Haber Detayı
Aile şirketlerinde değişim: Riskten fırsata dönüşüm
Aile şirketleri, Türkiye ekonomisinin taşıyıcı kolonlarıdır öyle ki ülkemizdeki şirketlerin yüzde 99'u aile şirketleridir. Aile şirketlerinin sayısal üstünlüğü, sadece Türkiye'ye özgü değildir. Dünya ekonomisi içinde de aile şirketleri dinamo görevi göstermektedir.
Av.
Dr.
Umut METİN - Dr.
Yurdal ÖZATLANDiğer taraftan, bu şirketlerin ömrünün çoğunlukla kurucunun ömrüyle sınırlı kaldığı, özellikle ikinci ve üçüncü kuşaklara geçişte ortaya çıkan sorunlarla bu şirketlerin duraklama ve hatta dağılma riskinin oluşabildiği de zaman zaman görülmektedir.Bir aile şirketinin ayakta kalması sadece ekonomik gücüyle değil, aynı zamanda ailenin temel değerlerinden beslenen manevi sermayesi ile de mümkündür.
Demek ki aile şirketinin güçlü bir şekilde nesilden nesile aktarımı için sadece iyi bir şirket değil hem iyi bir şirket hem de iyi bir aile birlikteliğinin, bütünlüğünün oluşturulması gerekir.Kuşaklar arasındaki çatışma dinamikleriKurucu nesil, genellikle işin en başından yani çekirdeğinden gelerek uzun yıllar sabırla verilen emekle şirketi var etmektedir.
Bu büyüme, çoğu zaman kurumsallaşma ile desteklenememektedir.
Şirket büyüdükçe yönetim ve organizasyon, insan kaynakları ve hukuk gibi alanlardaki eksiklikler ortaya çıkabilmektedir.
Bu halin bir kısım sebepleri vardır;●Yaklaşım farkı: Önceki kuşak var olanı koruma kaygısı güderken, genç kuşak değişim ve yenilenme arzusu içinde olabilir.●Katılım sorunu: Zorluklardan biri de genç neslin aile şirketine dahil olma yöntemindeki belirsizlik dışında bu konuda genç neslin isteksizliği de olabilir.
Büyüklerinin yaptığı işi yapmak istememek de rastlanan durumlardandır.●Liderde değişim ve karmaşıklaşan ilişkiler: İlk kuşak genelde karizmatik bir kurucu figür etrafında şekillenir.
Bu kişi genelde baba – ağabey veya abla olabilir.
Ancak bu liderlik tarzının, yeni kuşakla sürdürülebilmesi kolay değildir.
İkinci kuşakta kardeşler arasında, üçüncü kuşakta ise kuzenler ve torunlar dahil olduğunda ortaklık yapısı karmaşıklaşır.
Hele bir de gelinler ve damatlar gelince karmaşık tablo, karmakarışık bir hal alır.Bu noktada herkes için geçerli ve ailenin tüm fertlerini bağlayan kurallar var olmadıkça şirketin, aileden doğan veya şirketten üreyen içsel sorunlardan etkilenmemesi imkânsızlaşır.Bağlayıcı hukuki önlemlerin faydasıNe yazıktır ki kamuoyuna da yansıyan miras kavgaları, aile sürtüşmeleri büyük bir ekonomik kaybın göstergesidir.
Büyümesi veya kalıcılaşması gereken şirketlerin, yönetilemeyen sorunlarla yok oluşuna üzülerek tanık olmak yerine, bu gidişi en baştan engellemek, bu yönde tedbirler almak gerekir.
Şirketlerdeki yönetim çekişmeleri, kural metinlerinin eksikliği, hukuki önlemlerin yetersizliğinden kaynaklanabilir.
Bu noktada, önleyici avukatlık hizmetleri desteğiyle aile şirketinin kendi özgün yapısına uygun hayata geçirilmesi gereken kural metinlerinin eksikliği önemli bir zafiyet yaratabilir.
Buna karşı bir kısım çözümler vardır:●Temel ilkeler: Şeffaflık, hesap verebilirlik, toplum yararını göz ardı etmeyen ticari yaklaşım, adalet ve sorumluluk sadece halka açık şirketler için değil, aile şirketleri için de ihtiyaçtır.●Etkin ve eğitici yönetim: Özellikle yeni nesli temsil eden yönetim kurulu üyeleri, yönetim kurulu kararını imza etmekten öte işlev gösterebilmeli, yönetmeyi öğrenebilmelidir.
Bunun için, aile şirketlerinde farklı yönetim kurulu modellemeleri yapılabilir.
Genç nesillerin, geçmişten gelen tecrübeyi toplayabileceği, birlikte hareket edebileceği ihtiyari organların hayata geçirilmesi düşünülebilir.
Yönetim Kurulu’na bağlı komisyonlar, danışma kurulu gibi seçenekler fayda sağlayıcı olabilir.●Hukuki araçlar ve sözleşmeler: Türk Ticaret Kanunu (TTK), farklı şirket tiplerine izin vermektedir.
Bu tiplerden örneğin anonim şirket, limited şirket gibi birini seçmek yeterli değildir.
Şirketin özgün yapılanması üzerine kafa yorulmalı ve ihtiyaçlar hukuki metinlerle desteklenmelidir.
Esas sözleşmelere ek olarak, Aile Anayasası, Pay Sahipleri Sözleşmesi, İç Yönerge, Oy Sözleşmesi gibi her şirketin kendi şartlarına özgü stratejisi olması gereken metinler özel önemdedir.●Vefat sonrasının planı: Kurucu veya kurucuların vefatı, şirkette bir yönetim boşluğu veya yönetim krizi yaratabilir.
Böyle bir tablonun oluşmaması için kurucunun veya kurucuların vefat sonrası planlamasını hayata geçirmesi ihtiyaçtır. “Miras planlaması” kapsamında vasiyetname, mirastan feragat beyanları, miras taksim sözleşmeleri gibi metinler tanzim olunabilir.●Şirketin kilit kadrosunun aidiyetinin desteklenmesi: Şirketlerin başarısında önceki nesillerle birlikte yüksek emek vermiş ve ortak hedef için ailece benimsenmiş kişilerin şirketten kopmasının engelleyecek tedbirlerin alınması gerekir.
Ömrünü şirket menfaatlerine adayanların şirkette daha iyi ücretlendirme, prim, farklı statülü pay sahipliği hakları ile şirketle bağının kopmasının engellenmesi gerekir.Böylelikle pay sahipleri aktarımı yanında şirkette kilit noktalarda görev alan profesyonellerin şirket yapısının vefa harcıyla güçlendirilmesi fayda sağlayabilir.
Bu tercih, pay sahipleri içinde bir denge sorunu yaratmayacak sınırlı bir alanın nitelikli çalışanlara tahsisi gibi bir gücü var edebilir.
Küçülerek yeni nesillere aktarım yerine, geçmişten gelenlerle yeni nesillere büyüterek aktarmak, büyüyenden küçük parçayı ise bu süreçte emeği olan değer katmış profesyonellere ölçüyle sunmak üzerinde düşünülmesi gereken, iyi bir planlama ile fayda sağlayabilecek hususlardandır.İtibar yönetiminin hukuki kurallarla desteklenmesiUnutulmamalıdır ki ailenin itibarı şirketin, şirketin itibarı ise aynı zamanda ailenin itibarıdır.
Bu iki alanda da saygınlığı ve değerli olmayı korumak gerekir.
Aile üyelerinin (özellikle genç kuşağın) magazin haberlerine ölçüsüz-kontrolsüz konu olması, şirketin itibarını aşındırabilir.Öyle ki şirkette pay sahibi olmasa dahi, bir aile ferdinin isabetsiz tavrı bütüne (aileye ve şirkete) mal edilebilir.
Olgunluk içermeyen lüks harcamalar, uygunsuz davranışlar, toplumun bütünü veya bir kesimini incitebilecek söylemler, aile içi kırgınlıkların kamuya yansıması, yıllar içinde nice emekle var edilen markanın köklü değerlerini hızlıca aşındırabilir.50 yılda var edilen aile ve şirket itibarın 5 dakikada sarsılmasına müsaade edilmemelidir.
Aile mensuplarının karşılıklı hukuki mücadeleler, kişisel kavgalarla şirket ve aile imajını ciddi şekilde zedeleyen örneklere meydan verebildiği gerçeği, hem yurtdışından hem de ülkemizden bolca örnekle teyit edilebilir.
Aile Anayasası – Ortaklar arası sözleşme (pay sahipleri sözleşmesi) gibi metinlerle belirttiğimiz yaklaşımın uygulanması, aile şirketinin itibar kaybını önlemek ve gelecekte daha güçlü konumlanması için destek yaratabilir.Bu çerçevede, aile şirketindeki temel prensipler ve davranış kodlarının belirlenmesi, aile fertlerinin medya ile olan ilişkilerini düzenleyen kurallar konulması, aile ve şirket adına kimin söz söyleme yetkisine sahip olduğu (görünecek yüz) ve bütünün sözcüsü belirlenebilir.
Keza, özel yaşamı veya kontrolsüz tavırları ile aile şirketi itibarını zedeleyebilenlerin ise bir şekilde yönetimden uzak tutulması, hatta gerek varsa hukuki sınırlama altına alınması yönünde adımlar atmak gerekebilir.Bir diğer olası fayda olarak nitelikli bir Aile Anayasası aile içi anlaşmazlıkların mahkemelere taşınmadan, alenileşmeden çözümüne imkân verir.
Net mutludur ki ülkemizde oldukça aktif bir şekilde uygulanan “Arabuluculuk” aile şirketleri sorunlarında uygulanabilir etkili ve ilk başvurulması gereken bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
Arabulucu, Aile Anayasasası’nda ismen de belirlenebilir, daha sonradan da belirleme yöntemi tercih olunabilir.
Böylece şirket ve aile sırları ifşa olmaz.Sonuç olarak aile şirketlerinde kuşak değişimi doğru yönetildiğinde bir tehdit değildir.
Aksine, geleceğe daha isabetli adım atmak isteyen aileler için bir fırsattır.
Bu dönüşümde, dilek ve temennilerden öte, imza edenlerin tümünü bağlayacak hukuki bağlayıcılığı bulunan metinlerin oluşturulması gerekir.
Aile Şirketleri uyuşmazlık çözümünde sorunları dışarı ile paylaşan adliyeler - mahkemeler yerine arabuluculuk gibi mekanizmaların kullanılması özel faydalıdır.