Haber Detayı
Perakendecilerden yerli üretime destek çağrısı: Tedarik krizi kapımızda acil aksiyon alınmalı
Gıda ve hazır giyim sektöründen iki ana markanın yöneticileri, artan ithalat baskısı, düşen ihracat ve çiftçi yaş ortalamasının yükselmesi gibi sorunlara dikkat çekerek, Türkiye’nin üretim gücünü koruması için milli bir seferberlik çağrısında bulundu.
Nurdoğan ARSLAN ERGÜN/ANTALYATürkiye perakende sektörünün iki önemli ismi Migros İcra Başkanı ve CEO Ömer Özgür Tort ve Koton’un CEO’su Bülent Sabuncu, kendi pencerelerinden üretimdeki darboğaza dikkat çekerek, tedarik zincirindeki kırılma ve çatlaklara işaret ettiler.
İki isim de yerli üretimi teşvik edecek politikalar geliştirilmesi gerektiğini belirterek, “Ortak bir akılla ortak bir yerden yönetilmeye ihtiyaç var.
Teşvikler doğru yere gitmediği zaman başarı gecikiyor” vurgusu yaptılar.“Satacak ürün bulamayabiliriz” Sanayici, tarımsal üretime de yönelmeli Migros İcra Başkanı ve CEO Ömer Özgür Tort, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en büyük tehlikenin gıdaya erişim ve üretimin durma noktasına gelmesi olduğunu belirtti.
Tort, üreticilerin kazanamaması nedeniyle çiftçiliğin cazibesini yitirdiğini vurgulayarak, “Bu tempoda gidersek Türkiye’de satacak ürün bulamayabiliriz.
O zaman gıdamızı da ithalat furyasının içinde bir paydaş haline getirmek zorunda kalacağız” uyarısında bulundu.
Tort, Türkiye’de çiftçi-üretici yaş ortalamasının 59’a ulaştığını belirterek, bu durumun gelecekteki gıda üretim potansiyeli için büyük bir risk taşıdığını ifade etti.
Sanayicilere tarım sanayisine yönelme çağrısı yapan Tort, gıdasız kalma riskinin pandemide ve savaş dönemlerinde yaşandığını hatırlatarak, acilen “aksiyona geçilmesi” gerektiğini söyledi.“Yerli üretim için irade ortaya koyuyoruz” Ömer Özgür Tort, ithalatın çok kolay ve kârlı olmasına rağmen Migros olarak yerli üretimi destekleme iradesi koyduklarını anlattı.
Özellikle pahalı olan protein ve yerli bakliyat üretimine odaklandıklarını belirten Tort, hayata geçirdikleri projeleri şöyle sıraladı: “Kayseri Şeker ile iş birliği yaparak pancar sonrası boş kalan tarlalarda mercimek üretimine başlandı.
Migros’un kendi markalı mercimeklerinde yüzde 100 yerli oranına yaklaştı ve bu mücadeleyi ithalden daha pahalı olmasına rağmen veriyoruz.
İthal oranı yüzde 95 olan susamda, Çukurova’daki tedarikçilerle anlaşılarak üretimin tamamı satın alma garantisiyle yüzde 100 yerliye çevriyoruz.
Yine coğrafi işaretli bal ve patateste de yerli üretimi destekliyoruz.
Bingöl’de coğrafi işaretli bal ve Niğde’de agresif tarım yüzünden tehlikeye giren endemik patates çeşitlerinin üretilmesi için çiftçilerle iş birliği yaptık.”Tort, tarladan rafa yansıyan fahiş fiyat farkının temelinde verimsiz üretim ve yüksek tedarik maliyetleri olduğunu belirtti.
Girdi maliyetlerinin toplu üretimle üçte birine, nakliye maliyetlerinin ise raylı sistem kullanımıyla üçte birine düşebileceğini ifade eden Tort, 2024 yılında 43 milyar TL’lik fiyat yatırımı yaptıklarını aktardı.
Ayrıca, teknoloji yatırımlarıyla zincirdeki kayıplarla mücadele edildiğini açıkladı.
Taze üründe yüzde 30’lara varan değer zinciri kaybını azaltmak için kamera teknolojileri ile anlık veri takibi yapılarak kasa ve mal kabuldeki kaçakların yarı yarıya düşürdüklerini aktaran Tort, “Gıda perakendecileri olarak fiyatların baskılanmasında yüzde 10’a yakın katkımız var” dedi.
Gıda güvenliği ve israfına da değinen Tort, “Gıda israfına yüzde 50 azaltma hedefimiz var.
Ayrıca her yıl pestitit kontrolü için 350-400 bin dolar ödüyoruz” ifadelerini kullandı.Mısır’dan son iki ayda iki davet aldık Koton CEO’su Bülent Sabuncu ise hazır giyim sektöründeki kan kaybına dikkat çekti. 3 yıl önce 21 milyar dolar olan hazır giyim ihracatının, bu sene 16-16,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ederek, sektörün zorlu bir dönemden geçtiğini belirten Sabuncu, istihdam vurgusu yaptı.
Tekstil ve hazır giyim sektörünün de gıda kadar stratejik olmasa da istihdam açısından çok önemli olduğunu ifade eden Sabuncu, fiyat baskısı nedeniyle birçok firmanın ithalata yöneldiğini ancak Koton olarak üretimin yüzde 81’ini Türkiye’den alarak yerli üretime destek vermeyi sürdürdüklerini dile getirdi.
Son iki ayda Mısır devletinden iki kez davet aldıklarını kaydeden Sabuncu, tüketici davranışlarındaki değişime de dikkat çekti.
Sabuncu, X kuşağından sonra gelenlerin hızlı değişen tüketim eğilimleri ve e-ticaretin yükselişi nedeniyle çoklu kanal (omnichannel) yapısının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Sabuncu, cüzdan payındaki en büyük kırılmayı dijital kırılma okarak tanımladı.
Sabuncu, özellikle Avrupa Birliği’nde yüzde 65’e yaklaşan iade oranlarının ticaret yapmayı zorlaştırdığını belirterek, sektörün rekabet gücünü artırmak için lojistik hizmetlerinde hız kültürünü benimsemesi gerektiğini ifade etti.Her iki yönetici de, Türkiye’nin gıda ve tekstil gibi temel sektörlerdeki üretim gücünü korumak için kamunun, sanayicinin ve perakendecinin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.