Türk iş dünyasına Azerbaycan çağrısı

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi, Türkiye ve Azerbaycan arasında ekonomik ve sanayi işbirliğini güçlendirmek amacıyla 30 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında Bakü’ye ziyaret düzenledi.

İSO’nun tarihindeki en kalabalık ve güçlü yurt dışı ziyaretlerinden biri olarak kayda geçen geziye, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz başkanlığında geniş bir heyet katıldı.

İSO heyeti ziyaretin ilk gününde, İSO Meclis Üyesi Abdurrahman Uzun ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye-Azerbaycan sanayicileri ortak toplantısına katıldı.

Toplantıya Azerbaycan Türkiye Ticaret Temsilcisi Tamerlan Taghiyev, Azerbaycan Ekonomi Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Bahtiyar Aliyev ve Azerbaycan Milli Sahipkarlar Teşkilatları Milli Konfederasyonu Başkanı Mehmet Musayev de iştirak etti.

Heyet, ikinci gün ikili iş görüşmelerinde Türk ve Azerbaycanlı sanayicilerle olası yatırım ve ticaret fırsatlarını değerlendirdi.

Etkinliğe 107 Azerbaycan firması katıldı, 74 sanayi firmasıyla 190 ikili görüşme yapıldı.

SANAYİ BÖLGELERİNİ İNCELEDİK İSO Yönetimi ve Meclis Başkanlık Divanı Üyeleri, Azerbaycan Başbakanı Ali Esedov ve Ekonomi Bakanı Mikail Cabbarov’a nezaket ziyaretinde bulundu.

Heyet, Zafer Parkı Bakü Anıtı ve Türkiye Cumhuriyeti Bakü Büyükelçisi Prof.

Dr.

Birol Akgün’ü de ziyaret etti.

Ziyaret kapsamında Sumgait Sanayi Parkı incelendi; sanayi bölgelerinin altyapısı, yatırım destek mekanizmaları ve potansiyel sektörler ele alındı.

Ayrıca Kartaş Kimya ve Baykar üretim tesisleri, Veyseloğlu Şirketler Grubu, Nobel Müze Evi, Karabağ Ganimetler Müzesi, Haydar Aliyev Sanat ve Tarih Müzesi, Araba Müzesi ve İçeri Şehir gezildi.

Heyet, bu ziyaretlerle Türkiye-Azerbaycan sanayi işbirliğinin somut örneklerini yerinde görme fırsatı buldu. ‘FIRSATLAR İÇİN GEÇ KALMAMALIYIZ’ Ziyaretin son gününde, Nobel kardeşlerin kurduğu “Branobel” petrol şirketinin merkez üssü Villa Petrolea’yı gezdik.

Bugün müze olarak hizmet veren Villa Petrolea’da İSO Başkanı Erdal Bahçıvan basın toplantısı yaptı.

Bahçıvan, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ticari fırsatları değerlendirerek şunları söyledi: “Zengezur, Türkiye için tarihi bir fırsat sunuyor; karayolu, demiryolu ve altyapısıyla stratejik bir öneme sahip.

Buraya karayoluyla gelinmesini hayal ediyoruz.

Neden Mısır değil de Bakü olmasın?

Doğru strateji ve pazarlıkla burası çok daha avantajlı bir noktaya getirilebilir.

Petrolün ötesinde, ham maddeye dayalı bir yükseliş hedefleniyor.

Burası pazarlığa ve müzakereye açık bir bölge.

Azerbaycan’ın avantajını fark eden tek ülke biz değiliz; bu fırsatları değerlendirmek için geç kalmamak gerekiyor.

İki yıl önce böyle bir imkân yoktu; iki yıl sonra ise fırsat kaçabilir. “İki ülke kardeşliği bölgemizdeki barış ve istikrarın, ekonomik kalkınmanın ve geleceğimizin de teminatıdır.

Azerbaycan güçlü enerji altyapısı, çeşitlenen sanayi yatırımları ve artan uluslararası bağlantılarıyla Kafkasya’nın yükselen bir yıldızı.

Türkiye ve Azerbaycan’ın birlikten kuvvet doğar düşüncesiyle hareket etmesi, hayırlı ve güzel başarılar, sonuçlar ortaya çıkarmaya başlayacaktır.

İSO olarak bu kadar güçlü bir kadroyla Azerbaycan’a gelmiş olmamız da bunun en somut göstergesidir.” ‘BÜYÜK BİR ORTAK PAZAR’ Bahçıvan, ayrıca yatırım ve işbirliği vizyonunu da şöyle açıkladı: “Bizim görevimiz, bu topraklara nitelikli sermaye ve nitelikli Türk iş gücünü getirmek, burada kalıcı değerler oluşturmaktır.

İstanbul’da doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Yatırım Ofisi aracılığıyla da iş birliği fırsatlarını daha sistemli şekilde geliştireceğiz.

Yeni bir dönemin başlangıcındayız.

Ben buna ‘yeni zamanın ruhu’ diyorum.

Bu coğrafya, önümüzdeki 10–20 yılın en stratejik bölgesi olacak.

Bizlere, bu dönemi yaşama ve şekillendirme fırsatı verilmiş durumda.

Azerbaycan’ı tek bir pazar olarak değil, etrafındaki 300 milyona yakın nüfusla beraber büyük bir ortak pazar olarak görmek lazım. ‘TEK MİLLET İKİ DEVLET’ ANLAYIŞI “Tek millet, iki devlet demek hiç kolay bir şey değil.

Ne mutlu ki Bakü’de, bu topraklarda hakikaten iki devlet, tek millet sloganını ne kadar gerçek olduğunu hep birlikte yaşıyoruz.

Günümüz dünyasında zorlukların her gün arttığı, ülkeler arasındaki kamplaşmaların giderek sıklaştığı bir dönemde birbirine bu kadar yakın kurulan iki devletin ve bu kadar yakın bir kökten gelen iki milletin beraber yapabileceği ve geleceği planlayabileceği çok farklı fırsatların olduğu bir dönemin arifesinde olduğumuzu düşünüyorum.

Böylesi bir dönemde biz de İSO Heyeti olarak üç günlük temaslarımız boyunca her birimiz kendi sektörlerinde, kendi alanlarında farklı dostluklar oluşturacak. “Ben eminim ki birçok arkadaşımızın zaten burada yaptığı işler var, ticaretler var, ama bunları daha da nasıl geliştirebiliriz ve bunları nasıl yatırıma dönüştürebiliriz, bu yatırım fırsatlarından nasıl birlikte faydalanabiliriz, bunlar üzerine fikir alışverişinde bulunacağız.

Çünkü Azerbaycan’ı bir tek Azerbaycan pazarı olarak değil, etrafındaki 300 milyona yakın nüfusla beraber bir büyük ortak pazar olarak görmek lazım.

Bunu şekillendireceğimiz birçok farklı proje ve fikre seyahatimizin vesile olacağını düşünüyorum.” İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı Ender Yılmaz da Türk sanayi firmalarının Azerbaycan ekonomisinde daha fazla yer almasını hedeflediklerini belirterek, “İki ülke arasındaki ‘iki devlet tek millet’ anlayışının ekonomik ilişkilerimizde somut karşılık bulacağına inanıyoruz.

İSO olarak üyelerimizin Azerbaycan’ın dinamik ekonomisinde daha fazla yer almasını stratejik bir hedef görüyoruz.” dedi.

GÜMRÜK VE KDV MUAFİYETLERİ Azerbaycan, Ekonomi Bakanlığı’na bağlı İktisadi Bölgelerin Geliştirilmesi Ajansı (İZİA) aracılığıyla petrol dışı sanayiyi ve inovasyonu güçlendirme stratejisiyle Türk yatırımcılar için önemli fırsatlar sunduğu bilgisi verildi.

Sumqayıt, Ming çevir ve Ağdam gibi sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren 134 firma ile 20 bini aşkın istihdam yaratılırken, Kâr, Emlak ve Arazi Vergileri ile teknik ekipman ithalatında sağlanan gümrük ve KDV muafiyetleri yatırımcıları cezbediyor. 2025’in ilk yarısı itibarıyla ülkenin petrol dışı sanayi üretiminin yüzde 28,3’ünü ve ihracatının yüzde 18,7’sini oluşturan bu bölgeler, Türk firmalarına Azerbaycan’ın büyüyen iç pazarına erişim imkânı sağlarken, aynı zamanda stratejik bir üretim üssü kurarak Orta Asya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) pazarlarına açılma fırsatı sunuyor.