Karasu'dan iktidara: 'Suriye'de istikrar tehditle sağlanmaz'

Artı Gerçek - PKK'nin üst düzey yöneticilerinden ve KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Kürt sorunun çözümü kapsamında başlatılan sürece dair değerlendirmelerde bulundu.

Medya Haber TV'ye konuşan Karasu, Kürt sorunun çözümü isteniyorsa PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın muhataplığının da kabul edilemesi gerektiğini söyledi.

Öcalan'ın süreçte etkili bir rol oynayabilmesi için de 'özgür, yaşar ve çalışır koşullarının' hazırlanması gerektiğini belirten Mustafa Karasu, 'Umut hakkına' vurgu yaptı: "Kaldı ki bu hukuki bir konu, yasal bir konudur, kendi anayasaları tarafından kabul edilmiştir.

Devlet Bahçeli de uygulanacak dedi.

Şimdi buna rağmen Önder Apo’yu böyle tecrit koşullarında tutmak, sürece yetersiz yaklaşımdır, sürece doğru yaklaşmamaktır." 'KÜRT HALKININ İRADESİ DİKKATE ALINMALI' Diyarbakır'da 4 Ocak'ta Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü talebiyle düzenlenecek mitingi de hatırlatan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Karasu, "4 Ocak’ta Kürt halkı, umut hakkı, Önder Apo’nun özgür yaşar ve çalışır koşulları olmasını isteyen bir tutum ortaya koyacak, irade ortaya koyacak, miting yapacak.

Yani bu da önemli.

Şundan önemli; Kürt halkının iradesinin dikkate alınması gerekiyor" ifadelerini kullandı. 'KÜRTSÜZ DEMOKRASİ ANLAYIŞIYLA SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ' Kürtsüz demokrasi anlayışıyla Türkiye’nin sorunlarının çözülemeyeceğini vurgulayan Karasu, Türkiye siyaseti ve partilerin 'tarihi bir sınavda' olduğunu söyledi. 30 yıllık tutukların bırakılmadığını hatırlatan Karasu, şunları söyledi: "Gelsinler deniliyor ama 30 yıllık tutsaklar bile bırakılmıyor. 'Hadi silahlarını bıraksın, gelsinler' deniyor.

E zindanda 30 yıl yatmış, bırakılmıyor.

Ahmet Kaya’nın dediği gibi, bu ne yaman çelişki." 'ÖZGÜR ÖZEL 'KÜRT SORUNU VAR' DEDİ, RAPORA NEDEN YANSIMADI' Siyasi partilerin Meclis'te kurulan komisyona sunduğu raporlara da değinen Karasu, Kürt sorununun bir 'demokrasi sorunu' olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: "Meclis başkanları açıkça ‘bu sorunun adı, Kürt sorunu’ dedi.

Bu yönüyle bu raporlar çok yüzeysel.

Böyle mi olur yani?

Böyle bir komisyon, bütün partilerin komisyonu soruna böyle mi yaklaşıyor?

CHP’ninki zaten -hadi gitmedi İmralı’ya- demokrasiden söz ediyordu.

Yani Kürtsüz demokrasi mi olacak?

Diyorlar, ‘eski SHP raporundan bile geri bir yaklaşım içinde’.

Bir de Özgür Özel o kadar ‘Kürt sorunu var’ dedi, Kürdistan’da dolaştı, ‘Kürtler var olduğu zaman bu sorun var’, ‘çözülmesi gerekir’ dedi, birçok şey söyledi.

Niye bunlar yansıtılmıyor?

CHP’nin yaklaşımı çok geri.

Böylelikle ‘AKP şöyle, MHP şöyle’ diye eleştiriyordu, bu eleştirilerin hiçbir anlamı olmadığı ortaya çıktı.

Bu kadar eleştireceksin, demokrasiden söz edeceksin; Türkiye’nin en temel sorunu konusunda bir rapor olacak, kıyısından köşesinden gideceksin.

Bu gerçekten ciddiyetsizliktir.

Artık ortak bir rapor nasıl olur, onu bilemeyiz.

Şimdiden olumsuz bir şey söylemeyelim." 'SURİYE'DE İSTİKRAR TEHDİTLE SAĞLANMAZ' Konuşmasının devamında Türkiye'nin Suriye ve Kuzey Doğu Suriye'deki yaklaşımlarına değinen Karasu, "Bu yaklaşımlar doğru değil" diyerek şöyle devam etti: "Şimdi 'böyle olursa oraya müdahale ederiz' diyorlar.

Yani Türkiye orayı savaş ortamına mı çevirecek?

Hani barışçıydı?

Gazze’de, Lübnan’da barış istiyor, Suriye’de barış istiyor ama Kürtlere savaş istiyor.

Orada Kürtlerle Şam hükümeti kendi sorunlarını çözebilir.

Tartışırlar, çözerler.

Suriye’nin iç sorunudur bu.

Orada Kürtler bölünelim, parçalayalım, Suriye’yi parçalayalım demiyorlar ki!

Böyle bir yaklaşım yok.

Birçok gücün eli içinde.

Evet, farklı güçler de var.

Sadece Türkiye değil, başka güçler de Suriye’nin içini karıştırıyorlar.

Yani en doğrusu Suriye’de istikrarı sağlamaktır.

İstikrar öyle sağlanmaz.

Kışkırtılarak, kavga edilerek, Şam ile Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi karşı karşıya getirilerek istikrar nasıl sağlanacak?

Bu yönüyle Türk devleti politikasını değiştirmesi lazım.

Sürekli baskı, tehditle adım attırmaya çalışıyor.

Kürtlere karşı hep bu yöntemi kullanması doğru değil." 'SOSYALİZMİ EN GÜÇLÜ BİÇİMDE SAVUNDUK' Son dönemdeki sosyalizm tartışmalarına dikkat çeken Karasu, "Önderliğin (Öcalan'ın) bütün yaşamı sosyalizm mücadelesi içinde geçti. 1970’lerde sosyalizmin en fazla tartışıldığı, sosyalizm mücadelesinin en fazla geliştiği, sosyalizm literatürünün en fazla gündem olduğu 70’ler dönemiydi.

Bu dönemde Apocu Hareket, bizler de Kürt toplumu içinde sosyal düşüncelerin gelişmesinde büyük çaba gösterdik.

Sadece düşünceyle değil, yaşamımızla, ilişkilerimizle sosyalizmi temsil etmeye çalıştık.

Küçük burjuva yaşamdan, kapitalizmden etkilenen bir Hareket olmadık.

Zaten Kürt yoksul hareketiyiz biz.

Sosyalizmi o toplumsal zemine dayanarak da güçlü biçimde savunduk.

Önderlik savundu; ben buna şahidim." diye konuştu. (MA)