca içerik yine karşımızda.

Ancak bu kez her şey daha dengeli ve daha rafine.

Özellikle oyunun intikam temalı hikâyesi, ilk oyuna kıyasla çok daha sürükleyici.

Aynı zamanda açık dünya yapısına net bir yön kazandırarak oyuncunun motivasyonunu sürekli canlı tutmayı başarıyor.

Death Stranding 2: Garip ama daha anlaşılır İlk Death Stranding, tuhaflığıyla oyuncuları ikiye bölen bir deneyimdi.

Oyunun ne anlatmak istediğini anlamak çoğu zaman sona yaklaşınca bile zor oluyordu.

Death Stranding 2 ise bu açıdan daha erişilebilir.

Temel yapı aynı: Kıyamet sonrası bir dünyada teslimat yapıyor, insanları ve kaynakları birbirine bağlıyorsunuz.

Ancak bu kez hikâye Avustralya’ya taşınıyor.

Kum fırtınaları gibi yeni çevresel tehditler ve Elle Fanning’den George Miller’a uzanan ilginç oyuncu kadrosu deneyimi zenginleştiriyor.

Merak etmeyin; hikâye hâlâ yeterince gizemli ve yoruma açık.

Baby Steps: Yürümenin ne kadar zor olduğunu hatırlatan oyun Getting Over It’in yaratıcısı Bennett Foddy, bu kez “yürüme” kavramını merkeze alıyor.

Baby Steps, oyuncudan tek bir şey istiyor: yürümek.

Ancak bunu yapmak için her adımı, her kas hareketini tek tek kontrol etmeniz gerekiyor.

DualSense tetik tuşlarıyla verilen bu mücadele, hem kahkaha attırıyor hem de insan psikolojisi üzerine düşündürüyor.

Basit gibi görünen bir eylemin ne kadar karmaşık olabileceğini sonuna kadar hissettiren, alışılmışın dışında bir deneyim.

Lumines Arise: Ritme kapılırsanız kurtuluş yok İlk duyurulduğunda serinin geçmişinden habersiz olanları şaşırtan Lumines Arise, PSP döneminin efsanesini modern bir yorumla geri getiriyor.

Oyun mantığı basit: İki’ye iki bloklar hâlinde eşleşmeler yapıyorsunuz.

Ancak bunu yaparken elektronik ve pop-house ağırlıklı, ritimle birebir senkronize bir müzik eşlik ediyor.

Bu yönüyle Tetris Effect’i andıran oyun, zorluk seviyesiyle ise hiç affedici değil.

Şekillerin sürekli değişmesi — bloklar, yumurtalar, saatler — oyuncuyu farklı stratejiler denemeye zorluyor.

Hangi formun sizin için daha “akıcı” olduğunu keşfetmek, oyunun en keyifli taraflarından biri.