Haber Detayı

Ankaralılar'ın Atatürk'e yaptığı törenin sırrı
Aykut diş aydinlik.com.tr
27/12/2025 04:01 (10 saat önce)

Ankaralılar'ın Atatürk'e yaptığı törenin sırrı

Ankaralılar'ın Atatürk'e yaptığı törenin sırrı

 Bugün 27 Aralık 2025.

Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelişinin 106. yıl dönümü. 27 Aralık 1919 tarihi, kuruluş ve kurtuluşta özel bir yere sahip.

Resmi anlatıya göre Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşu 29 Ekim 1923, farklı yorumlara göre 23 Nisan 1920 olarak değerlendirilse de fiiliyatta yeni Türk devletinin teşkili 27 Aralık 1919’a dayandırılabilir.

Gerçekten Mustafa Kemal Paşa’nın gelişi öncesinde ve sırasında Ankara’da yaşananlar sıradan hadiseler değil.

Adeta bir akıl, millet iradesini de arkasına alarak harekete geçmiş.

Yeniden kuruluş kararını vermiş.

SABIRLI VE PLANLI 1919 yılının sonuna doğru işgal girişimi Ankara’ya kadar ulaşmıştı.

İskoçların da yer aldığı İngiliz bölükleri ve Faslıların da içinde bulunduğu Fransız bölükleri kente konuşlanmıştı.

Öyle ki 1916 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Ankara merkezi olarak inşa edilen, sonra 1.

TBMM olarak kullanılacak olan (bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi) binada Fransız bayrağı dalgalanmaktaydı.

Kent Valisi Muhittin Paşa, İstanbul yanlısı olması sebebiyle işgalcilerle uyumluydu.

Vaziyet karşısında ise Ankaralılar, sabırla ve gizlice Mustafa Kemal Paşa ile haberleşiyorlardı.

Bir yandan da cemiyetler aracılığıyla direnişi örgütlüyorlar, diğer yandan piyesler ve gazeteler üzerinden millî bilinci ayaklandırmaya çalışıyorlardı.

DÜĞMEYE BASILDI Vali Muhittin Paşa’nın şehrin önde gelen isimlerinin de içinde olduğu 190 kişiyi “İttihatçılık” gerekçesiyle tutuklaması üzerine halk, bürokrasi ve ordu içinde hareketlilik arttı. 20.

Kolordu Ankara’daydı ve başında Ali Fuat Paşa (Cebesoy) vardı. 36.

Fırka Kumandanı Yarbay Mahmut Bey’di.

Tutuklamalardan sonra Yarbay Mahmut Bey’in de dahliyle gençlere hitaben Azm-i Millî Cemiyeti kuruldu.

Ali Fuat Paşa da Mustafa Kemal Paşa ile haberleşmenin aksamaması için telgrafhanenin karşısına bir müfreze asker yerleştirdi.

PADİŞAHA İLK İSYAN Vali’nin vekalet vererek şehir dışına çıkmasını fırsat bilen direniş temsilcileri, müftülük dairesinde bir toplantı yaparak Muhittin Paşa’yı padişaha şikayet etmek istediler.

Kadı, defterdar gibi üst düzey bürokratların da katıldığı bir buluşmada Müftü Hoca Atıf Efendi telgrafı çekmekle görevlendirildi ve 11 Eylül’de Sadrazam Damat Ferit ile irtibata geçti.

Damat Ferit’in direnişçileri Padişah Vahdettin’le görüştürmemesi üzerine “Senin gibi sadrazamı da, milletle görüşmeyen padişahı da tanımıyoruz.” mesajı iletildi.

Durum Mustafa Kemal’e aktarıldı.

Mustafa Kemal vilayet memurlarının da İstanbul hükümetini tanımadığını ve Kongre Heyeti ile hareket edileceğini ilan eden bir telgraf daha yollanmasını istedi.

İkinci bir toplantıyla bu da yapıldı.

YENİ YÖNETİM 12 Eylül’de silahlı direnişçiler Vali Muhittin Paşa’yı Elmadağ ile Yahşihan arasında derdest ettiler.

Yerine ise vekil olarak Defterdar Yahya Galip’i belirlediler.

Yeni valinin ilk işi 190 ismi serbest bırakmak oldu.

Müftü Rıfat Efendi (Börekçi)’nin başkanlığında Anadolu Müdafaa-î Hukuk Cemiyeti kuruldu.

Anadolu Müdafaa-î Hukuk Cemiyeti’nin ilk işi de 3 bin 500 kişiden oluşan silahlı bir grubu işgalcilere karşı çevre illere yollamak oldu.

Bu esnada cemiyet idaresindeki kent yönetimi tehdit mesajlarıyla İstanbul’dan gönderilen yeni valiyi de Eskişehir’den geri dönderdi.

Öte yandan kenti siyasi ve psikolojik olarak Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelişine hazırlamaya başladı.

SEYMEN ALAYLARI 27 Aralık günü gelip çattığında ise Ankaralılar bir Türk geleneği olan Seymen Alaylarını kurarak karşıladılar Mustafa Kemal Paşa’yı.

Mahallelerden ve kazalardan kalkan alaylar, Hacıbayram Cami’nin önünde toplandı. “Kayyum Dedeler” diye anılan kişiler tarafından dua okutulmasının (muhtemelen yeniçeri duası gibi) ardından, önde kılıç ve balta kuşanmış Seymenler ile savaşçı kadınları temsil eden Bacı Erenler, arkada âlimler ve dervişler, sonrasında esnaf loncaları ve okullar ile halk şeklinde sıralanarak Dikmen tepesine doğru çıkıldı. 700 yaya, 3 bin atlı Seymene binlerce Ankaralı da eşlik etti.

Mustafa Kemal Paşa’nın ufukte görünmesiyle, davullu-zurnalı, heyheyli, kılıç çarpıştırmalı efe yürüyüşüyle tarihte eşine az rastlanır bir coşku ve galeyan meydana geldi.

OĞUZ TÖRESİ Tabiri caizse Mustafa Kemal Paşa, Atatürk makamına 27 Aralık 1919’da erişti.

Atatürk, Dikmen’den Ulus’a kadar halk öbeklerinin sevgi ve saygı gösterilerinin arasında ilerledi.

Seymen Alaylarında Nakşibendi, Rufaî, Kadirî, Bektaşî ve Mevlevî dergâhları ile Kızılbaş toplulukları da kalabalık şekilde yer aldı.

Millî mücadele esnasında Mim Mim Grubu Üyesi olarak İstanbul’dan Ankara’ya geçen Gazeteci ve Tarihçi Enver Behnan Şapolyo, karşılamanın canlı tertipçileri ve tanıklarıyla yaptığı görüşmelere dayanarak Seymen Alaylarının anlamını şöyle ifade ediyor: “Seymen Alayı sadece kızılca günlerde kurulurdu.

Yani millî felaket günlerinden çıkışta yeni bir devlet kurmak ve yeni bir reis seçmek için tertiplenirdi.

Bu Oğuz töresi Türk’ün mucizevi bir mefkûresiydi.” 1905’TEN 1919’A İşte böyle, tesadüfle ya da bireysel inisiyatifle izah edilemeyecek olaylar silsilesi içinde Atatürk Ankara’ya geldi.

Önce, Sivas Kongresi kararlarını uygulayacak ve Misak-ı Millî’yi savunacak olan devlet inşa edildi.

Atatürk’le sınıf arkadaşlığından başlayan bir mücadele arkadaşlığı bulunan Ali Fuat Cebesoy, 1905’te kurdukları gizli teşkilat Vatan ve Hürriyet Cemiyeti toplantılarında, Mustafa Kemal’in millî devlet tasarımı olduğundan bahseder.

Atatürk’ün Beyrut’ta kendilerine “Dava, yıkılmak üzere bulunan bir imparatorluktan önce bir Türk devleti çıkarmaktır.” dediğini söyler.

Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 106. yılı kutlu olsun.

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet var olsun.

Vatan ve Hürriyet, İttihat ve Terakki, Azm-i Millî, Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerine; Mim Mim Grubu'na selam olsun.

İlgili Sitenin Haberleri