Haber Detayı
Çin’in AB yatırımları ihracatımızı olumsuz etkiler
EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, Çin sermayesinin AB ülkelerinde şirket satın alarak üretime yönelmesinin, Türkiye’nin Avrupa’ya ihracat yaptığı sektörlerde pazar kaybı riskini artırabileceğini belirtti. Yorgancılar, bu sürecin Türk ihracatı açısından oldukça kritik olduğuna dikkat çekti.
Özlem SARSINEge Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, 2025 yılının son meclis toplantısında Türk ihracatçısının önündeki risklere ve 2026 yılına dair beklentilere yer verdi.Dünyada ve Avrupa’da büyüme beklentilerinin pozitif yönde olduğunu, bunun da Türk ihracatçısı için olumlu bir gelişme olduğunu söyleyen Yorgancılar, öte yandan Çin’in AB ülkelerine yatırım yapıp üretime yönelmelerinin de Türk ihracatçısının geleceğinde riskli bir durum oluşturduğunu vurguladı.
Yorgancılar bu nedenle Türkiye’nin bir Çin stratejisi oluşturması gerektiğini ve Çin’den gelen malların iyi analiz edilmesi gerektiğini ifade etti.Yorgancılar, “Dünyada ve Avrupa’da büyüme beklentileri pozitif.
Hem enflasyonun düşmesi hem de büyüme beklentisinin olumlu olması bizler için artı.
Öte yandan ülkemizin bir Çin stratejisi olması gerekiyor. 40 milyar dolar mal ithal ediyoruz, 3.8 milyar dolar mal ihraç ediyoruz.
Türkiye’nin Avrupa’ya ihracat yaptığı sektörlerde Çin sermayesinin AB’de şirketleri satın alıp oraya yatırım yaptığı zaman, bizim o sektörlerde ihracat yapma şansımız olmayacak” diye konuştu.Bu durumun Türkiye ihracatını doğrudan etkileyeceğini kaydeden Ender Yorgancılar, “Şu an ihracat gündeminin en önemli konusu budur.
Oradaki sermaye AB firmalarını satın alıp üretim yapmaya başlarsa pazarı kaybederiz.
Bu nedenle Çin’den gelen malları iyi analiz etmemiz gerekiyor.
Marka bazlı bakıldığında 3-4 kalem mal 40 milyar doların büyük kısmını ortaya koyuyor.
Bunu da ayırt etmek lazım.
Bununla ilgili bir çalışma yapıyorum bittiği zaman TOBB’da paylaşacağım daha sonra da bakanlığımıza götürebilirim.Örneğin Türkiye’nin toplam ihracatının ne kadarı Türk markalı ne kadarı da fason olarak yapılıyor?
Çin’deki hesap da aynı.
Bizim cari açığımızın yüzde 40’ı Çin ithalatından oluşuyor.
Bizim bu konunun üzerine ağırlık verip çalışmamız gerekiyor.
Belki de vergi koyarak çözmek gerekecek ama vergi de tam olarak çözüm değil.
Bence ortak iş kültürü ile üretimi artırmak daha doğru” dedi.“Önümüzdeki sene de aynı politikalar devam edecek”Enflasyon, faiz ve kurların istenen seviyede olmadığına da değinen Yorgancılar, “Yıllardır yüksek faiz, enflasyon ve kur konuşuyoruz.
Kur ve enflasyon iki senedir aşağı doğru gidiyor.
Aralık sonu itibari ile enflasyonun maksimum 31 olacağını düşünüyorum. 31’in altında bir seviyede biteceğini öngörüyorum.
Kur da yükselmiyor, faiz de aşağı iniyor, istenilen seviyede mi, değil.
Ama istenen seviyede olmadığı için önümüzdeki sene de aynı politikalar devam edecek.
Yapısal reformlara odaklanıp bunların çözümüyle ilgili hareket edebilir ve karar alabilirsek iyileşme daha hızlı ve istediğimiz düzeyde olabilecek” dedi.Son 20 aydır PMI endeksinin 50’nin altında kalan kaldığına da dikkat çeken Yorgancılar, “PMI endeksinin 50’nin altında kalması üretimle ilgili sıkıntıların olduğunu gösteren en güzel örnek.
Ama bir avantajımız var, son 7.5 yılın en düşük CDS seviyesindeyiz.
Şu an CDS seviyemiz 218’lerde.
Aslında bunu 100’lü seviyelerin altına düşürdüğümüzde önümüzdeki yıl düşecek olan enflasyon ve baskılı kurun neticesinde Türkiye’ye yabancı sermaye girebileceği şansının olduğunu düşünüyorum” dedi.İhracatçılara ve sanayicilere ticari kredi kullanım konusunda da bilgi veren Yorgancılar, bu konuda şunları söyledi, “Krediye ihtiyacımız oluyor.
Peki nasıl bir kredi kullanmalıyız?
Birkaç bankanın genel müdürü ve ekonomiste sordum.
İhracat yapan firmalarımız için en uygun borçlanma aracının Merkez Bankası kaynaklı reeskont kredileri olduğunu söylediler.
Başka yerde para arama direkt reeskont kredisini al kullan.
İhracat yapanların avantajı bu, 2026 yılında düşük faizi nedeni ile en uygun borçlanma yöntemi.
Reeskont kredileri bulamayanlar için de TL kredilerine yönelme olabilir.”Faizlerdeki gerileme ticari kredilere yansımadıPolitika faizlerindeki gerilemenin ticari kredi faizlerine yansımadığını da söyleyen Yorgancılar, “Faizler düştü.
Ama düşen faizler kredi faizlerine yansımadı.
Çünkü 38’lik politika faizinin üzerine bankaların işletme giderleri, risk payları, MB karşılıklarını üst üste koyduğunuzda ve bankaların da bir karlılık hedefleri olduğu için 46- 47-48’in altında kredi kullanma imkanımız olmadı.
Şimdi hedef nedir, 2026 yılı sonu itibari ile politika faiz oranının 26 seviyelerine indirilmesi.Bu seviyelere inerse kredi faizleri 34-35 seviyelerine iner.
Şu andaki 47-48 olan faizler 34-35’lere iner.
Bu istenilen faiz oranı değil.
Ama yakaladığımız enflasyonla politika faizi ve buna paralel kredi faizlerini korelasyon yaptığınız zaman bu rakamların ekonomiye uygun olduğunu tespit edersiniz.
İstenilen seviye mi, değil.
Yüksek mi, evet.
Ama kur enflasyon ve faizlerden birinin aşağı ya da yukarı olması sistemi ve bugüne kadar yapılanları tamamen bozar” dedi.