Haber Detayı
Ahmet Özer: DEM tuzağa düşmemeli, CHP ile diyaloğu sürdürmeli
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, partisinin görev vermesi durumunda Öcalan ile görüşebileceğini söyledi. "DEM tuzağa düşmemeli ve CHP ile diyaloğu sürdürmeli" diyen Özer, "Barış birinin cumhurbaşkanı olmasından daha değerli bir şeydir benim için" ifadesini kullandı.
Artı Gerçek- Yerine kayyım atanan Esenyurt Belediyeye Başkanı Ahmet Özer, Kürt meselesinin çözümüne ilişkin süreç ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulundu. 'BAHÇELİ, BARIŞ DİLİNİN EGEMEN OLMASI VE SİYASETTEKİ TANSİYONUN DÜŞÜRÜLMESİNİ İSTİYOR' T24'ten Cansu Çamlıbel'e konuşan Özer, Bahçeli ile yaptığı görüşmeye ilişkin "Tutuksuz yargılama, kayyımların iadesi, hasta tutukluların bırakılması, AİHM ve AYM kararlarına uyulması gibi bazı adımlar atılabilir.
Bunlar barışa olan inancı yükseltecek ve toplumu rahatlatacaktır dedim.
Ben bu görüşlerimi zaten cezaevinden çıktıktan sonra televizyonlarda söylemiştim.
O da beni izlediğini, takip ve takdir ettiğini söyledi.
Kayyımların iadesi konusunda Sayın Bahçeli de bizimle hemfikir.
Barış sürecinin başarılı olması için kayyım rejiminin son bulması gerekir.
Bu konuda Sayın Bahçeli de benzer bir şey düşünüyor.
Zaten daha önce 'İki Ahmet görevine dönmeli' şeklinde bir demeci de vardı.
Ahmet Türk’ü ve beni kastetmişti.
Sayın Bahçeli barış dilinin egemen olması ve siyasetteki tansiyonun düşürülmesi önerisinde bulundu.
Aslında ben bu yorumu yapınca, kendisi de bu öneriyi teyit etti" dedi. 'BAHÇELİ, 'MUHATTAPLARDAN BİRİ ÖCALAN, BİRİ DEVLETTİR' DEDİ' Özer, 'Süreç uzarsa enfekte olabilir, süreci hızlandırmak lazım" sözleri üzerine Bahçeli'nin "İki nokta arasında en kısa yol bir doğrudur.
Bir eğri de çizip sonra sona gidebilirsiniz.
Bu zaman ve kaynak israfına neden olur.
Şu anda muhataplardan biri Öcalan’dır, biri de devlettir.
Bunu yok sayarak, öteleyerek, etrafından dolanarak bir yere varılamaz.
Ben bunu apaçık bir biçimde ortaya koydum, koyuyorum da" dediğini ifade etti. 'BAHÇELİ, DEMİRTAŞ'IN BİR AN ÖNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMASINDAN YANA' Bahçeli'nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasından yana olduğunu aktaran Özer, "Aynı zamanda Serhattin Demirtaş’ın da bir an önce özgürlüğüne kavuşmasından yana olduğunu söyledi.
Ben AYM ve AHİM kararlarının uygulanması gerektiğinin altını çizdiğimde, 'Selahattin Demirtaş’ın bir an önce serbest kalmasının ülkemizin yararına olduğunu, barış sürecine katkı sunacağını düşünüyorum ve bundan yana olduğumu bilmeni istiyorum' dedi.
İşte benim, Ahmet Türk’ün, Selahattin Demirtaş’ın barış sürecine katkılarımızdan bahsetti" diye konuştu. 'HERKESLE DİYALOĞA VARIM, HERKESLE MÜZAKERE ETMEYE VARIM' "Çözüm sürecinde bir rol beklentiniz mi var?" sorusu üzerine Ahmet Özer, "Halktan böyle bir beklenti varken, eğer partim de bu konularla ilgili bana bir görev verirse seve seve yaparım" dedi. "Gerekirse Öcalan ile de görüşür müsünüz?" sorusu üzerine Ahmet Özer, şöyle dedi: "Ben barışın gerçekleşmesi için herkesle görüşürüm.
Kürt sorunun çözümü ve barışın gerçekleşmesi için diyalog ve müzakere şarttır.
Bunu diyen biri olarak da ben konunun çözümü ve barışın gerçekleşmesi için herkesle diyaloga varım ve herkesle müzakere etmeye varım." "Gerekirse CHP adına Öcalan’a da gider misiniz?" sorusu üzerine Ahmet Özer, "Eğer partim de bu konularla ilgili bana bir görev verirse seve seve yaparım.
Herkesle konuşuruz.
Ben şöyle düşünüyorum, pratikte oynayacağınız rol zaten size o misyonu verir.
Yani bir yerden bir görev alıp da bunu yapmak yerine kendiniz adım atabilirsiniz.
Ben zaten bir aydın olarak, bir akademisyen olarak, bir yurttaş olarak bu barış sürecinin başarıya ulaşması için elimden gelen her türlü katkıyı vereceğimi çıktığım günden beri söylüyorum.
Hatta daha içerideyken de bu çağrılarda bulundum.
Ben bu barış sürecine amasız, fakatsız destek veriyorum." 'DEM TUZAĞA DÜŞMEMELİ, CHP İLE DİYALOĞU SÜRDÜRMELİ' Ahmet Özer, "Bugün bu projeyi devlet yürütülüyor.
Devleti kim yönetiyor?
AK Parti yönetiyor.
Onu demokratikleşme konusunda adım atmaya yönlendirmek için DEM ve MHP’ye büyük bir görev düşüyor.
Çünkü tek başlarına güçleri yetmez… AK Parti ağırdan alıp, ayak sürüdüğünde Sayın Bahçeli nasıl ön aldı ve “Siz gitmezseniz ben gideceğim İmralı’ya” dedi.
DEM de bana göre iki şey yapmalı.
Birincisi iktidara net biçimde 'Ana muhalefet partisine bu operasyonları yapmamalısınız.
Bu barışa zarar veriyor' demelidir.
İkincisi de DEM tuzağa düşmemeli ve CHP ile diyaloğu sürdürmelidir.
Bu CHP açısından da böyle.
CHP de DEM de aralarını açmaya, ikisini birbirine düşürmeye dönük hiçbir oyuna gelmemeli" diye konuştu. 'BARIŞ BİRİNİN CUMHURBAŞKANI OLMASINDAN DAHA DEĞERLİ BİR ŞEYDİR BENİM İÇİN' Stockholm Sendromu tartışmasının hatırlatılması üzerine Özer, "Bunlar arızi şeylerdir.
Onarılacak ve geçip gidecektir.
Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından DEM’in CHP'ye, CHP’nin de DEM’e ihtiyacı var.
İki partinin bir de MHP’ye ihtiyacı var demokratikleşme için.
Ama aynı zamanda iktidar partisine de ihtiyaç var.
Bu iş öyle 'kim kimi kündeye getirdi' diye görülecek bir iş değil.
Barış birinin cumhurbaşkanı olmasından daha değerli bir şeydir benim için.
Bir kişinin ölmemesi bir adamın cumhurbaşkanı olmasından daha değerli bir şeydir.
Sayın Özel de CHP de işte tam bunun için barışa katkı sunuyor" dedi. (Haber Merkezi)