Haber Detayı

Şişli'den Samsun'a Zehirlenme Zinciri: Mühürlenen Kapılar Nasıl Açılıyor?
Mete yolaş gercekgundem.com
28/12/2025 10:53 (2 saat önce)

Şişli'den Samsun'a Zehirlenme Zinciri: Mühürlenen Kapılar Nasıl Açılıyor?

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın varlık sebebi bellidir. Ülkede yediğimiz içtiğimizin güvenli olmasını sağlamak, hepimizin gıda hakkını korumak ve bunu başaracak doğru politikalar tasarlamak. Ancak tabloya baktığımda gördüğüm şey politika değil, trajedi. Bu tablo, “bir şeyler ters gidiyor” demekle açıklanamayacak kadar ağır.

Mühürlenen Kapılar Nasıl Tekrar Açılıyor?Mahallenizdeki en küçük büfeden dev marketlere kadar gıda satan her yer, açılmadan önce devletten izin almak zorunda.

Önce yerel yönetim bakar, sonra Bakanlık onay verir.

Yani bir işletmenin faaliyete geçmeden önce devletin iki kez kontrolünden geçmesi gerekiyor.

Bu, kağıt üzerinde devlet bu işletmeye kefil demek.Ama gerçekler öyle değil.

İstanbul’da 25 yurttaş aynı gün, farklı saatlerde Şişli’deki bir restorandan evine lahmacun söylüyor.

Sonuç?

Hepsi zehirlenerek hastanelik oluyor.

İşin korkunç yanı, zehirlendikten sonra ortaya çıkıyor.

O restoran daha önce üç kez mühürlenmiş.

Mühürlenilen bir yer, denetimden nasıl tekrar geçer?

O mühür dördüncü kez nasıl kırılır ve bu nasıl fark edilmez?Sistematik Gıda Güvenliği İhlaline Karşı Ne Yapılıyor?Dediğim gibi bakanlığın temel görevi, gıda zehirlenmesi vakalarının en aza inmesini sağlamak.

Sanki amaç, bu vakaları önlemek değil de, görünmez kılmak.

Oysa en iyi önlemleri alan ülkelerde bile zaman zaman zehirlenme vakaları yaşanabilir.

Önemli olan, bu olayların açıkça bildirilmesi, hızla önlem alınması ve tekrarının engellenmesidir.Samsun Atakum’da tavuk döner satan bir işletme, gıda güvenliği ihlali nedeniyle şikâyet ediliyor.

Bakanlık ihbar üzerine gidip kontrol ediyor, sorunlar tespit ediyor, ceza yazıyor ve 15 gün içinde düzelt diye süre veriyor.

O 15 günlük süre verilirken, o işletme satış yapmaya devam ediyor.

Sonuç ne mi?

Sonrasında aynı işletmeye giden 9 çocuğumuz dönerden zehirlenip hastanelik oluyor.Çocuklarımızı hastanelik eden bu ihmal zinciri gözden kaçtı diye açıklanamaz.Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu ŞartBurada eğlenmiyoruz, şov yapmıyoruz, olmayan şeyleri anlatmıyoruz.

Hepimizin canı söz konusu.

Buna rağmen Bakanlık, gıda güvenliğiyle ilgili meseleleri sık sık bir reklam malzemesine çeviriyor. “Şunu yapacağız, bunu yapacağız” deniyor. “Şu kadar personel, bu kadar denetim” deniyor.

Ama sahada gördüğümüz tek şey siyasi reklam ve göz boyama.

Sistem bu haliyle hiçbirimizi korumuyor.Gıdayla ilgili kontrol ve yaptırım düzeni, siyasi etkilerden uzak, tarafsız ve bilim temelli bir yapıya kavuşmalı.

Yani bu işi yürüten kurum, iktidarların günlük hesaplarına göre değil, yalnızca halkın sağlığına göre hareket etmeli.

Türkiye’nin bağımsız ve güçlü bir Gıda Güvenliği Kurumu’na ihtiyacı var.Ve daha önemlisi gıda politikaları, yurttaşı merkeze alacak şekilde yeniden kurulmalı.

Çünkü bugün gelinen noktada, gıda hakkı şiddetle ihlal ediliyor.

Ben buna sadece yönetim sorunu demiyorum.

İnsan hayatını bu kadar kolay riske atan bir düzen, gıda hakkını ihlal eder ve bu da çok ağır bir vicdan ve hukuk meselesidir.

İlgili Sitenin Haberleri