Haber Detayı
Dünyada hiçbir devrim kadınların katılımı olmadan başarıya ulaşmamıştır
Dünyada hiçbir devrim kadınların katılımı olmadan başarıya ulaşmamıştır
Bütün dünya bir yol ayrımında.
Bütün taşlar yerinden oynadı.
Yeni bir düzen kuruluyor.
Hemen bütün ülkelerde konumlanmalar hızla değişiyor.
İktidarlar radikal bir şekilde el değiştirme sürecine girdi.
Atlantik ülkelerini de içine alan müthiş bir değişim yaşanıyor.
İç mücadelede değişime açık ülkelerdeki siyasi partilerde iki çizgi mücadelesi, içten içe değişimi zorluyor.
Dünya çapında ekonomik tablolarda bile sıralar öyle hızlı değişiyor ki inanmakta güçlük çekiyoruz.
En son Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)’nün bu yılın üçüncü çeyreğine ilişkin rakamları açıklandı.
Türkiye, büyüme oranı açıklanan OECD ülkeleri arasında dördüncü.
G20 ülkeleri içinde Hindistan, Endonezya, Suudi Arabistan ve Çin’in arkasından yüzde 3,7 ile beşinci sırada yer aldı.
Peki Almanya? 0,3’le 12’inci sırada.
Bu ülkelerle aynı veriler karşılaştırılıyor.
Kuşkusuz bu düzen değişikliği sancılı olacaktır.
Efendiler efendiliklerinden kolay vazgeçmeyecekler.
Köklü değişiklikler ve sarsıntılar yaşanmaktadır.
Ekonomik ve toplumsal çok büyük sorunlar vardır.
GORDİON’UN DÜĞÜMÜNÜ KİM ÇÖZECEK Böyle gitmeyecektir.
Emperyalist-kapitalist sistem artık çözüm üretmekten acizdir.
Türkiye de bir karar arifesindedir.
Millî Demokratik Devrimi’ni tamamlayacaktır.
Giderek bu çelişkiler yumağının çözüm ve odak noktaları, hani tıpkı bir zamanlar Ankara’mızın adıyla anılan kılıcın vurulacağı kör düğüm noktası gibi netleşiyor.
Söylenceye göre bildiğiniz gibi düğümü çözen Asya'nın fatihi ve sahibi olacaktır.
Türkiye işte bu kapı.
KOZLAR DOĞU AKDENİZ’DE PAYLAŞILACAK Kozlar Doğu Akdeniz’de paylaşılacak.
Bir savaş tehlikesinin en büyük olduğu coğrafya burasıdır.
Burası aynı zamanda savaş tehlikesinin önlenebileceği cephedir.
Güvenlik kavramlarındaki stratejik önemi yanında, zengin enerji yatakları vardır.
Türkiye de Doğu Akdeniz’in odak noktasıdır.
Türkiye'nin birinci meselesi vatan bütünlüğüdür.
Hem etnik bölücü hem de gerici terörden kurtulmaktır.
TRÇİ İTTİFAKININ KURULUŞUNDA ÖNCÜLÜK Türkiye'nin ikinci meselesi üretim ekonomisine geçmektir.
Bunu Çin'le ve Asya ülkeleriyle birlikte ittifak halinde kurabiliriz.
Somut ifadesi Türkiye-Rusya-Çin-İran ittifakıdır.
Gelen tehditlere karşı direnmenin önemli bir dayanağıdır.
Bunu gerçekleştirmek için ne yapabiliriz?
Kurultayımızın tartışacağı en önemli konu budur.
Her alanda bu bakış açısıyla özel siyasetlerimizi geliştirelim.
Görev bölüşümü yapalım.
YÜKSELEN ASYA’NIN TALİHİ TÜRK MİLLETİ’NİN VE ÖNCÜLERİNİN İHTİMAMI Türkiye, Kemalist Devrim’in daha 1920’lerde vurguladığı şu gerçeği görmek zorunda: Bugün “geleceğin yüksek ufuklarından doğmaya başlayan güneş” yükselen Asya milletlerinin talihidir. “Bu talihin artık bir daha siyah bulutlara bürünmemesi, milletlerin ve onların öncülerinin ihtimam ve fedakârlığına bağlıdır.” Bizim önümüzdeki görev budur.
Türk Milleti ve onun öncüleri!
Öncü Kadınlar!
Bu sesi duyacağız!..
ÜRETİM REVRİMİ PROGRAMI RAFTA DURMAYAÇAK Bugün öyle bir zamanda kurultay topluyoruz ki; Yalnızca Vatan Partisi’nin değil, Türkiye’nin değil, Bölgemizin değil, Bütün dünyanın sorumluluğu omuzlarımızda.
Türkiye devrime gidiyor.
Çözüm bekleyen sorunlar dayatıyor.
Üretim Devrimi diyoruz.
Bu basit biraz daha çok üretelim sorunu değildir.
Üretici güçlerin önündeki engellerin bir bir temizlenmesi, ortadan kaldırılması anlamına geliyor.
Nasıl başaracağız?
İşte konuşacağımız görevler ve örgütlenmeler bunlar olacak.
GÜÇLÜ MİLLÎ HÜKÜMET VE KADIN EMEĞİ Güçlü bir Millî Hükûmet kurulacak.
Yaptırım gücü olacak.
Üretimi artırmak için yatırım yapacak tasarrufu olacak.
Parayı nereden bulacak?
AB ve ABD’den sadaka mı dilenecek… Karşılığında ne verecek? 500 milyar dolar kuzu gibi yatıyor dışarıda aleme yarıyor.
Uluslararası ilişkilerini nasıl düzenleyecek… Oy için teşvik değil, ürüne destek verecek… Üret diyecek üret ki ucuz yiyelim.
Marketçiyi dövmenin çözüm olmadığını bilecek… Üreticisine ucuz enerji sağlayacak… Kovayla ABD’den dünya para vererek kaya gazı getireceğim diye uğraşmayacak… KOMŞULARLA İLİŞKİLERİMİZİ NASIL GELİŞTİRECEĞİZ Etrafımız komşu dolu… petrolse petrol… doğal gazsa doğal gaz...
Madenler.
Nadir madenler… Onlarda olan bizde yok, bizde olan onlarda yok.
Paylaşacağız.
Türkiye devrime gidiyor, diyoruz.
Dünyanın hiçbir devrimi yoktur ki kadınlar katılmadan en ön safta yer almadan başarıya ulaşsın!
Bütün önemli dönüm noktalarında, önemli kararlar kadınların katılımıyla olmuştur.
Bunun nesnel bir temeli vardır.
BUGÜN KADINLAR DEĞİŞİKLİK İSTİYOR Bugün Türkiye’de kadınlar değişiklik istiyor.
İşçi kadın istiyor.
Çiftçi kadın istiyor.
Sanayici kadın istiyor.
Bilim kadını istiyor.
Emekli kadın istiyor.
Türkiye bütünleşmek istiyor.
En çok da kadınlar istiyor.
Çünkü ülkesinin refahını istiyor.
İşte biz de bu talebin…taleplerin başına geçeceğiz ve örgütleyeceğiz.
Bir hedefe doğru.
SALONLARA SIĞMAYACAĞIZ Dar mekanlarda “genel kurul” yapmayacağız.
Yasaklanmıştır.
Salonlara sığmayacağız.
Türkiye’nin çok başarılı bir kadın kitle örgütü var.
Bütün gücümüzle daha ileri taşıyacağız.
Mor zehirlenme her yanı sarmıştı.
Paraları da vardı… kalemşörleri de … car car sesleri de… pek afilli adlı uluslararası kuruluşlardan şakşakçıları… Hani neredeler?
Efendileriyle birlikte çöküşte.
Yılda birkaç kez renkli elbiselerle yürüyüşte ya da besleme partilerin içinde yuvacıklarında.
BAŞARDIK Başardık!
Büyük başarı!
Değiştirdiğimiz kadının kaderi değil, Türkiye’nin kaderi!
Şimdi çok daha büyük başarılara koşacağız.
Aman diyorlardı, muhalif olun; iktidar kirlidir.
Toplantılarda bile yönetene karşıydılar.
Ben 12 Eylül’den sonraki dönemde toplantılarına katıldım.
İkinci toplantıda karşı çıktım.
Böyle giderse daha çok yüksek sesi olan konuşur, benim gibi başkasına saygısı olana hiçbir zaman söz düşmez.
Zaten kadınlara dayatılan da buydu.
Budur!
İKTİDARLARI TEMİZLEYECEĞİZ İktidarları kirletenlerden temizleme gücü de bizde vardır.
Atlantik sistemi ondan korkuyor.
Bizim gibi devrimlerini başarıya ulaştırmış ülkelerden çok korkuyor.
Hele onun yaman kadınlarından.
Haksızlar mı??
Ayaklarımız bu verimli Türkiye toprağından ve eşsiz mirasından güç alıyor ve besleniyor.
Artık yalnız uygulayıcı ve izleyici değil milli iradenin karar verici ve gücüne güç katıcı konumlarında olacağız.
Siyaset ve teorisinin, bilim ve teknolojisinin de üretimine katılacağız.
Yazacağız.
Okuyacağız.
Gelişeceğiz.
Geliştireceğiz.
Paylaşacağız.
Birbirimizin başarısından mutlu olacağız.
SİYASETTE, BİLİMDE, ÖNDERLİKTE BİRİNCİ Dizi dizi inciyiz.
Bilimde, siyasette, önderlikte birinci olacağız.
Kıralım zincirlerimizi.
Ayaklarımızda zincirler yok, biliyorum.
Çünkü Vatan Partiliyiz!
Ama kafalarımızın gizli köşelerinde kalıntılar hâlâ var.
Hem bizim hem erkek arkadaşlarımızın!
Kırmak bizim görevimiz.
DEVRİME KENDİMİZDEN BAŞLAYACAĞIZ O zaman birinci koşul.
Devrime kendimizden başlayacağız.
Hedeflerimiz olacak.
Var!
Vatan Partisi’nin Millî Demokratik Programı!
Üretim Devrimi Programı!
Uygulamaya hazır.
Kilitleneceğiz.
Kendimize alanlar seçeceğiz.
Ona göre görev bölüşümü.
Uzmanlaşma.
Derinleşme.
Programları yaşama geçireceğiz.
Altını dolduracağız.
Genel sloganlar yasaklanmıştır.
Çiftçi kadınlar yalnızca kooperatif ve salça satışından ibaret değil.
Diyelim 500 milyar doları getirdik, üretime nasıl gidecek… üretim nasıl planlanacak… var yılı yok yılı… planlı şehirler… kendi kendine yeten şehircilik anlayışı…tüketiciye varışı.
Eğitimin planlanması AB destekli projelerle oyalanmayacağız.
Ama çiftçi eşleri kızları genellikle kayıtdışı işçiler.
Ne emeklilikleri var ne de güvenceleri.
Kabahat babada mı?
Kolay mı Bağ Kur’unu yatırmak… ancak denkleşiyor.
Kamu elini uzatacak.
Temiz belediyeler.
Muhtarlar.
Yönetime adayız.
Mevsimlik işçiler iki adım ötemiz Polatlı.
Urfalı kadınlar.
Çocuklar.
Barınakları.
Akmayan suları… Hafta sonları bile gitsek, iki satır dertlerini dinlesek… çözüm üretsek… Arıcı kadınlar neredeyse 12 ay göçebe.
Çocuklarının okul sorunları… GREVDEN GREVE DEĞİL İşçi kadına grevden greve gitmeyeceğiz.
İşyeri koşulları, kreşten… dinlenmeye… sosyal etkinliklerden … iş geliştirme kurslarına… sendikal mücadelede öncü konumlara… TACİZ MAĞDURU DEĞİLİZ Biz taciz tecavüz mağduru olmayı kabullenemeyiz… çocuk yetiştirmeden her mahallede bir koro ya da sanat atölyesine her okulun bahçesinde spor salonuna kadar… önlemler…nasıl önleriz.
Birbirine aşık olan gençler.
Bizim çocuklarımız.
Elleri ekmek tutacak.
Oof ne kadar çok işimiz var.
İLLE DE BÜTÜNLEŞME Ama ille de bütünleşme!
Terörden kurtulacağız, en iyi bildiğimiz işe döneceğiz.
Üretmeye, bir!
İki turizme!
Nadasa bırakılmış Doğu ve Güney Doğu… Dağlarında ceylanlara kuzucuklara oğlaklara yoldaş olacağız… Kucaklaşacağız.
DOĞU VE GÜNEYDOU’DA KADIN İSTİHDAMI KADIN Misafirperveriz.
Sımsıcağız. 12 ay!
Kutsal yerlerimiz, şimdi içinde mandaların yüzdüğü her yerden fışkıran her derde deva sıcak sularımız, kanaviçe işli yataklarımız, insan odaklı hekimlerimiz, binbir çeşit peynirimiz, böreğimiz, çorbamız, doğal sporlarımız, yanında da bonusu deniz, güneş, kum..…hizmete hazırız.
Yaratan vermiş ha vermiş!
HAYAL Mİ Hepsine Vatan Partili kadın eli değdi mi bakın siz neler olur… Hayal mi?
Yaparız dersek yaparız!
Görev başlıklarına göre yukarıdan aşağı örgütleneceğiz.
Örgütleyeceğiz.
Bu yeni bir kurultaydır.
Yeni bir Başlangıç Kurultayıdır.
Çok özeldir.
Yolumuz açıktır.
Kutlu olsun. (Öncü Kadın 12.
Olağan Kurultayı’daki konuşmam.) FİLİSTİN’LE BİRLİKTE KAZANACAĞIZ Dün akşam Filistin Uluslararası Dayanışma Günü’ndeydik.
Bizimki bir dayanışma değil.
Şarkılarında diyorlar ki ruhlarımız bir!
Biz Filistin’le yalnız karındaş değiliz.
Kardeşlerin ayrı düştüğü olur.
Bizim olmaz.
Çünkü biz kaderdaşız.
Gecede dans gösterisi bizi öyle heyecanlandırdı ki… Devrimci mücadele ve sanat birleşince ortaya bambaşka bir enerji çıkıyor.
Doyamıyorsunuz.
Nasıl da birbirimize benziyoruz.
Filistin’de iki devletli, Doğu Kudüs’ün başkent olduğu bir çözüm olacak.
Filistin, ABD emperyalizmine ve İsrail siyonizmine direnirse Türkiye kazanır; Türkiye direnirse Filistin kazanır.
HEP YAN YANAYIZ 1970’lerde Amerikancı darbenin tutukevindeyken ailelerimize bayramlarda tebrik kartları yapardık.
Filistinli direnişçi kadınların kahramanlıklarını simgeleyen.
Dokuz can arkadaşımız, yoldaşımız, şehidimiz onların koynunda topraklarına emanet… Adları çocuklarımızda yaşıyor.
Öyle çoğaldılar ki.
Filistinli gençlerle birlikte omuz omuza… Bizim iki çocuğumuz da onların adını taşıyor.
Biri iki isimli.
Öteki adı da Pazarcık’ta toprak mücadelesinde şehit düşen köylü önderimizin adı.
Ne güzel bileşim.
Adlarını andıkça bize güç verirler.