Haber Detayı
Okumayanın yoksulluğu düştü, okuyanın arttı
TÜİK verilerine göre, 2025 yılında göreli yoksulluk oranı azaldı. Fakat eğitim düzeyinde yoksulluk yön değiştirdi. 2006- 2025 arasında bir okul bitirmeyenlerde yoksulluk oranı yüzde 23, lise altı eğitimlilerde yüzde 9,1 azaldı. Lise ve dengi okullarda yoksulluk yüzde 38,2, yükseköğretimde ise yüzde 279 yükseldi.
Türkiye’nin 2025 yılına ilişkin yoksulluk tablosu ortaya çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2025 yılında göreli yoksulluk oranı azaldı. 2024 yılına göre, TÜİK verileri eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk oranı 2025 yılında 0,6 puan azalarak yüzde 13,0 oldu.
Medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan yoksulluk oranı ise son yılda yine 0,6 puan azalarak yüzde 20,6 olarak gerçekleşti.Böylece Türkiye’de yoksulluk 2005’ten beri en düşük seviyeye ulaştı.
Fakat TÜİK verilerinde eğitim oranına göre yoksulluk oranları da dikkat çekti.
Okumayan kesimin yoksulluk oranında hızlı bir düşüş görülürken, lise ve üstü kesimde artış kaydedildi.
Uzun yıllardır yoksullukla mücadelede en güçlü araçlardan biri olarak görülen eğitimin, son dönemde verilere göre rolü zayıfladı.
Fakat yoksullukta en büyük pasta hala okumayan kesimde.Okumayanların maddi özgürlüğü daha fazlaTÜİK medyan gelirinin yüzde 50’si baz alınarak hazırlanan yoksulluk oranları, özellikle lise ve yüksek öğretim mezunları arasında belirgin bir şekilde arttı.
Diplomanın tek başına bir refah artışı olmadığı da görüldü. 2006 yılında bir okul bitirmeyenlerde yoksulluk oranı yüzde 30,9 seviyesindeydi.
Gelinen yıllara oranla bu seviye kademe kademe düştü.2015’te yüzde 25,8’e kadar gerileme kaydedilirken, TÜİK verileri 2025’te bir okul bitirmeyende yoksulluğun yüzde 23,8’e kadar düştüğünü ortaya koydu. 2006-2025 arasında yani 19 yılda bir okul bitirmeyenlerde yoksulluk oranındaki yüzde 23 düşüş dikkati çekti.
Lise altı eğitimlerde de benzer bir tablo izlendi.
Ama hiçbir okul okumayanlar kadar yüksek olmadı. 2006-2025 arasında bu grupta yoksulluk oranı yüzde 14,3’ten yüzde 13’e kadar indi. 19 yıllık fark ise yüzde 9,1 düşüş yönünde oldu.Eğitim seviyesi arttıkça tablo tersine döndüFakat eğitim seviyesi yükseldikçe tablo tersine döndü.
Lise ve dengi okullarda yoksullukta artış görüldü.
En büyük fark ise yükseköğretimde oldu.
Lise ve dengi okul mezunlarında yoksulluk oranı 2006’da yüzde 5,4 iken, 2015’te yüzde 5,6’ya çıktı.2020’de her ne kadar bu oran yüzde 8,6 seviyesine gelse de 2025’te yüzde 7,5’e geriledi. 2006-2025 arasında bu fark yaklaşık yüzde 38’lik bir bozulmaya işaret etti.
Asıl patlama ise yükseköğretim mezunlarında yaşandı.
Üniversite mezunları arasında yoksulluk oranı 2006’da yüzde 0,7 iken, 2025’e kadar kademe kademe yükseldi.2010’da yüzde 1’i buldu. 2015’te yükseköğretimde yoksulluk oranı yüzde 1,6’ya ulaştı.
En büyük sıçrama 2015-2020 arasında oldu. 2020’de yüzde 3,2 olan yükseköğretim mezunlarında yoksulluk oranı 2025’te yüzde 2,5’e kadar düştü.
Fakat gelinen 19 yılda (2006-2025) yükseköğretimde yoksulluk oranı yüzde 279’a yakın artış kaydetti.
Oransal olarak bakıldığında bu, yaklaşık üç katlık bir artış anlamına geldi.Tek kişilik hanelerde daha yavaş azaldıEşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 40’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,7 puanlık azalış ile yüzde 6,2 olarak gerçekleşti.
Medyan gelirin yüzde 70’i dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan yoksulluk oranı ise bir önceki yıla göre 0,2 puanlık azalış ile yüzde 28,7 oldu.Hanehalkı tipine göre eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranlarına bakıldığında; çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarında yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 6,9 puan azalarak yüzde 3,9, tek kişilik hanehalklarında ise 1,1 puan azalarak yüzde 5,4 oldu.
En az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalklarının yoksulluk oranı 0,4 puan azalarak yüzde 17,5, tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının yoksulluk oranı ise 0,5 puan azalarak yüzde 12,9 oldu.En yüksek göreli yoksulluk oranı Doğu Trakya’da2025 yılı sonuçlarına göre sürekli yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,1 puan azalarak yüzde 13,6 oldu.
İBBS 2.
Düzey bölgelerinin her biri için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’sine göre hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; yüzde 14,5 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli), yüzde 14,3 ile TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) oldu.
Göreli yoksulluk oranı en düşük olan İBBS 2.
Düzey bölgeleri ise yüzde 4,6 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır), yüzde 6,3 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) oldu.Medyan gelirin yüzde 50’sine göre hesaplanan yoksullukta kalma süresi incelendiğinde, dört yıl boyunca (panel süresince) fertlerin yüzde 10,3’ü bir yıl, yüzde 6,8’i iki yıl, yüzde 4,1’i üç yıl, yüzde 3,9’u ise dört yıl yoksullukta kaldı.
Nüfusun yüzde 75,0’ı ise dört yıl boyunca hiç yoksulluk sınırının altında kalmadı.
Geçen yıla göre konut alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemesi olanların oranı 0,4 puan azalarak yüzde 56,4 oldu.
Nüfusun yüzde 5,0’ına bu ödemeler yük getirmezken yüzde 37,7’sine biraz yük getirdi, yüzde 13,7’sine ise çok yük getirdi.Sabit telefondan vazgeçtik makine ve otomobile koştuk2006-2025 döneminde teknoloji ve beyaz eşya sahipliği de hızla arttı.
Cep telefonu gelişimi ve evden yalın internet dönemi yükseldikçe sabit telefonlardan vazgeçtik. 2006’da yüzde 80,2 olan sabit telefon sahipliği 2025’te yüzde 3,6’ya kadar indi.
Toplam düşüş oranı yüzde 95,5 oldu.
Teknolojideki gelişim sabit telefon sahipliğini vurdu fakat bilgisayar çağında artış olduğunu da ortaya koydu. 2006’da bilgisayar sahipliği oranı yüzde 19,6 iken 2025’te bu oran yüzde 45,5’e çıktı. 2006–2025 döneminde bilgisayar sahipliğindeki artış yüzde 132,1 olarak kayıtlara geçti.Bir diğer dikkat çeken eşya ise beyaz eşya. 2006 yılında bulaşık makinesi sahipliği yüzde 26,2 idi.
Türkiye’ye her ne kadar 1960’lı yıllarda gelse de yaygınlaşması biraz zaman aldı. 2025’te bulaşık makinesi sahipliği oranı yüzde 87,3’e kadar çıktı.
Böylece 19 yılda bulaşık makinesi sahipliği oranı yüzde 233’ün üzerinde yükseldi.
Otomobil sahibi olanların oranı 2006’da yüzde 28,8 iken, 2010’da yüzde 31,4 oldu. 2015’te yüzde 42,3’e yükselen oran, 2025’te yüzde 54,3 seviyesine ulaştı.
Otomobil sahipliğinde 2006– 2025 dönemindeki artış yüzde 88,4 olarak hesaplandı.Ev sahipliği oranı düştü kiracı sayısı arttıTÜİK verilerine göre kurumsal olmayan nüfusun konut ve dayanıklı tüketim mallarına sahiplik yapısı da 2006-2025 döneminde belirgin bir değişim yaşadı.
Verilere gelinen 19 yılda ev sahipliği oranının düştüğünü ortaya koyarken, kiracı sayısının da arttığını gösterdi. 2006 yılında Türkiye’de en sahibi olanların oranı yüzde 60,9 seviyesindeydi. 2015’e kadar bu oran yüzde 60 seviyesinde seyretti. 2025’te bu oran yüzde 57,1’e kadar geriledi. 19 yıllık süreçte en sahipliği oranında 6,1 puanlık düşüş görüldü.Kiracıların oranı ise 2006-2025 döneminde yüzde 23,5’ten yüzde 27’ye çıktı.
Kiracılık oranındaki artış yüzde 14,8 olarak hesaplandı. 2015’e kadar kiracılık oranı yüzde 23 seviyesinde seyrediyordu.
Konutlarda ısı yalıtımı bulunma oranı da 2006’da yüzde 43,4 düzeyindeyken, 2015’e kadar aynı seyir devam etti.
Ancak bu oran 2025’te yüzde 27,9’a kadar indi.
Konut izolasyonundaki gerileme yüzde 35,7 olarak kaydedildi.