Haber Detayı
TÜİK: Yoksulluk oranı yüzde 13’e geriledi
TÜİK’e göre 2025’te göreli yoksulluk oranı yüzde 13,0’a geriledi. Eğitim, yaş ve hane yapısına göre yoksulluk belirgin farklılık gösterirken maddi ve sosyal yoksunluk oranı yüzde 11,9 oldu. Nüfusun yüzde 27,9’u yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında. Tatil yapamayanların oranı yüzde 50,5, et tüketemeyenlerin oranı yüzde 35,1. Barınma ve ısınma sorunları yaygın. Sürekli yoksulluk oranı yüzde 13,6, konut sahipliği ise yüzde 57,1 olarak hesaplandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), yayımladığı “Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri” bülteninde, 2024 gelirlerini baz alarak hazırladığı göstergeleri kamuoyuna sundu.
Buna göre, Türkiye’de göreli yoksulluk oranı yüzde 13,0 olarak belirlendi.
Medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alındığında oran yüzde 20,6 olurken, yüzde 70 baz alınarak yapılan hesaplamada yoksulluk oranı yüzde 28,7 oldu.
Tüm eşik seviyelerinde önceki yıla göre az da olsa düşüş yaşandı.
EĞİTİM YOKSULLUĞU BELİRLİYOR Yoksulluk oranları, bireylerin eğitim düzeyine göre anlamlı farklılıklar gösterdi.
Herhangi bir okul bitirmemiş bireylerin yüzde 23,8’i yoksulluk sınırının altında yer aldı.
Lise altı eğitimlilerde bu oran yüzde 13,0, lise ve dengi okul mezunlarında yüzde 7,5 olurken, yükseköğretim mezunlarında sadece yüzde 2,5 olarak tespit edildi.
Bu farklar, eğitim seviyesinin yoksulluk riskini azaltmadaki etkisini bir kez daha ortaya koydu.
HANE YAPISI YOKSULLUK RİSKİNİ DEĞİŞTİRİYOR Yoksulluk oranları, hane tiplerine göre de değişkenlik gösterdi.
Çekirdek aile bulunmayan hanelerde yoksulluk oranı yüzde 3,9 ile en düşük düzeye indi.
Bu hane tipinde bir yıl içinde 6,9 puanlık ciddi bir azalma kaydedildi.
Tek kişilik hanelerde oran yüzde 5,4, sadece bir çekirdek aileden oluşan hanelerde yüzde 12,9, içinde çekirdek aile ve diğer bireylerin birlikte yaşadığı hanelerde ise yüzde 17,5 olarak ölçüldü.
MADDİ VE SOSYAL YOKSUNLUK AZALSA DA YAYGIN Yoksulluğun sadece gelire değil, yaşam kalitesine de yansıdığı bir diğer gösterge olan “maddi ve sosyal yoksunluk oranı” yüzde 11,9 oldu. 13 farklı ihtiyaç maddesinden en az yedisini ekonomik nedenlerle karşılayamayan bireylerin oranı, 2024’te yüzde 13,3 seviyesindeyken bu yıl 1,4 puan geriledi.
Tatil yapamamak, et veya tavuk tüketememek, ısınma ihtiyacını karşılayamamak ve internete erişememek gibi kalemler bu kapsamda değerlendiriliyor.
SÜREKLİ YOKSULLUK ORANI %13,6 SEVİYESİNDE KALDI TÜİK’in dört yıllık panel verisiyle hesapladığı sürekli yoksulluk oranı yüzde 13,6 olarak kaydedildi.
Bu oran, hem 2025’te hem önceki üç yıldan en az ikisinde yoksulluk yaşayan bireyleri kapsıyor.
Panel süresince dört yıl boyunca hiç yoksul olmayan bireylerin oranı ise yüzde 75 olarak belirlendi.
Öte yandan, dört yıl boyunca sürekli yoksulluk içinde kalanların oranı yüzde 3,9 seviyesinde ölçüldü.
EN YÜKSEK YOKSULLUK TRAKYA’DA, EN DÜŞÜK ŞANLIURFA-DİYARBAKIR’DA İBBS 2.
Düzey bölgelerine göre yapılan göreli yoksulluk hesaplamalarında en yüksek oran yüzde 14,5 ile Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’ni kapsayan TR21 bölgesinde görüldü.
İkinci sırada ise yüzde 14,3 ile Kastamonu, Çankırı ve Sinop’un yer aldığı TR82 bölgesi yer aldı.
Buna karşın yoksulluğun en düşük olduğu bölge yüzde 4,6 ile Şanlıurfa ve Diyarbakır’ı kapsayan TRC2 bölgesi oldu.
Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli’yi kapsayan TRB1 bölgesi ise yüzde 6,3 ile ikinci sırada yer aldı.
ÇOCUKLAR YOKSULLUK VE DIŞLANMA RİSKİNDE BAŞTA GELİYOR Yoksulluk, sosyal yoksunluk ve düşük iş yoğunluğundan en az birine maruz kalan bireylerin oluşturduğu “yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındaki nüfus” oranı yüzde 27,9 olarak ölçüldü.
Yaş gruplarına göre bu oran 0-17 yaş aralığında yüzde 36,8’e kadar yükseldi.
Çocukların ardından en büyük risk grubunu yüzde 25,1 ile 18-64 yaş grubu ve yüzde 22,8 ile 65 yaş üstü bireyler oluşturdu.
BARINMA SORUNLARI GENİŞ KİTLELERİ ETKİLİYOR Türkiye genelinde konutların fiziksel koşulları da önemli bir yaşam kalitesi göstergesi olarak öne çıkıyor.
Nüfusun yüzde 28,8’i sızdıran çatı, nemli duvarlar ya da çürümüş pencere çerçeveleri gibi barınma sorunlarıyla karşı karşıya.
Aynı zamanda, yüzde 27,9’luk bir kesim izolasyon eksikliği nedeniyle ısınma sorunu yaşadığını belirtti.
Endüstri, trafik ve çevre kirliliği kaynaklı olumsuzluklara maruz kalanların oranı ise yüzde 22,1 olarak açıklandı.