Haber Detayı
Sona doğru PKK, İsrail, DEM Parti ve işbirlikçileri… ‘Terörsüz Türkiye’yi sabote etmek için kolları sıvadılar
1 Ekim 2024’ten bu yana devam eden “Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge” girişiminde sona doğru yaklaşırken soykırımcı Siyonist İsrail’in kışkırtmasıyla; terör örgütü PKK ile Suriye kolu SDG ve sözcülüğünden kopamayan DEM Parti süreci sabote etmek için kolları sıvadı.
Soykırımcı Siyonist İsrail’in Suriye’de bir kısım Dürzi ve Alevi gruplardan sonra PKK/SDG’li teröristlere verdiği destekle işgal ettikleri alanlarda kalabileceğini düşünen ve buna çabalayan sözde kendini fesheden PKK ve sözcüsü DEM Partililerin hem “Terörsüz Türkiye” hem de “Terörsüz Bölge” girişimini sabote etmek için ellerinden geleni yapacakları iyice anlaşıldı.DEM’İN BÖLÜCÜ RAPORUSuriye’de Türkiye ve Şara yönetimi ile onu destekleyen ABD, üniter yapıya dayalı Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde 10 Mart mutabakatına bağlı olarak PKK/SDG’nin entegrasyonu için çabalarken, İsrail ve onun maşası SDG Suriye’yi parçalama konusunda işbirliğini derinleştiriyor.Türkiye içerisinde DEM Parti, İsrail ve maşası PKK/SDG’nin amaçları doğrultusunda buna karşı çıkarken Terörsüz Türkiye girişimini de sabote ediyor.
Bir yandan TBMM’de kurulan komisyona bölücü talepleri içeren raporunu sunan DEM Partililer, diğer yandan da 10 Mart mutabakatı çerçevesinde PKK’nın Suriye kolu SDG terör örgütünün silah bırakıp Suriye yönetimine entegre olmasına itiraz ediyorlar.TEMELLİ’NİN SDG DÜŞKÜNLÜĞÜBunların başında da DEM Partili Sezai Temelli geliyor. 2019’da Mardin’in Kızıltepe ilçesinde yaptığı konuşmada, İsrailli bir siyasetçi gibi konuşarak, “Buralar vadedilmiş topraklar.
Musa, bütün ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi” diyen, ardından da “Geldiler buraları da kuruttular” sözleriyle Türkleri suçlayan DEM Partili Sezai Temelli, 10 Mart mutabakatı çerçevesinde Suriye yönetimine entegre olması beklenen; soykırımcı İsrail’in maşası haline gelen SDG terör örgütünün silah bırakmasına 11 Ekim 2025 günü TBMM’de şu sözlerle karşı çıktı: “SDG silah bıraksın...
Yok şöyle olsun böyle olsun...
SDG’nin silah bırakmasını Suriye iktidarı istemiyor ki; siz neden istiyorsunuz?”Temelli bu konuda yalnız değil, DEM’li Tuncer Bakırhan, Pervin Buldan, Gülistan Koçyiğit, Ayşegül Doğan, Tülay Hatimoğulları hep bir ağızdan benzer şeyleri söylüyorlar.
Daha önce de defalarca yazdım ve söyledim, Öcalan’ı değil Kandil’deki teröristleri dinleyen DEM Partililer ağızlarından “barış” kelimesini düşürmeden, Öcalan’ı dinliyormuş gibi yaparak süreci sabote etmekten hiç vazgeçmediler.MİTİNG PROVOKASYONUHatırlayacaksınız DEM Partililer, 7 Ekim 2025 günü grup toplantısı sırasında TBMM çatısı altında PKK elebaşı Öcalan lehine slogan attırmış ardından da Diyarbakır’da yürüyüş yapmışlardı.
Toplumsal infiale yol açan Öcalan adını kullanarak yaptıkları bu provokasyonlar Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil birçok partiden tepki çekmişti.DEM Parti şimdi aynı provokasyonu 4 Ocak günü yine Diyarbakır’da deneyecek.
Dün yaptıkları basın açıklamasıyla, Öcalan’a özgürlük talebiyle 4 Ocak Pazar günü Diyarbakır’da miting düzenleyeceklerini duyurdular.Yaptıkları provokatif açıklamaların ve bu mitinglerin tek bir amacı var; Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge süreçlerinin önünü kesmek.
Ortaya çıkacak tablo ile de “Devlet barış istemiyor” algısı yaratıp, İsrail’in maşası haline gelen, zamana ve zemine göre de İran tarafından kullanılan PKK terör örgütü ile Suriye kolu SDG’ye alan açmak olduğu açık.Şu çok açık, artık PKK terör örgütü ile Suriye kolu SDG’nin Kürtleri değil Siyonist İsrail’in ve onun planlarını temsil ettiği… DEM Parti de İsrail, PKK ve SDG çizgisinde siyaset yapmaktan vazgeçmemekte kararlı.PKK/SDG’NİN UMUDU İSRAİLDEM Parti’nin Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge girişimini sabote etme çabasında İsrail ve PKK/SDG kaynaklı yalan habere dayalı beklentilerin etkili olduğu açık.
Özellikle, SDG’nin işgal ettiği alanlarda üç tümen halinde kalacağı, 70 SDG’li teröristin Suriye ordusunun üst düzeyinde görev yapacağı hatta siyasi olarak özerklik yolunun açılacağı yolundaki yalan haberlerin DEM Parti ve çevresini heyecanlandırdığı açık.Oysa ABD ve destek verdiği, DEAŞ’le mücadele koalisyonuna aldığı en son Sezar yaptırımlarını şartsız kaldırdığı Şara yönetimi 10 Mart mutabakatına uyulması için tüm diplomatik çabaları gösteriyor.
Türkiye de bu çabaları destekliyor ve dikkatle takip ediyor.Türkiye ve ABD Şara yönetimiyle Suriye’de istikrar için, İran ve İsrail yıllarca sürecek iç savaşın devamı için uğraşıyor.
Türkiye ve ABD açık diplomasiyi, İran ve İsrail ise yarı örtülü yarı açık savaşı istiyor.FİDAN: SDG, İSRAİL POLİTİKASINI FIRSAT OLARAK GÖRÜYORDışişleri Bakanı Hakan Fidan dün TRT World’de katıldığı programda yine net konuştu:“SDG 10 Mart Anlaşması’na bağlılıklarını yerine getirmeleri gereken bir noktaya gelmeliler.
Herkes, bu anlaşmayı gecikmeden ve çarpıtmadan yerine getirmelerini bekliyor.
Biz, Suriyeliler ve bazı diğer ortaklar, isimlerini vermek istemiyorum; topluca SDG’nin daha fazla zaman kazanmaya çalıştığını düşünüyorlar.
Bence kendileri için başka fırsatlar umut ediyorlar, belki başka bir bölgesel kriz şeklinde, belki de İsrail’in Suriye ve diğer yerlere yönelik yayılmacı politikaları nedeniyle.
Bu yüzden, bence iyi olan şey, Amerikalı ortaklarımızın bu sürecin tamamlanması gerektiğinin çok iyi farkında olmaları, çünkü bu, ülkenin birliği için çok önemli.Çünkü bir devlette farklı otoritelere izahat veren iki veya üç farklı silahlı yapı olamaz.
Böyle bir durumda birlik ve egemenlikten söz edilemez.
Bu nedenle bu çok önemlidir ve herkes bunu anlıyor, ancak biz sadece işlerin diyalog, müzakere ve barışçıl yollarla halledilmesini umuyoruz.
Ancak ‘SDG’, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalıdır.
Tekrar askeri yollara başvurmak zorunda kalmak istemiyoruz.”Şu çok açık; Suriye’deki düğümü ya diplomasi ya da silah çözecek ama her ikisinde de Türkiye kazanacak, tersi tüm Ortadoğu için 100 yıllık yeni Siyonist sömürge dönemi olur.
Türkiye buna asla izin vermez.