Haber Detayı
Yeşil Etki Derneği: “Çiftçi fonu ve değer zincirinde şeffaflık şart”
Yeşil Etki Derneği, gıda enflasyonunun yapısal ve psikolojik nedenlerinin ancak tarladan sofraya tüm maliyetlerin şeffaf biçimde açıklanmasıyla görünür olacağını belirterek aylık ‘Gıda Değer Zinciri Şeffaflık Raporu’nun yayınlanması çağrısında bulundu.
Nesrin KOÇASLAN - ANKARAYeşil Etki Derneği, Türkiye’de gıda enflasyonunu körükleyen yapısal ve psikolojik etkenleri mercek altına alan ‘Tarladan Sofraya Gıda Değer Zinciri Raporu’nu açıkladı.
Dernek Başkanı ve tarım yazarı Mine Ataman’ın sunumuyla kamuoyuna duyurulan rapor, gıda fiyatlarının yalnızca maliyet artışlarıyla değil, “endişe enflasyonu” olarak tanımlanan belirsizlik kaynaklı psikolojik baskılarla da şiştiğini ortaya koydu.Mine Ataman, Türkiye’nin tarım ve gıda alanındaki yapısal sorunlarının, “suçlu kahramanlar” yaratılarak görünmez hâle getirildiğini belirterek gıda enflasyonunda psikolojik etkenlerin giderek belirleyici olduğuna dikkat çekti.
Ataman, “Türkiye, gıda enflasyonunda tarımdan perakendeye herkesin sırayla günah keçisi ilan edildiği bir çıkmazda.
Bu yaklaşım çözümü imkânsızlaştırıyor” dedi.Ataman, tarım–gıda zincirinde üreticiden tüketiciye herkesin birbirini suçladığı bir ortam oluştuğunu, takip edilebilirliğin azaldığını ve fiyatların karanlıkta yükseldiğini vurgularken, tüketicinin ise “çözümsüzlük psikolojisine” sürüklenerek panik davranışlarına yöneltildiğini söyledi.Gıda fiyatlarının, ÜFE düşük seyretmesine rağmen yükselmeye devam ettiğini hatırlatan Ataman, ekonomistlerin bu durumu “endişe enflasyonu (anxiety inflation)” olarak tanımladığını ifade etti.
Davranışsal ekonomi kuramcısı Daniel Kahneman ve Harvard Üniversitesi’nin araştırmalarına atıfta bulunan Ataman, belirsizlik ortamının tüm aktörlerin fiyatlama davranışını bozduğunu dile getirdi.Ataman, gıda değer zincirinde panik kaynaklı fiyat şişmesi, depolama davranışlarının değişmesi, aracıların maliyet hesabına risk primi eklemesi ve çiftçinin kısa vadeli üretim kararlarına sıkışması gibi etkilerin zinciri zayıflattığını söyledi.“Tarla–market arasındaki maliyetler sanıldığı kadar gereksiz değil” Türkiye’de en büyük algı hatalarından birinin, üretim ile market fiyatı arasındaki maliyetlerin gereksiz olduğu düşüncesi olduğunu söyleyen Ataman, “2024 sonrası dünyada birçok üründe ham madde maliyetinin toplam içindeki payı yüzde 10– 20 seviyesine düştü.
Bu nedenle zincirin her halkasındaki maliyeti gerçekçi biçimde analiz etmeden çözüm üretilemez” dedi.“Her ay gıda maliyetleri açıklanmalı” Ataman, TÜFE ve ÜFE gibi, Türkiye’nin aylık “Gıda Değer Zinciri Şeffaflık Raporu” yayımlamasının zorunlu hâle geldiğini belirtti.
Gübre, mazot, enerji, sulama, lojistik, depolama, paketleme ve perakende payı gibi tüm maliyet kalemlerinin düzenli olarak açıklanmasının önemine değinen Ataman, bu önerinin zincirde kimlerin aşırı kâr elde ettiğini ve hangi noktada fiyatların şiştiğini görünür kılacağını söyledi.“Şeffaflık suçlu yaratma kültürünü bitirir; çözüm üretme kültürünü başlatır” diyen Ataman, tepkilerin doğru adrese yönelmesinin fiyat manipülasyonunu da önleyeceğini vurguladı.“Çiftçi Acil Durum Fonu kurulmalı” Bu kırılgan döngüden çıkmak için “Çiftçi Acil Durum Fonu” kurulmasını öneren Ataman, fonun devlet, üretici örgütleri ve sektörün ortak katkısıyla oluşturulması gerektiğini söyledi.
Ataman ayrıca fonun çiftçinin gelir kaybını telafi edecek ve üretimde sürekliliği güvence altına alacak bir mekanizma olarak çalışması gerektiğini dile getirdi.“Bu iki adım olmadan gıda enflasyonu düşmez” Ataman, aylık Gıda Değer Zinciri Şeffaflık Raporu ile Çiftçi Acil Durum Fonu hayata geçirilmeden Türkiye’nin gıda enflasyonuyla mücadele edemeyeceğini belirtti.
Ataman, Türkiye’nin ancak değer zincirini şeffaflaştırarak, panik kaynaklı psikolojik enflasyonu doğru yöneterek, suçlu aramayı bırakıp çözüm ortaklığına yönelerek ve gerçek maliyetleri görünür kılarak çıkış yolu bulabileceğini ifade etti.