Haber Detayı
Çernobil'in köpekleri, yeni bir türe mi dönüşüyor?
Felaketten 40 yıl sonra ortaya çıkan veriler, Çernobil'deki köpeklerin sadece hayatta kalmadığını, genetik olarak ayrıştığını gösteriyor. Uzmanlar, bu değişimin hızlı bir evrim mi yoksa nükleer hasar mı olduğunu çözmek için nesillerdir bölgedeki köpekleri inceliyor.
Çernobil Nükleer Santrali’nde 1986 yılında yaşanan felaketin üzerinden yaklaşık kırk yıl geçti.
İnsanlar bölgeyi terk ettikten sonra Çernobil Yasak Bölgesi, adeta doğanın kendi kurallarıyla yönettiği dev bir laboratuvar haline geldi.
Bugünlerde bilim dünyasını meşgul eden en büyük sorulardan biri ise şu: Bu bölgede yaşayan köpekler, nesiller boyu maruz kaldıkları radyasyon nedeniyle hızla evrimleşiyor olabilir mi?Bazı araştırmacılar bu ihtimalin üzerinde ciddiyetle dururken, diğerleri henüz kesin bir yargıya varmak için çok erken olduğunu düşünüyor.
Bölgedeki bitki ve hayvan popülasyonu, insanların çekilmesiyle birlikte şaşırtıcı bir artış gösterdi.
Ancak bu canlılar, hala radyoaktif olan bir ortamda yaşam mücadelesi veriyor. 2025 yılında yapılan yeni bir araştırma, radyasyonun bölgedeki flora ve fauna üzerindeki etkilerini daha derinlemesine inceledi.
Çalışma, canlılarda belirgin genetik hasarlar olduğunu saptasa da bazı türlerin bu kronik radyasyon maruziyetine karşı uyum sağladığına dair işaretler de sundu.
Bilim insanları, tarihin en büyük nükleer felaketlerinden birinin ardından yaşamın nasıl bu kadar dirençli kalabildiğini çözmeye odaklanıyor.Genetik farklılıklar radyasyonun sonucu mu?2024 yılında yayımlanan başka bir rapor ise bölgenin içindeki ve dışındaki köpekler arasında bariz genetik farklılıklar gözlemlendiğini ortaya koydu.
Ancak araştırmacılar, bu durumun doğrudan “hızlı bir evrim” olarak adlandırılıp adlandırılamayacağı konusunda temkinli davranıyor.
Şu an incelenen köpekler, felaketi bizzat yaşayanların torunlarının torunları.
Yani hayatlarının her anını radyasyonla iç içe geçiren yeni bir nesil söz konusu.
Daha önce yapılan çalışmalarda, Çernobil Şehri içindeki köpeklerin Dünya’nın geri kalanındaki türdeşlerinden genetik olarak ayrıştığı ve en az 15 farklı aile hattının oluştuğu görüldü.
Bu köpekler, kendi içlerinde yüksek benzerlik gösterirken dış dünyadaki akrabalarından farklılaşıyor.Yine de bu farklılıkların doğrudan nükleer mutasyonlara bağlanıp bağlanamayacağı hala büyük bir tartışma konusu.
Son veriler, genetik değişimlerin radyasyon kaynaklı mutasyonlarla birebir örtüşmediğini, yani sürecin sanıldığından daha karmaşık olabileceğini gösteriyor.
Köpeklerin orijinal atalarından onlarca nesil uzaklaşmış olması, hangi değişimin doğal seçilim hangi değişimin radyasyon hasarı olduğunu ayırmayı zorlaştırıyor.Bilim insanları araştırmalarını derinleştirdikçe, radyasyonun uzun vadeli etkileri sadece hayvanlar değil insanlar ve bitkiler için de daha anlaşılır hale gelecek.
Yani gelecekte yaşanabilecek olası felaketlere karşı doğanın nasıl tepki vereceğini anlamak için Çernobil’in köpekleri kilit bir rol oynamaya devam ediyor.