Feti Yıldız 'kırmızıçizgi' demişti... Ayşegül Doğan: Kırmızıçizgiler de konuşulur elbet

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin dün yaptığı Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ve güncel gelişmelere ilişkin parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasına açıklanan asgari ücrete tepki göstererek başlayan Doğan, partisinin 46 bin lira önerisini hatırlatttı.

Kürt sorunun çözümü kapsamında başlatılan ve partisinin 'Barış ve Demokratik Toplum' adını verdiği sürece değinen DEM Parti Sözcüsü, farklı fikirlerin süreci zayıflatmayacağını ancak 'maksatlı saldırıların süreci zayıflatmaya dönük olduğunu' söyledi. 'İKİNCİ AŞAMA YASAL DÜZENLEMEYİ İFADE EDİYOR' Süreçte birinci aşamanın geride kaldığını ve MYK toplantısında ikinci aşamanın değerlendirildiğini söyleyen Doğan, "İkinci aşama DEM Parti için yasal düzenlemeleri ifade ediyor.

Siyasi zeminin hukukla desteklenmesini, ancak bununla tescillenebileceğini ifade ediyor bizim için” diye kaydetti. 'SÜREÇ OLMASI GEREKEN HIZDA OLMAMASINA RAĞMEN İLERLİYOR' Sürecin tıkandığına dair tartışma ve iddiaları reddeden Ayşegül Doğan, "Net bir cümleyle ifade etmek gerekirse sürecin ilerlediğini söyleyebiliriz.

Her şeye rağmen ilerliyor.

Saldırılara rağmen ilerliyor.

Olması gereken hızda olmamasına rağmen ilerliyor" ifadelerini kullandı.

Ayşegül Doğan, partilerin komisyona sunduğu raporlara da işaret ederek, bazı siyasi partilerin raporlarını yetersiz bulduklarını, bu yetersizliklerin ortak rapora sürecinde tamamlanması gerektiğini ifade etti.

Ortaklaşabilecek noktanın yasal düzenlemelere ilişkin olması gerektiğini söyleyen Ayşegül Doğan, "Şartlarla, olmazlarla değil olurlarla masaya gelmeli siyasi partiler” ifadelerini kullandı. 'BAZI PARTİLER KÜRT SORUNU DEMEKTEN İMTİNA ETMİŞ' Komisyonun tek başına Kürt sorunu ve demokrasi sorununu çözemeyeceğini, ancak bu hususlara giden yolu açabileceğini ifade eden Ayşegül Doğan şunları söyledi: “Demokratik çözüm kanallarını oluşturabilir.

Bunun için ortak bir teklif çıkarabilir.

Ve bu toplumsal konsensüs Meclis'te bir barış mesaisine dönüştürebilir.

Beklentimiz bu.

Silahların tümden devre dışı bırakılacağı ve bunun kalıcı hale getirileceği yasal düzenlemeler oluşturulmalı.

Burada da eşitlik ilkesi uygulanmalı.

Bazı siyasi partiler Kürt sorunu demekten imtina etmiş.

Oysa sorun apaçık ortada.

Kürt sorunu.

Sorunu doğru tanımlayınca, doğru teşhis edince, doğru tespit edince gerçekçi yöntemlerle ilgili ilerlemekte daha kolay olabilir.” Toplumsal güven gerektiren bir takım adımlara ihtiyaç olduğunu belirten Ayşegül Doğan, sorumluluğun sadece DEM Parti'nin sorumlu olmadığına kolektif bir sorumluluğun gerektiğine işaret etti.

Ayşegül Doğan, "Bu fırsatın ender rastlanan bir fırsat olduğunu unutmamalı, hep hatırda tutmalı.

Belki yüzyılda bir karşılaşabileceğimiz çok büyük bütün Türkiye'yi içeren bir fırsatla karşı karşıyayız” diye belirtti. 10 MART MUTABAKATI TARTIŞMALARI 10 Mart Mutabakatı ile ilgili çeşitli tartışma ve açıklamaların olduğunu söyleyen Doğan, demokratik bir Suriye'nin aynı zamanda Ortadoğu'daki ve Türkiye'deki demokrasiye katkı sağlayacağını belirtti ve diyalog vurgusu yaptı: "Diyalog ve müzakere yönteminin esas alınması gerektiğini düşünüyoruz.

SDG ve Şam arasında diyalog, aynı zamanda Türkiye ile diyalog ve temastır.

Sorunları ancak konuşarak çözebiliriz.

Tehdit değil, bir fırsata dönüştürülebilir diyalog kurarak.

Türkiye'nin Suriye'de yapıcı bir rol oynaması gerektiğini söyleyen Doğan, Suriye'nin çok kimlikli yapısını yok sayan ve merkeziyetçi modelleri dayatan modeller yerine Suriye'nin 'özüne, yapısına, tarihsel dokusuna, sosyolojik dokusuna uygun bir çözüm' bulunması gerektiğini söyledi.

LEYLA ZANA'YA SALDIRILAR Leyla Zana'ya yönelik cinsiyetçi ve nefret tezahüratlarına da değinen Doğan, "Nasıl Beyaz Toros tesadüfen seçilmediyse bu defa Leyla Zana ismi de tesadüfen seçilmedi" vurgusu yaptı.

Tribünlerde yaşananlara kötü tezahürat, çirkin söz, kötü söz diyerek geçlemeyeceğini belirten Doğan, bunun adının 'ırkçılık ve cinsiyetçilik' olduğunu söyledi. "Leyla Zana Kürt olduğu için hedef alındı" vurgusu yapan Doğan, "Bunu yalnızca onun şahsına dönük bir hedef alma olarak değerlendirmemek gerekir.

Daha ötesinde söylenmek istenenleri görmek ve buna göre pozisyon almak gerekir” diyerek birlikte mücadele çağrısı yaptı. 'KIRMIZI ÇİZGİLER DE KONUŞULUR' Gazetecilerin, MHP Genel Başkanı Feti Yıldız’ın Anayasa’nın ilk dört maddesine dair, “Kırmızıçizgi” nitelendirmesine dair soruyu yanıtlayan Ayşegül Doğan, “Biz kırmızıçizgilerle masaya gitmek yerine olurlarla masaya gitmek gerektiğini düşünüyoruz.

Bu konudaki tavrımız da son derece açık bizim.

Hiçbir gizli saklı tarafı da yok.

Kırmızıçizgiler yerine gelin böyle çizgiler koymayalım.

Barış hukukunu ortaya koyalım.

Ortak noktalarda buluşmak için gerekirse kırmızıçizgiler de konuşulur elbette.

Ama önemli olan bu farklılıkları ortak bir noktada buluşturabilmek.

Bunu başarabileceğimize inanıyoruz” dedi. (MA)