Haber Detayı
Yargı Mensuplarıyla Yemek Masasında Ne Konuşuldu? Mehmet Ağar Seyhan Avşar'a Konuştu
Bursa Başsavcısı Ramazan Solmaz’ın oğlu avukat Ali Faruk Solmaz ve eski HSK üyesi Ömür Topaç’la birlikte, Mehmet Ağar’ın da yer aldığı o meşhur fotoğraf… Sadece sosyal medyada değil, Ankara koridorlarında da uzun süredir konuşuluyor. Ve evet, o kare Bursa Başsavcısı'na pahalıya mal oldu. Solmaz dün apar topar Yargıtay’a atandı.
Dün yazdığım yazıda, fotoğrafta yer alan isimleri tek tek aradığımı ama yanıt alamadığımı söylemiştim.Ancak akşam saatlerinde alışık olmadığım bir telefon geldi.Arayan Mehmet Ağar’dı.Yazımı okumuş.
Bir cümleme takılmış.Daha önceki yazımda kurduğum, “Türkiye’de yargı mensuplarının Mehmet Ağar gibi bir isimle aynı masada görülmesinin tartışılmaması mümkün değil” ifadesine…Ağar’ın itirazı tam da bu noktadaydı.“Mehmet Ağar gibi derken neyi kastettiniz Seyhan Hanım?
Benim neyim varmış?Ben antiemperyalistim, tam bağımsız Türkiye’yi savunurum.
Bülent Ecevit döneminde bağımsız milletvekili olup Yüce Divan’a gönderilmeyen tek isim benim.
Yeni nesil solcular bunu bilmiyor.
Solcu olmayı Erdoğan karşıtlığı sanıyorlar…” diye başladı.Oysa bu ülkede solcu olmaya gerek yok.
Bazı şeyler için vicdanlı olmak yeterli ve ayrıca tarihin hafızası güçlüdür; arşivler kimseden yana susmaz.Ağar, yazımdaki tek bir cümlenin peşine düşmüş görünüyordu.
Kendisini anlattı, Ecevit’le olan anılarını aktardı.
Ama asıl konuya, o fotoğrafa dair bugüne kadar hiçbir yerde söylemediği cümlelere de geldi.“Fotoğraf yayınlandığından beri birçok gazeteci aradı.
Hiçbirine dönmedim.
İlk kez açıklayacağım.”Ve anlattı: “O yemek Grand Yazıcı Otel’deydi.
Otelin sahibi Hayri Yazıcı 9 ay entübe kaldı.
İyileşince dostlarını aynı masada topladı.
Bir kutlama yemeğiydi.
Devlet meselesi o kadar kalabalık masada mı konuşulur?
Büyük bir masaydı.
Bazılarıyla hiç konuşamadık bile.”Buraya kadar anlattıkları, o fotoğrafın yarattığı algıyı dağıtmaya yönelikti elbette.
Ancak kritik soru hala masadaydı.“Bursa Başsavcısı fotoğraf nedeniyle görevden alındı.
Ne düşünüyorsunuz?”Ağar’ın yanıtı dikkat çekiciydi: “Benden neden rahatsız olsunlar?
Bursa Başsavcısı o fotoğraf nedeniyle görevden alınmadı.
Ben alınma nedenini biliyorum ama söylemek bana yakışmaz.”Devletin önemli kurumlarını sarsan bir fotoğraf…Yargının tarafsızlık ilkesine gölge düşüren bir yemek…Ve herkesin bildiği ama kimsenin yüksek sesle söylemediği bir gerçeklik…Ağar, “yakışmaz” diyerek susmayı tercih etti.
Ancak Türkiye’de bazı sessizlikler, söylenen sözlerden çok daha fazla şey anlatır.Yargıdaki tartışmalı ilişkiler, fotoğraflar, yemekler, “dost meclisleri” ve bitmeyen tesadüfler…Bu fotoğraf belki tek başına bir skandal değil.Ama Türkiye’de yargıya duyulan güvenin neden hızla eridiğini anlamak için bir sembol.Ve semboller, bazen gerçeklerin kendisinden daha gür bağırır.