Haber Detayı
Sanayici cezalara tepkili, sağlık alarmda: Bursa’da gündem hava kirliliği
Bursa’da hava kirliliği, sanayi üzerindeki çevre cezaları ve halk sağlığı riskleri ekseninde yeniden gündemin üst sıralarına çıktı. Çevre mevzuatı kapsamında baca gazı emisyonlarına yönelik kesilen yüksek cezalar, sanayi cephesinde “ölçüm ve standart adaleti” tartışmasını beraberinde getirirken; belediye ve sağlık çevreleri kentin hava kalitesinin kritik seviyelere ulaştığı uyarısını yapıyor
ESRA ÖZARFAT / BURSA Hava kirliliğinde Bursa’daki tablo, bir yanda sanayinin üretim ve istihdam baskısı, diğer yanda çevre ve sağlık maliyetleri arasında denge kurulması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Sanayiciler, ölçüm ve standartların gözden geçirilmesini isterken; kamu otoriteleri ve sağlık çevreleri, gecikmenin bedelinin toplum sağlığıyla ödendiği uyarısında bulunuyor.
Gümüş Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gümüş, Bursa’da baca gazı emisyonları nedeniyle yaklaşık 130 işletmeye, her biri 680 bin TL’ye varan cezalar kesildiğini belirterek, cezaların önemli bir bölümünün filtreli bacalara uygulandığını savundu.
Sorunun yalnızca filtre eksikliği olmadığını vurgulayan Gümüş, Bursa’da uygulanan toplam organik karbon (TOC) sınırlarının Türkiye ortalamasının da altına çekildiğine dikkat çekti.
Türkiye genelinde TOC sınırının 21 mg/m² olduğunu, Bursa’da ise bu değerin 15 mg/m² olarak uygulandığını ifade eden Gümüş, ölçüm sonuçlarının hava koşulları, cihazlar ve ekip farklılıkları nedeniyle ciddi sapmalar gösterdiğini söyledi. “Aynı bacada aynı anda yapılan ölçümlerde biri 5, diğeri 70 çıkabiliyor.
Böyle bir sistem ne teknik ne de ekonomik olarak sürdürülebilir” diyen Gümüş, Avrupa Birliği’nde 50 mg/m² olan sınırın Bursa’da çok daha düşük tutulmasının işletmeleri zorladığını, bazı firmaların iflas riskiyle karşı karşıya kaldığını dile getirdi.
Benzer bir eleştiri Elyaf Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Sami Bilge’den geldi.
Filtre yatırımlarını erken dönemde yaptıklarını belirten Bilge, “İstenen değerler Avrupa’nın talep ettiğinin üç katı.
Böyle bir filtre dünyada yok.
Uymak istiyoruz ama imkânsız bir standardı dayatırsanız bu çevrecilik olmaz” değerlendirmesinde bulundu. “Hepimiz aynı havayı soluyoruz” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise tartışmaya halk sağlığı perspektifinden yaklaşarak Bursa’nın coğrafi yapısı ve sanayi yoğunluğu nedeniyle hava kirliliği açısından yüksek risk altında olduğunu vurguladı.
Bozbey, özellikle İnegöl, Kestel ve Gürsu’da kirlilik seviyelerinin kritik düzeylere ulaştığını söyledi.
Kent genelinde hava kalitesi izleme ağını genişlettiklerini belirten Bozbey, ölçüm istasyonu sayısının 31’den 41’e çıkarılacağını, riskli bölgelerde maske dağıtımı yapılacağını açıkladı.
Bozbey, “Amacımız temiz, sağlıklı ve yaşanabilir bir Bursa.
Hava kirliliği yalnızca çevre değil, doğrudan yaşam kalitesi meselesidir” dedi. “Alarm verilmesi gereken bir tablo” CHP Bursa Milletvekili Prof.
Dr.
Kayıhan Pala ise Bursa’daki hava kirliliğinin artık bir halk sağlığı alarmı olduğunu savundu.
Nilüfer’de ölçülen PM10 değerinin 367’ye ulaştığını belirten Pala, bu seviyenin “acil durum” anlamına geldiğini ifade etti.
Bursa’da bazı ilçelerde ölçüm istasyonu bulunmadığını hatırlatan Pala, kirliliğin yalnızca merkezle sınırlı olmadığını söyledi.
Hava kirliliği nedeniyle Bursa’da her yıl binlerce erken ölüm yaşandığını belirten Pala, güçlü ve kök nedenlere odaklanan bir temiz hava eylem planının hâlâ hayata geçirilmediğini vurguladı.
Pala, “Mevzuata göre Bursa Valiliği’nin alarm ilan etmesi gereken bir seviyedeyiz” dedi.