Haber Detayı

Frankfurt'taki Xue Mo Forumu'na Türk dokunuşu
Avrupa aydinlik.com.tr
19/10/2025 10:41 (2 ay önce)

Frankfurt'taki Xue Mo Forumu'na Türk dokunuşu

Frankfurt Kitap Fuarı dünyaca ünlü yazarlara ev sahipliği yaptı. Fuar, çağdaş Çin edebiyatının sıradışı yazarı, Batı bölgeleri kırsalını temsil eden, kadim İpek Yolları tarihi ve kültürünü edebiyata taşıyan Xue Mo etkinliğine sahne oldu.

Dünyanın en büyük ve en saygın kitap fuarı olarak her yıl binlerce yazar, yayıncı, akademisyen ve sanatçıyı bir araya getiren Frankfurt Kitap Fuarı 15 Ekim’de kapılarını açtı.

Dünya edebiyatının güçlü seslerinden Çinli yazar Xue Mo, bu yıl da Frankfurt Kitap Fuarı’nın katılımcıları arasında yer aldı.

Fuar kapsamında düzenlenen Xue Mo Forumu, İpek Yolu’nun iki ucundan gelen edebiyat, tarih ve sanatın birleştirici düşüncesini sahneye taşıdı.

Xue Mo’nun çağdaş Çin edebiyatındaki özgün konumu, bölge insanlarının yaşamı, kültürel ve coğrafi zorluklar üzerine kaleme aldığı öyküler, bu forumda yalnızca edebi eserler olarak değil; tarihsel, felsefi ve sanatsal bir bakışla yeniden yorumlandı.Xue Mo Dünya Edebiyatı Forumu adı verilen etkinlik, Xue Mo’nun yeni çıkan iki kitabının tanıtımıyla başladı.

Yazarın Almanca ve İngilizce olarak yayımlanan eserleri izleyicilerle paylaşıldı.

Akademisyenler, çevirmenler ve yayıncıların katılımıyla güncel tartışmaların da ele alındığı buluşmada, Xue Mo yapay zekadan yararlanabileceğimizi ancak insan üretiminin yerini tutamayacağını söyledi.

Xue Mo, etkinlikte tanıtılan yeni çıkan ‘Way Forward: The rise of her wisdom in the AI era’ (Yapa zeka çağında kadın erdeminin yükselişi) başlıklı kitabında bu konulara değiniyor.

Eternal Love (Sonsuz Aşk) adını taşıyan bir diğer yeni kitabı ise bir üçlemenin ilk kitabı.

Konusu, dil kanseri olan genç bir kız ile ona yol gösteren bir guru arasındaki mektuplaşmalar ve kızın hastalık sürecinde tuttuğu günlük.

Xue Mo’nun kitapla ilgili temel mesajı; “Her zaman ümidin var olduğunu” .

AKADEMİSYENLER XUE MO’NUN ESERLERİNİ DEĞERLENDİRDİ Yeni kitapların tanıtımından sonra Forum açılış konuşmalarıyla devam etti.

Goethe Üniversitesi’nden Tobe Levin klasik dünya edebiyatından yazarlar ile Xue Mo’yu kadın karakterler açısından karşılaştırdı.

Norveç Bergen Üniversitesi’nden Shouhui Zhao Batı felsefesini ve Xue Mo’nun yaklaşımını değerlendirdi.

Frankfurt Konfüçyus Enstitüsü Müdürü Christina Werum-Wang yazarın eserlerindeki insani değerleri inceleyen bir sunum yaptı.

Bonn Üniversitesi’nden sinolog, tarihçi Cord Eberspacher, Tongji Üniversitesi’nden sinolog, tarihçi Riccardo Moratto ve film yapımcısı Hannes Karnick konuşmacılar arasındaydı. ‘İNSAN DUYGULARININ EVRENSELLİĞİ’ Foruma açılış konuşmacısı olarak Türkiye’den iki akademisyen de davetliydi.

İpek Yolu tarihi ve Çin–Batı Asya kültürel ilişkileri uzmanı Dr.

Kiraz Perinçek Karavit ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğretim üyesi, Asya sanatı uzmanı Prof.

Caner Karavit katkı sundu.

Karavit çiftinin yaptığı sunum başta Xue Mo olmak üzere izleyicilerden tebrik ve beğeni aldı.

Edebiyat, tarih ve sanat ile İpek Yolu’nun iki ucunu birleştiren sunumda Caner Karavit’in eserleri de sergilendi.“Xue Mo’nun Kısa Öykülerinde Evrensel İnsan Deneyimi: Tarihsel ve Coğrafi Perspektifler” başlıklı konuşmada Xue Mo’nun öykülerinde tarihin ve coğrafyanın ötesine geçen katmanlar oluşturdu.

Konuşmalarında Karavit çifti, Xue Mo’nun Türkçe’ye “Xinjiang’lı Yaşlı Adam”, “Güzellik” ve “Kadınlar, Develer ve Kızıl Köpekler” başlıklarıyla Giray Fidan tarafından kazandırılan üç öyküye tarihsel ve sanatsal bakış açıları getirdi.

Sunumda, Xue Mo’nun bu kısa öykülerinde işlediği aşk, bağlılık, yalnızlık, ölüm, doğada yaşam savaşı gibi evrensel insan duygu ve deneyimleri, geçmiş ile bugün arasında ve İpek Yolu’nun doğusu ile batısı arasında kurulan bağlarla ele alındı.

Tarihçi Kiraz Perinçek Karavit, Dunhuang’da 4. yüzyılda yaşayan bir kadının üç yıldır haber alamadığı kocasına “keşke seninle evleneceğime bir köpekle ya da domuzla evlenseydim” yazdığı sitemkâr mektup, 14. yüzyıl ortasında tüm dünyayı kasıp kavuran kara vebanın son arkeolojik buluntularla ortaya çıkan kökeni ve 7. yüzyılda Hindistan’a kutsal metinleri almaya giden Çinlirahip Xuanzang’ın onlarca yıl süren, çölleri geçtiği zorlu yolculuktan örnekler vererek, Xue Mo’nun öykülerindeki ortak noktalara değindi.

Geçmişte yaşamış bu insanlar ile günümüzde Xue Mo’nun öykülerindeki karakterler arasındaki benzerlikler, insan deneyiminin ve benzer koşullar karşısında insan duygularının evrenselliğini gösterdi. ‘ÖYKÜLER İLE ESERLERİM ARASINDA ÖRTÜŞMELER VAR’ Foruma çevrimiçi katılan Prof.

Caner Karavit, Xue Mo’nun öykülerindeki duygu ve imgelerle kendi yaptığı sanat eserleri arasında doğrudan örtüşmeler bulduğunu belirtti.

Zaman içinde yaptığı resimlerde, yazarın betimlediği coğrafya ve ruh hâlleriyle paralel motifler ortaya çıkmıştı.

Bu görsel-eleştirel okuma ile edebiyat ve görsel sanat arasında köprüler kuruldu.

Yazar Xue Mo, Karavit çiftini Gansu’da bulunan Xue Mo Akademisi’nde davet etti.

Yazar, karşılıklı alışveriş halinde ortak projeler yapmak için uzun süreli burada çalışabileceklerini belirtti.

YAYINCILAR VE ÇEVİRMENLERDEN İLGİ Etkinliğe, yayıncılardan da katılım vardı.

Clavis Publishing’den Philippe Werck, Xue Mo’nun Almanca kitaplarını basan Drachenhaus Verlag temsilcisi Nora Frisch’da etkinlikteydi.

Drachenhaus Verlag Alman edebiyat çevrelerinde yüksek prestije sahip bir yayın evi.

Türkçeye Giray Fidan tarafından ‘Batı Hikayeleri’ adıyla çevrilen kitabın yeni basılan Almanca yayını tanıtıldı.

Balkan coğrafyasındaki çeviri girişimleri de bu etkinlikte gündeme geldi.

Sırp çevirmen Bojan Tarabic ile Hırvat çevirmen Dinko Telecan, Xue Mo’nun kısa hikâyelerinden oluşan eseri Sırpça ve Hırvatçaya çevirme anlaşmaları imzaladılar.

Böylece, Çin’in batı bölgelerindeki insan öyküleri Balkan okuruna açılacak. ‘Xue Mo’nun yaşadığı coğrafya, bana da ustalık yaptı’ Forumda, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğretim üyesi, Asya sanatı uzmanı Prof.

Caner Karavit’in “Dunhuang” adlı resmi, Xue Mo’ya hediye edildi.

Bu resim, forumun sanatsal ruhunu tamamlayan sembolik bir sunumdu.

Katılımcılar arasında bu resim büyük ilgi gördü.

Resmin, 19 İpek Yolu hikayesi içeren kitabın İngilizce baskısında kullanılması düşünüyor.

Prof Caner Karavit, bu eseri yaparken neyden ilham aldığını ve Xue Mo’nun esirleriyle olan ortaklıkları Aydınlık Avrupa’ya anlattı: “Frankfurt Kitap Fuarı’ndaki Çinli yazar Xue Mo’nun eserleriyle ilgili yapılan forumda, Kiraz Perinçek Karavit’le birlikte Türkçe’ye ‘Batı Hikayeleri’ olarak çevrilen kısa hikayeler hakkında söyleşi gerçekleştirdik.

Konuşma sonrasında Xue Mo’ya ‘Ustam İpek Yolu’ isimli resim serisinden bir eserimi hediye ettik.

Bu resmi, Xue Mo’nun kitabındaki ‘Kadınlar, Deve ve Kızıl Köpekler’ başlıklı kısa hikayesiyle özdeşleştirdiğim için hediye etmek istedim.

Bu seriyi, kadim İpek Yolu üzerindeki kültürel mirasları ve sanat yapıtlarını araştırırken bana ustalık yapan bu coğrafyanın kadim sanatçı ve zanaatçılarından etkilenerek ürettim.

Örneğin; Pencikent’te duvar ressamları, Dunhuang’da Budist sanatçılar, İsfahan’da minyatürcüler, Yungang’da taş yontu ustaları, Fergana’da ahşap oymacılar benim İpek Yolu boyunca ustalığımı yaptılar.” ÖYKÜ İLE RESİMDE TASVİR EDİLEN COĞRAFYA AYNI “Xue Mo’nun ve ‘Ustam İpek Yolu: Dunhuang’ ‘Kadınlar, Deve ve Kızıl Köpekler’ başlıklı kısa hikayesiyle ve benim ‘Ustam İpek Yolu: Dunhuang’ isimli resmimle özdeşleştirmemin birkaç ana nedeni vardı.

Birincisi; kısa öyküde tasvir edilen coğrafya, resimde tasvir edilen coğrafyayla aynıdır.

Xue Mo’nun ‘Kadınlar, Deve ve Kızıl Köpekler’ kısa öyküsünde Dunhuang’dan bahseder: ‘...

Doğa hakkında bilmedikleri çok şey vardı.

Her şey kuma gömülmemişti, örneğin Dunhuang'daki Hilal Ay Kaynakları, yüzlerce, hatta binlerce yıldır su altında kalmıştı (sayfa 230).’ Dunhuang tarihi Budistlerin en önemlilerinden ve Budist sanatın da merkezlerinden birisiydi.

Bu Budist mağara tapınaklarının 19. yüzyılda keşfedilen gizli kütüphanesinde eski Uygurca metinlere de ulaşılmıştır.

Bu belgeler, kadim tarihimizle ilgili en önemli bulgulardan birisidir. ‘Ustam İpek Yolu’ resim serisiyle başlayan resim üslubumun değişiminde Dunhuang'daki Budist sanatının etkisinin özel bir yeri vardır.

Bu bölgeyi, 2009’da iki kez ziyaret etme ve Budist mağara tapınaklarındaki resimleri ayrıntılı inceleme fırsatım olmuştu.

Daha sonra, rektör yardımcılığım sırasında, 2012 yılında Dunhuang Budist sanatı sergisinin İstanbul’a getirilmesinde önemli bir rol üstlendim.” ORTAK BİR MİRASIN ESERİ “‘Kadınlar, Deve ve Kızıl Köpekler’ kısa öyküsüyle ‘Ustam İpek Yolu: Dunhuang’ resmimi özdeşleştirmemin ikinci nedeni; resmimdeki figürlerle, kısa öyküdeki figürler arasında güçlü bağlantılar bulmamdır.

Bu resimde; yer alan otoportrem, Dunhuang duvar resimlerinden esinlenerek çizdiğim Budist Boddhisattva ve iblis Mara'nın ortasında bulunur.

Budizm’de Mara'nın iblisleri Buda’yı ilkelerinden saptırarak yoldan çıkartmaya çalışır.

Bu bağlamda, resmimdeki Mara'nın iblisini kızıl köpekler, çöl, sıcaklık ve susuzlukla ilişkilendirdim.

Çölün tüm zorlu koşulları (tıpkı Mara’nın iblisi gibi) kadınları hayatları için savaşmaktan vaz geçirmeye çalışırlar.

Diğer figür ise Boddhisattva’dır.

Boddhisattva, Budizm'in "Saf Topraklar"ının üç kutsal figüründen birisidir.

Kısa öyküde, saf toprak, kadınların hayatta kalmak için ulaşmak istedikleri tuz havzasıyla özdeşleştirilir.

Kitabın bir bölümünde Saf Ülke’den bahseder; ‘...

Ying, sultanların her ikisine de, bu gözyaşı vadisinde çektikleri acılara anlam katabilecek tek şey olan Budist Saf Mutluluk Ülkesi'ni sunmak için geldiğini düşündü (sayfa 233).

Bu bağlamda, resmim Xue Mo’nun kısa öyküsünde de olduğu gibi yaşam mücadelesini kaybetmekle kazanmak arasındaki yakınlığı betimlemektedir.Özet olarak, resim sanatının ve edebiyat sanatının betimlemelerinin rastlantısal bağlantıları, bu kültürel coğrafyadaki ortak mirasın eseridir.

Xue Mo’nun esin kaynağı olan doğduğu ve yaşadığı coğrafya, bana da ustalık yapmıştır.

Bu iki yapıtın buluşması, bu coğrafyanın ustalığının ve esin gücünün günümüzdeki buluşmasını temsil etmektedir.”

İlgili Sitenin Haberleri