Haber Detayı
Ekonomistten yapay zekâ destekli pop albümü
Dijital finans dünyasının tanınan isimlerinden İskender Ada, finans kariyerindeki 27'nci yılında, sözü ve müzikleri kendisine ait 13 şarkıdan oluşan bir pop müzik albümü çıkardı. Aynı zamanda DÜNYA Gazetesi’nde "Finansın Ötesi" köşesinin de yazarı olan Ada ile bir araya gelerek müzik hayatını ve yapay zekânın bu albümdeki yerini konuştuk.
Müzik ve finansı bir arada sürdürme yolculuğunuz nasıl başladı?
İlk gitarımı lise yıllarında tezgahtarlık yaparken ek mesaiye kalarak almıştım ve sonrasında üniversitede kendi kendime, başka gitar çalanları izleyerek gitar çalmayı öğrendim.
İlk şarkımı da o dönemlerde, 1997 yılında besteledim. 1998 yılının yazında da o dönemin önemli borsa aracı kurumlarından birinde stajyerken işe alındım.
Aslında müzik ve finans kariyerim birlikte başladı diyebilirim.
İnternetin henüz emeklediği dönemde çeşitli forumlardan müzisyen arkadaşlar edindim ve amatör olarak sahneye çıkmaya başladım.
O dönem çalıştığım kurumun genel müdürü ile de bu gelişmeyi paylaştığımda işime engel olmayacak şekilde özellikle hafta sonlarında sahneye çıkmam için bana ağabeylik yaptı.
O günkü ağabeyliğini unutamam.
O günden sonra da gündüzleri aracı kurumlarda repo işlemlerini, hisse senedi işlemlerinin muhasebe ve operasyonlarını yürütürken, akşamları da sahneye çıkmaya başladım.
Bu iki farklı hayat birbirini besledi.
Hem finans alanında hem de müzikal anlamda üretmeye devam ettim.Peki bugüne geldiğimizde, albüm yapma fikri nasıl ortaya çıktı? 2000’li yıllarda bestelerimi daha dinlenebilir hale getirmek için yıllar boyunca kendi mütevazı ev stüdyomda şarkıların gitarlarını çaldım, midi klavye ile piyano, davul, bas gitar gibi diğer enstrümanları da kendim çaldım.
Amatör yaklaşımla yaptığım bu kayıtlar o dönemde yine ilgi görse de profesyonel bir aranje, canlı enstrümanlar, miks ve mastering için yeterli bütçem hiçbir zaman olamadı.
Geçtiğimiz yıllarda albüme ismini veren “Aşkına Düştüm” şarkısında, müzik sektöründe kıymetli bir isim olan Serdar Seçme ile çalışma imkanı buldum.
Tüm enstrümanların canlı çalındığı bu şarkı çok içime sindi fakat bunun sürdürülebilirliği hem zaman hem bütçe açısından uygun olmadı.
Üstelik bu şarkıları ben tekrar sahnelere dönmek, kariyeri tekrar burada inşa etmek için değil hayata güzel bir iz bırakabilmek, yaşadıklarımı sonsuzlaştırabilmek için yapıyordum. 40’a yakın bestem bulunuyor ve gönül istiyor ki hepsini yayınlayayım.
İşte bu esnada, yapay zekâ da bana yardımcı oldu.Hayatın her alanında karşımıza çıkan yapay zekâ bu albümde nasıl yer alıyor?
Uzun süredir yapay zekânın müzik üretimindekini performansını yakından takip ediyorum.
Fakat genelde bugün çoğu etki sahibi insanın örnek gösterdiği kullanım içime sinmiyor.
Yani şarkı sözünü yapay zekâya yazdırıp, sonra 2-3 tane müzik stili prompt’u verip, şarkıyı da yapay zekâya okutmak müziğin evrensel ruhuna bence pek uymuyor.
Bugün tüm dillerde dünyayı derinden etkilemiş şarkıları düşünün, mümkünse şarkıların yapılış, ortaya çıkış hikayelerini dinleyin.
Aslında bizi gerçekten etkileyen, sarsan, ruhumuzu öpen, içimizi gıdıklayan, belki de hayat yolumuzu yeniden yazmamızı sağlayan tüm o şarkıların yaşanmışlıklardan, gerçeklerden yola çıktığını göreceksiniz.Benim yapay zekâyı kullanım şeklim ise daha farklı oldu.
Yapay zekânın anlamlandırma diline odaklandım ve tamamen kendime ait sözler, müzikler ve hatta ara melodileri dahi orijinal notalarına sadık kalacak şekilde tasarladım.
Normalde bir insan aranjörle çalıştığımda da ona şarkının girişini, ilk bölümü, nakaratı, ara melodileri tarif ederim ve kolektif bir çalışma yaparız.
Aranjör de ilk taslağı hazırlar, ardından birlikte revizeleri yaptıktan sonra artık o notaları müzisyenlere çaldırırız ve şarkı hazır olur.
Yapay zekâ ile de tam olarak böyle çalıştım diyebilirim.Albüm bu haliyle yapay zekâ ve insanın ortak çalışması diyebilir miyiz?
Kesinlikle.
Burada önemli bir nokta daha var.
Ben şarkıları yapay zeka ile tasarladıktan sonra kendi sesimi bu şarkılara ekleme konusunda çok kıymetli bir ses mühendisi ile çalıştım.
Sektörün önde gelen isimlerinden Burak Ayaz tüm şarkıları analiz etti, yapay zekânın hata yaptığı yerleri yeniden düzenledi, sonra vokal koçluğu yaparak duyguyu doğru aktarmamı sağladı ve en sonunda tüm şarkılara miks ve mastering yaparak sizlerin dinleyebileceği hale getirdi.
Şu anda tüm dijital müzik platformlarında yayında olan albümümüz, doğal ve yapay zekânın güzel bir iş birliğidir.Bundan sonra ne olacak peki?
Benim müzikal kariyerim anlamında soruyorsanız üretmeye devam edeceğim.
Elimde iki albümlük daha şarkı var.
Üstelik bu şarkıların büyük bölümü 90’ların ve 2000’lerin ruhunu taşıyor.
Şarkıları o zaman aralığında, hiçbir ticari kaygı ve baskı olmadan, gerçekten kendi ve yakın çevremin yaşadıklarından yola çıkarak besteledim.
Bu da bugün şarkıları dinleyen herkese geçiyor.
Bu şarkılar daha çok insana ulaşsın, bu şarkılarla aşık olsunlar, ağlasınlar, mutlu olsunlar isterim.
Belki arada bir de olsa tekrar sahnede kendi şarkılarımla insanların hayatlarına dokunmak güzel olur.
Yapay zekânın bu alana dokunuşuna gelince, orada yaşanmışlıklardan, duygulardan üretilmemiş sentetik melodilerin aynı etkiyi yaratmayacağını düşünüyorum.
Yine de hayatı kolaylaştırıcı, belki ilham verici bir pozisyonu olacak yapay zekânın.
Ruhumuzu derinden etkileyecek sözler ve melodiler ise her daim insanların kalbinden büyüyecek.