Haber Detayı
Öncü Kadın yeni Genel Başkan adayı Nuriye Kadan: Türk kadını en önde olacak
Türkiye’nin ağır bir döneme girdiği açık. Ekonomiden güvenliğe, eğitimden toplumsal yapıya uzanan her alanda derinleşen sorunlar, düzenin çözülüşünü ve yeni bir yolun kaçınılmazlığını gösteriyor. İşte tam da bu tarihsel eşikte, devrimin yolu açılıyor. Avukat Nuriye Kadan da işte o mevzinin insanı…
İzmir Barosu Yönetimi’nde, Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Yürütme Kurulu’nda, kadın mücadelesinin en sert sahalarında görev yaparken hiçbir zaman vitrinde durmadı.
Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin sonuçlarıyla uğraşıp durmak yerine, onu üreten siyasal, kültürel ve ekonomik etkenlere yöneldi.
Sistem mağdurları ile doğrudan temas eden bir avukat olarak, sisteme karşı duruşu somut bir örgütlü mücadele meselesi olarak gördü.
TARAFSIZ İZLEYİCİ KONUMUNU REDDETTİ Nuriye Kadan 2007’de, ABD merkezli Ergenekon tertiplerinin ülkeye yöneldiği günlerde “tarafsız izleyici” konumunu reddetti.
Sorgulayan, hesap soran, bağımsızlık çizgisinde duran Vatan Partisi’ne katılması, kişisel bir tercihten öte, çok sevdiği yurdunun varlık yokluk davası oldu onun için.
Ardından Vatan Partisi’nde MKK üyeliği, İzmir İl Yönetim Kurulu üyeliği ve Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüttü.
Üretimden kopmuş, dışa bağımlı, dağınık toplumsal yapıyı, çürüyen sistemi yeniden inşa edecek irade; sahada sınanmış, ideolojisi berrak ve kararlılığı tartışmasız örgütlü güçten doğar.
Bu gerçeğin ışığında ilerledi.
Kendi sözleriyle, “Öncü bir parti içinde bilinç netleşir, ufuk belirir.” Bakışı ufuklarda, başı dik Türk kadınının tarih yapacağı günün pususundadır o, tüm öncü kadınlar gibi.
Nuriye Kadan, mücadelede geri adım atmayan, kavganın ağırlığını omuzlamaktan kaçınmayan, üretim ve paylaşım geleneğini atalarından miras almış, sert rüzgârlara dayanıklı bir vatansever.
Turnaların menzile kanat çırptığı bu dönemde, katarın en önünde rüzgârı karşılamaya hazırlanan bir telli turna.
Yurdunun kadasına belasına partisinden aldığı güçle kalkan kesilmeye hazır bir savaşçı.
ÜRETEREK PAYLAŞMAK 1966 yılının sıcak ağustos ayında Söke Ovası’nda, evin altıncı ve son çocuğu olarak dünyaya geldi Nuriye Kadan.
Anadolu’daki tabirle tekne kazıntısıydı.
Çok kardeşli büyük bir ailede büyümek, ruhunu şekillendirdi, mutlu anılarla dolu bir çocukluk geçirdi.
Babası mübadele yıllarında Selanik’ten, annesi de Girit’ten göç ederek Söke’ye yerleşmişlerdi.
Koşulların zorlu olduğu Cumhuriyet’in ilk yıllarında küçük yaşta öksüz ve yetim kalmış, okula bile gidememiş ama toprağın dilini iyi bilen, eli nasırlı bir anne-baba; o toprak ki, 6 çocuğu da en iyi üniversitelerde okuttu.
Çocuklarına verdikleri ilk ve en önemli ders, üreterek paylaşmak oldu. “Daha küçük yaşlarda çalışmayı, paylaşmayı, dayanışmayı, üretmeyi öğrendik.” diye anlatıyor o günleri, gururla.
ÜRETİMİN İÇİNDE OLMAK BAMBAŞKA BİR DUYGU Karneler alınır; Nuriye ve kardeşleri pamuk tarlasına çapaya koşar, ara tatiller pamuk ve zeytin hasadında geçer.
Gün doğumundan gün batımına üretimde geçirdiği her gün, onun yılmaz kişiliğinin yapı taşı oldu.
Okul sıralarında öğretilmeyen her şeyi, topraktan öğrendi Nuriye Kadan. “Bugün eğer zorlukları mücadeleci bir ruhla aşmaya çalışıyorsam, paylaşmayı dayanışmayı önemsiyor, insancıllığı benimsiyorsam, bunda ailemin katkısı çok büyüktür.
Belki okuldaki arkadaşlarımız gibi tatile gidemiyorduk.
Ancak ailecek üretimin içinde olmak, evin geçimine destek olmak bambaşka güzel bir duyguydu.” O zaten hiçbir şeyi okuldaki arkadaşları gibi yapmıyordu.
Arkadaşları da onu lise yıllarında, elinde gazete, toplumsal sorunlara duyarlı, yaşıtlarının eğlence tarzından farklı uğraşıları olan, olgun ve vakur bir kişi olarak tarif ediyor. 1983 yılında İstanbul Hukuk Fakültesi’ni kazandığında Söke’den büyük şehre gitmek başlangıçta onu korkuttu.
Ancak kararlıydı; ailesinin umudunu, emeğini boşa çıkarmamak için var gücüyle çalıştı.
Öğrenimini başarıyla tamamladı.
Nuriye Kadan 37 yıl önce mesleğe atıldığı ilk günün heyecanıyla İzmir’de avukatlığa devam ediyor. 1990 yılında meslektaşı Çetin Kadan ile evlendi. 2 çocuğu oldu.
Her ikisi de mesleklerinde başarılı, vatanını, milletini seven bireyler. “Her zaman her yerde önce Vatan Partiliyim.” diyor; “Diğer sıfatlarımı ondan sonraya bırakıyorum.
Şunu çok iyi biliyorum ki örgütlü mücadele içinde olmazsan tek başına bir güç olamazsın.
Hele ki Vatan Partisi içinde o mücadelenin içinde olmak çok büyük ayrıcalık.” diye de ekliyor.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KALBİ ANKARA’DAYIZ Söke’nin akça pamuk tarlalarından, duruşma salonlarından, devrim karargâhına uzanan bir uzun yürüyüş.
Nuriye Kadan, birikimini, erdemlerini ve tam bağımsız Türkiye inancının su gibi durulduğu, çelikleştiği yerde, Vatan Partisi’nin Öncü Kadın Kurultayı’nda, Öncü Kadın Genel Başkanlığı’na adaylığını böyle ilan etti: “Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbi Ankara’dayız; İstiklal Savaşımızın karargâhında, yeniden bir devrim sürecine giren ülkemizin öncü kadınları olarak toplandık.
Şerife Bacı’dan Kara Fatma’ya uzanan mirası omuzlayarak, sahada mücadele edecek, bilim yolunda çalışacak, örgütlenerek büyüyecek ve Üretim Devrimi’yle tam bağımsızlığımızı kazanacağız.
Türkiye büyük bir karara gidiyor; Atlantik Sistemi’nin sonuna gelindi, borçlanma ekonomisi tükendi.
Çiftçi üretimden kopuyor, işçi düşük ücretlerle eziliyor, kadın emeği ucuzlatılıyor; halkımız, emekçiler, gençler ağır bir kuşatma altında.
Üretimi dışlayan düzen çökmüş durumda; büyük sorunlar devrimci çözümleri dayatıyor.
MİLLİ KADIN HAREKETİ “Milli Kadın Hareketi artık bir zorunluluktur.
Kadın emeğinin güvencesiz bırakıldığı, denetimsiz çalışma koşullarında genç kadınların can verdiği bu düzende çözüm, örgütlü mücadelededir.
Kadına yönelik şiddeti, çağdışı zihniyeti ve kadın–erkeği karşı karşıya getiren anlayışı ancak üretim içinde eşitlik ve toplumsal dönüşümle aşabiliriz.
Emperyalist kültür saldırısının uzantısı olan LGBT propaganda dayatması da aileyi, toplumu ve gençliği hedef alıyor; Vatan Partisi’nin hazırladığı yasa teklifi bu tehdide karşı devletimizi ve toplumumuzu koruma görevi taşımaktadır.
GÖREVE HAZIRIZ “Uyuşturucu ve sanal bahis bataklığı gençlerimizi esir alıyor; CKD’nin Anneler Hareketi’yle yürüttüğü çalışmalar bu mücadeleyi büyütüyor.
Kumar ve bahsin yasaklanması, milletin emeğinin yağmalanmasına son verilmesi zorunluluktur.
Gerici merkezlerin kız çocuklarını eğitimden koparma girişimlerine karşı Öncü Kadın örgütü her alanda mücadele yürütmektedir. “Sanatın ışığını da yanımıza alarak, kadınların kültürde ve toplumsal yaşamda öncülüğünü büyüteceğiz.
Türk Devrimi’nin yarattığı milli unsurlarla birleşerek Üreticilerin Milli Hükûmeti’ni kurma hedefi bugün görevin özüdür.
Emek mücadelesinin, üretici kadınların önder partisiyiz; temel görev partiyi örgütlemek, hayatın her alanında var olmak, gençliğimizle ve kadın örgütümüzle büyümektir.
Öncü Kadın örgütü bu sorumlulukla göreve hazırdır; Türk kadını Üretim Devrimi’nin, siyasetin, kültürün ve toplum hayatının en önünde olacaktır.” Üretim Devrimi ufukta Öncü Kadın ayakta Vatan Partisi Öncü Kadın 12 Olağan Genel Kurultayı, bugün saat 10.30’da Ankara Akar Otel’de toplanıyor.
Kurultayda, geçmiş dönem değerlendirilecek ve önümüzdeki dönemin yol haritası çizilecek.
Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, “Ülkemiz için devrimin kendini dayattığı günümüz koşullarında, devrimci kadın hareketinin varlığı tarihi önemdedir.
Çünkü devrim belki de en çok kadını yükseltecektir, yani kadınların devrime ihtiyacı vardır, devrimin de kadınların kahramanlığına ve cesaretine.
Bu bilinci Genel Kurultayımıza yansıtacağız.
Partimizin büyümesine hız kazandıracak ve kadınları kazanacak yeni bir liderlik inşa edeceğiz.
Türkiye’nin geleceğinde Öncü Kadın’ın da adının yazılacağını biliyor ve kendimize güveniyoruz.
Bütün kadın üyelerimizi ve dostlarımızı, Öncü Kadın Genel Kurultayı’na katılmaya davet ediyoruz.” dedi.