Haber Detayı
Fatih Altaylı'ya 4 yıl 2 aylık cezanın gerekçesi açıklandı
Gazeteci Fatih Altaylı'ya 'Cumhurbaşkanını tehdit' suçundan verilen 4 yıl 2 aylık cezanın gerekçesi açıklandı. Altaylı'nın sözleriyle "katılanın suikaste kurban gidebileceği yönünde tehditte bulunduğu' ileri sürüldü. Altaylı'nın tutukluluğuna devam gerekçesi 'kaçma şüphesi' olarak gösterildi.
Artı Gerçek- YouTube yayınındaki sözleri nedeniyle 'Cumhurbaşkanını tehdit' suçlamasıyla 22 Haziran’dan tutuklanan ve 26 Kasım'da 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edilen gazeteci Fatih Altaylı hakkındaki gerekçeli karar açıklandı. 'SUİKAST' SÖZCÜĞÜ NEDEN KULLANILDI?
İstanbul 26.
Ağır Ceza Mahkemesi, İddianamede ve mütalaada 'suikast' kelimesinin tercih edilmesinin nedenini şöyle açıkladı: "Mevzuat geleneğimizde cumhurbaşkanlığı veya devlet başkanlığı gibi, devletin en yüksek makamını işgal eden zatın 'öldürülmesi' gibi bir sözcüğe kanunda da yer vermemek için bu hususta öteden beri kullanılmasına alışılmış 'suikast' sözcüğü tercih edilmiştir. 'Fiilî saldırılar' terimine bütün saldırılar girmektedir.
Cumhurbaşkanının şahsına karşı işlenen suçlar dolayısıyla ilgili suç tanımına göre verilecek ceza yarı oranında artırılarak hükmolunacaktır.
Ancak, bu durumda belirlenecek cezaya alt sınır getirilmiştir." 'SUİKASTE KURBAN GİDEBİLECEĞİ TEHDİDİNDE BULUNDU' Altaylı'nın sözleriyle "katılanı suikaste kurban gidebileceği veyahut öldürüleceği yönünde tehditte bulunduğu" ifade edilen gerekçede, "Sanığın söz konusu video içeriğini uluslararası bir platform olan Youtube isimli uygulama üzerinden, herkese açık şekilde paylaştığı ve paylaştığı kanalın abonesinin bir milyonun üzerinde olduğu, video içeriğinin yüzbinlerce kez izlendiği nazara alındığında sanığın söz konusu tehdit söylemini iletme kastına haiz olduğu sübut bulmuştur” denildi.
MAHKEMEDEN 'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ' TANIMI: DEĞER YARGILARI ÜLKEDEN ÜLKEYE DEĞİŞİR Mahkeme, basın özgülüğü açısından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kararlarına atıfta bulundu ancak "Her ne kadar doktrinde bu konuda üye devletlerin aynı ölçüleri benimsemeleri gerektiği savunulmakta ise de değer yargıları ülkeden ülkeye değişmektedir" değerlendirmesi yer aldı. 'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEMEZ' Gerekçeli kararda Fatih Altaylı'nın sözlerinin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği ileri sürülerek şöyle denildi: "Sanığın söylemlerinin hukuk düzenini cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik olan ifadeler kapsamında kaldığı, düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyeceği, topluma sunulan, sınırlanmaması, kınanmaması, özgür bırakılması gereken ifadenin veya haberin toplumun ilgisini çeken, güncel ve kamunun yararını güden bir tartışmayı içermesi ile halkı kin ve düşmanlığa sevk etmemesi, şiddete teşvik etmemesi, nefret veya ayrımcılık içermemesi, suçu ve suçluyu övmemesi, terör veya ayrılıkçı hareketleri övmemesi, meşrulaştırıp yüceltmemesi, başkalarının kişilik haklarını, onur, şeref ve saygınlığını, hakaret, sövme veya benzer yollarla zedelememesi gibi ilkelere uymadığı ifadelerinin şiddete teşvik edici nitelikte olduğu nazara alınarak basın ve ifade özgürlüğü kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır." TUTUKLULUĞA DEVAM GEREKÇESİ: KAÇMA ŞÜPHESİ Mahkemenin gerekçeli kararında, "Altaylı'nın tutukluluğuna devam" hükmü, "sanık hakkında verilen ceza miktarı nazara alındığında sanığın kaçma şüphesinin bulunması nedeniyle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı ve bu itibarla tutuklama tedbirinin ölçülü olacağı" ifadeleriyle gerekçelendirildi. (Haber Merkezi)