Haber Detayı

Aşk Acısı ve Pancarın Sükûneti
Reha tartıcı gercekgundem.com
15/11/2025 06:00 (1 ay önce)

Aşk Acısı ve Pancarın Sükûneti

Beylikdüzü’nde bir akşam, İstanbul’un telaşından uzak ama onunla kültürel bağını koparmamış bir mekânda, Şivekar’da buldum kendimi.

İsmiyle başlıyor merak: “Şivekar”Farsça kökenli; güzellik sunan, süsleyen anlamına geliyor.Bu isim, mekânın estetik anlayışını ve mutfak vizyonunu özetliyor aslında.Modern çizgilerle tasarlanmış masalar, dumansız ve kokusuz ekolojik mangal sistemleriyle tamamlanmış.

Bu detay, sadece teknik bir yenilik değil; aynı zamanda sürdürülebilirlik ve duyusal konfor adına sessiz bir gastronomik direniş.Mekânın sahibi Ömür Temel’in vizyonu burada belirginleşiyor.Etin seçimi, pişirme yöntemi ve sunum biçimi; hepsi misafirin deneyimini özgürleştiren bir anlayışla şekillenmiş.Dilersen kasap reyonundan seçtiğin eti kendi mangalında pişiriyorsun, dilersen açık mutfakta şefin ellerine teslim ediyorsun.Bu özgürlük, yemekle kurulan bağın kişiselleşmesini sağlıyor.O akşam, uzun yıllardır tanıdığım İstanbul’un başarılı işletme müdürü Erkan Adar’ın davetiyle Şivekar’a adım attım.Menüdeki çeşitlilik ilk bakışta etkileyici.

Ama üç lezzet var ki, hâlâ tadı damağımda: Şivekar Simit, Aşk Acısı ve Pancar Tatlısı.Şivekar Simit, içli köfte harcının yeniden yorumlanmış haliyle, simit hamurunun içine gizlenmiş bir sürpriz gibi.Dana kıyma, kuş üzümü ve dolmalık fıstıkla hazırlanan iç harç, pekmez ve susamla kaplanmış hamurun içinde derin yağda kızartılıyor.

Karamelize soğan ve kremalı kestane mantarı yatağında servis edilen bu tabak, Anadolu’nun sokak lezzetleriyle fine dining arasında kurulan bir köprü gibi.Aşk Acısı, adını hak eden bir tat kompozisyonu.Kuru domates, fıstık içi ve cevizle başlayan tatlılık; kuş üzümü, kayısı ve incirle derinleşiyor.Son dokunuş ise kurutulmuş acı kale biberiyle geliyor.

Her lokma, aşkın karmaşasını hatırlatıyor.Tatlı, acı ve tarifsiz dokunuşlar…Her misafirde başka bir duyguyu tetikleyen bir tabak.Pancar Tatlısı ise sade ama etkileyici.Şeker ve toprak tadı dengesi gözetilerek tatlandırılmış ince pancar dilimleri, kaymak ve taze nane ile servis ediliyor.

Bu tabak, doğanın sadeliğini ve rafine tatların gücünü bir araya getiriyor.Menüde yer alan diğer lezzetler de dikkat çekici.Örneğin, Lokum Sarma ve Kuzu Taç Pirzola, etin dokusuna ve pişirme tekniğine gösterilen özenin somut örnekleri.Şef Erbil Çağlar ve ekibinin mutfaktaki titizliği, her tabakta hissediliyor.

Özellikle etin mühürlenme süreci, kullanılan baharatlar ve garnitür seçimleri, mutfak ekibinin teknik bilgiyle duyusal sezgiyi nasıl harmanladığını gösteriyor.Şivekar’ın mangal sistemi, klasik mangal deneyimini yeniden tanımlıyor.Dumansız ve kokusuz oluşu, mekânın estetik bütünlüğünü bozmadan etin pişme sürecine eşlik ediyor.Bu sistem hem çevre dostu hem de kullanıcı odaklı.Ömür Temel’in bu teknolojiyi mekâna entegre etmesi, gastronomide yenilikçi ama köklerine sadık bir yaklaşımın göstergesi.Şivekar’da geçirilen akşam, sadece bir yemek deneyimi değil; aynı zamanda kültürel bir keşifti.Menüdeki her tabak, geçmişle bugünü buluşturan bir anlatı sunuyor.Şefin dokunuşu, mekânın estetiği ve misafirle kurulan bağ; hepsi bir araya geldiğinde hafızada yer eden bir akşam ortaya çıkıyor.Şivekar, sadece bir restoran değil; İstanbul’un gastronomik hafızasında kendine özgü yer edinmiş bir anlatı mekânı.

İlgili Sitenin Haberleri