Haber Detayı

Şam–SDG hattında entegrasyon çıkmazı: Uzlaşma mı dayatma mı?
Dünya artigercek.com
26/12/2025 15:42 (18 saat önce)

Şam–SDG hattında entegrasyon çıkmazı: Uzlaşma mı dayatma mı?

SDG lideri Mazlum Abdi entegrasyon konusunda Şam’la ortak anlayışa varıldığını söylerken, Suriye Dışişleri görüşmelerin 'somut sonuç üretmediğini' savundu; PYD’li Salih Müslim ise Şam yönetimini 'teslimiyet dayatmakla' suçlayarak 'ağız değiştirdiklerini' söyledi.

Artı Gerçek - Şam yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında 10 Mart Anlaşması’nın hayata geçirilmesine ilişkin belirsizlikler sürerken, taraflardan farklı açıklamalar geldi.

SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin entegrasyon için Şam’la uzlaşmaya vardıklarına ilişkin açıklamasının ardından, Suriye geçiş hükümetinin Dışişleri Bakanlığı kaynakları da görüşmelerin “somut sonuçlar üretmediğini” bildirdi.

Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’ya konuşan Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı’ndan yetkili bir kaynak, “Suriye’nin kuzeydoğusunda devlet kurumları dışında ve onlardan bağımsız şekilde yönetilen idari, güvenlik ve askeri yapıların varlığının, bölünmeyi çözmek yerine pekiştirdiğini” savundu.

Entegrasyona ilişkin söylemlerin, “şimdiye kadar net uygulama adımları ya da açık bir zaman takvimi içermeyen teorik açıklamalarla sınırlı kaldığını” belirten Dışişleri yetkilisi, bu durumun 10 Mart Anlaşması’na bağlılık konusunda soru işaretleri yarattığını kaydetti.

Dışişleri yetkilisi, “SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun sürdüğüne dair açıklamalarına rağmen, bu temasların somut sonuçlar üretmediğini” belirtti.

Yetkili, SDG’nin adem-i merkeziyetçilik yaklaşımının “idari çerçevenin ötesine geçerek siyasi ve güvenlik boyutları olan bir yapıya” evrildiğini, bunun da “devletin birliğini tehdit ederek fiili durumlara dayalı yapıları kalıcı hale getirdiğini” savundu.

Askeri yapıların entegrasyonuna da değinen Dışişleri yetkilisi, “Suriye ordusu dışında kalan, bağımsız komuta yapısına ve dış bağlantılara sahip silahlı oluşumların mevcudiyetine” dikkat çekerek, bu durumun “Suriye’nin egemenliğini zedelediğini ve istikrarı engellediğini” belirtti.

Yetkili ayrıca, sınır kapıları ve sınır hatları üzerindeki tek taraflı kontrolün sürdürülmesi ve bunların müzakere aracı olarak kullanılması yaklaşımının da ulusal egemenlik ilkeleriyle “açıkça çeliştiğini” savundu.

ABDİ NE DEMİŞTİ?

SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşturulan Müzakere Komitesine destek amacıyla düzenlenen Danışma Kurulu toplantısında konuşmuş ve “Askeri güçlerin entegrasyonu konusunda, kamu yararına uygun şekilde taraflar arasında ortak bir anlayışa varılmıştır" ifadelerini kullanmıştı.

Abdi ayrıca sınır güvenliğine de değinerek şunları söylemişti: "Sınır geçişleri ve sınırların yönetimi konusunda ortak bir vizyon oluşturma yönünde ilerleme kaydedilmektedir.

Doğal kaynakların, herhangi bir tarafın değil, tüm Suriyelilerin ortak mülkü olduğu yönünde net bir anlayış bulunmaktadır.

Birçok temel başlıkta görüş birliği sağlanmış olup, önümüzdeki süreçte kalan tüm konularda da anlaşmaya varılmasını umut ediyoruz.

Bu çerçevede, bölge halkının kendi bölgelerini anayasal bir çerçeve içinde, demokratik ve meşru mekanizmalar aracılığıyla yönetmesini savunuyoruz." SALİH MÜSLİM: SONRADAN AĞIZ DEĞİŞTİRİYORLAR PYD Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim ise Nûpel gazetesine verdiği demeçte, SDG'nin Şam yönetimine entegre olmasıyla ilgili tıkanıklığın kendilerinden kaynaklanmadığını şu sözlerle anlattı: "Son görüşmelerde, sistemsel bir entegrasyondan önce askeri güçlerin birleşmesi konusunda ısrar ettiler; bunu da kabul ettik.

Belirli bölgelerde SDG’nin birkaç askeri fırkadan (tümenden) oluşması noktasında başlangıçta bir çerçeve anlaşmasına varıldı.

Ancak sonradan ağız değiştirip, bu fırkaların emir-komuta zincirinin tamamen kendilerine bağlı olmasını dayattılar.

Açıkçası onlar komutan, biz ise onların emir eri olalım istiyorlar. 'Akademileriniz olabilir ama bizim eğitim müfredatımızın esas alındığı bir sistem olsun' diyorlar.

Oysa kendi 'akademilerinde' verdikleri eğitim şeriat ve cihatla ilgilidir.

Özerk Yönetim’in akademilerinde bilim ve modern dünya esas alınırken, onların akademilerinde zihniyet İslamiyet’in ilk yıllarına, yani 1600 yıl geriye dayanan bir dönüştür.

Kısacası, yine 'teslim olun' noktasına geliyorlar.

Bu da kabul edilemez." 'TÜRKİYE ANLAŞMAYA KARŞI' 10 Mart'ta imzalanan 8 maddelik mutabakata da değinen Salih Müslim, Rojava yönetiminin anlaşmaya uymadığına yönelik ifadelerin yanlış olduğunu ve mutabakatın "Türkiye’den habersiz gerçekleştiğini", Türkiye'nin anlaşmaya karşı çıktığını söyledi: "Türkiye’nin gölgesi gibi hareket eden Şam tarafı, tartışmaya kapalı bir tutum sergiliyor ve detayları konuşmaya yanaşmıyor.

Ezberledikleri tek bir cümleyi tekrarlıyorlar: 'Gelin, teslim olun.' Ancak biz teslim olmayacağız.

Büyük bedeller ödeyerek, demokratik temeller üzerinde özerk bir yönetim inşa etmiş bir gücün; demokrasiden bihaber olan, aksine tek motivasyonu demokratik değerlerle savaşmak olan bir zihniyete teslim olması eşyanın tabiatına aykırıdır.

Bize 'katılın' derken aslında 'kölemiz olun' demek istiyorlar.

Ödediğimiz bunca bedel, zaten köleliği kabul etmediğimiz içindir.

Bu saatten sonra bizden böyle bir yaklaşım beklemek ahmaklıktır." (DIŞ HABERLER)

İlgili Sitenin Haberleri