Haber Detayı
Radyatörün üzerine tuzlu su dolu şişe koymak gerçekten işe yarıyor mu?
Tuzlu suyun ısıyı daha iyi depoladığı teorisi kulağa hoş gelse de, fizik bunun faydasının çok az olduğunu gösteriyor. Bir odanın tamamını ısıtmak için depolanan bu enerjinin ne kadar yetersiz kaldığını uzmanlar ortaya koydu.
Sonbahar ve kış ayları yaklaştıkça, pek çok kişi enerji faturalarını kabartmadan evlerini nasıl sıcak tutacağını düşünüyor.
Bu arayış sırasında, sosyal medyada hızla yayılan ve Finlandiya’da doğan bir "yaşam tüyosu" dikkat çekiyor: Radyatörün üzerine konulan tuzlu su dolu bir şişenin, tasarrufa yardımcı olabileceği iddia ediliyor.
Bu fikrin arkasındaki mantık şöyle: Tuzlu su, saf suya göre ısıyı daha uzun süre depolar ve radyatör kapandıktan sonra bu ısıyı odaya daha yavaş ve eşit bir şekilde salar.
Teoriye göre bu küçük fark bile gözle görülür bir enerji tasarrufu sağlıyor.
Tuzlu su hilesini denemek için, sağlam bir şişenin dörtte üçü suyla doldurulup tuzla karıştırılıyor ve radyatörün üzerine yerleştiriliyor.
Şişe ısındıkça, mini bir ısı depolama ünitesi gibi çalışarak ısıyı emecek ve yavaşça çevreye bırakacak.
Fiziksel teoriye göre tuz, suyun ısı kapasitesi gibi özelliklerini değiştiriyor.
Bu, karışımın ısıyı daha iyi tutmasını ve daha yavaş yaymasını sağlıyor.
İdeal olarak, bu etki ısıtma kapandığında odanın sıcak kalma süresini uzatmalı.Ancak, chip.de’nin de belirttiği gibi, teori ve pratik arasında büyük bir fark ortaya çıkıyor.
Bir şişe, ister tuzlu suyla ister normal suyla dolu olsun, bir odanın genel ısıtma gücüyle karşılaştırıldığında çok sınırlı miktarda enerji emiyor.
Depolanan bu enerji miktarı o kadar önemsiz ki, odanın sıcaklığı üzerindeki etkisi neredeyse hiç fark edilmiyor.
Depolanan az miktardaki ısı, kısa sürede tekrar soğuyor ve bir şişeden gelen ısı odaya eşit olarak dağılmıyor.
Sonuç olarak, bu yöntemle ölçülebilir bir fatura tasarrufu sağlamak mümkün değil.
Tuzlu su neden "daha hoş" hissettiriyor?
Bazı kullanıcılar bu hileyi denediklerinde odada öznel olarak "daha hoş" veya "daha sıcak" bir his oluştuğunu bildiriyor.
Bu durumun, enerji verimliliğiyle değil, hilenin bir yan etkisiyle bağlantılı olduğu söylenebilir.
Radyatör üzerindeki su, ısı nedeniyle buharlaşıyor ve odanın nemini hafifçe artırıyor.
Daha nemli hava ise aynı sıcaklıkta genellikle daha sıcak hissedilir.
Yani bu popüler tüyo, aslında enerji tasarrufunu değil, sadece kişisel konfor hissini artırıyor.Isıtma maliyetlerini gerçekten düşürmek isteyenler, bilimsel olarak şüpheli yöntemler yerine, kanıtlanmış ve test edilmiş yöntemlere odaklanabilir.
İşte bunlardan bazıları… Doğru Havalandırma: Pencereleri sürekli aralık bırakmak yerine, günde birkaç kez kısa süreliğine tamamen açarak hızlı havalandırma yapın.
Radyatör Bakımı: Radyatörlerinizin havasını düzenli olarak alın.
Bu, sıcak suyun sistem içinde eşit ve verimli dolaşmasını sağlıyor.
Termostat Ayarı: Oda sıcaklığını bir derece bile düşürmek, enerji maliyetlerinde yaklaşık yüzde altı tasarruf sağlıyor.
İzolasyon Kontrolü: Pencere ve kapı kenarlarındaki küçük boşlukları kapatın.
Bu sızıntılar, büyük miktarda ısının dışarı kaçmasına neden oluyor.
Engelleri Kaldırın: Radyatörlerin önünü mobilya veya kalın perdelerle kapatmayın.
Bu engeller, ısının odaya yayılmasını engelliyor.
Uzmanlar ayrıca ısıtma sisteminin düzenli bakımının yapılmasını ve sıcaklığı verimli bir şekilde düzenleyen akıllı termostatlar kullanılmasını öneriyor.
Kısacası tuzlu su hilesi sosyal medyada ilgi çekse de, enerji tüketimi üzerindeki etkisi çok küçük, hatta yok bile denebilir.
Gerçek tasarruf, daha iyi yalıtım, akıllı ısıtma alışkanlıkları ve verimli teknolojiyle mümkün.