Haber Detayı

Avrupa'nın küreselcileri bölündü! Merz ve Macron arasında çatlak...
Ali rıza taşdelen aydinlik.com.tr
28/12/2025 11:08 (10 saat önce)

Avrupa'nın küreselcileri bölündü! Merz ve Macron arasında çatlak...

Avrupa'nın küreselcileri bölündü! Merz ve Macron arasında çatlak...

Avrupa derin bir ekonomik kriz içinde ve hızla sanayisizleşiyor.

Halkları enerji krizinin yol açtığı hayat pahalılığı altında inliyor ve yoksullaşma devlet istatistik kurumlarının doğal verileri haline geldi.

Kamu borcu had safhada.

Halkından, ülkesinin ve bölgesinin gerçeklerinden kopan elitler yani küreselci yöneticiler Ukrayna’ya maddi ve askeri destek bulmanın derdine düştüler.

Kendi kasaları boş olduğu için, aylardır Avrupa’da dondurulan Rus varlıklarına el koyma ve Ukrayna’ya aktarma planı üzerinde çalışıyorlardı.Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in Avrupa’da 210 milyar avroluk Rus varlıklarının, Ukrayna’ya kredi vermek için kullanılmasına yönelik planı çöktü. 18 ve 19 Aralık tarihlerinde Brüksel'de düzenlenen AB Zirvesi’nde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Belçika’nın yanında yer alarak bu plana karşı çıktı.

Merz hiç beklemediği müttefikinden okkalı bir tokat yedi.Halbuki Macron, aylardır gündemde olan dondurulmuş Rus varlıklarına el konularak Ukrayna’ya aktarılmasını başından beri savunuyordu.

Neden karşı çıktığına geleceğiz.

Ama bu gelişme Avrupa’nın küreselcileri arasında ilk defa net bir şekilde yaşanan bir bölünmeyi ifade ediyor.

MACARİSTAN, İTALYA, SLOVAKYA VE ÇEK CUMHURİYETİ’NDEN RET Avrupa’da Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlar nedeniyle dondurulan bu varlıkların yaklaşık 185 milyar avroluk bölümü Belçikalı finans kurumu Euroclear’ın kasasında tutuluyor.

Bu nedenle Belçika’nın bu plana karşı çıkması doğal.

Diğer yandan Macaristan, İtalya, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti gibi milliyetçi partiler tarafından yönetilen ülkeler, Ukrayna’da savaşın sona erdirilmesini ve barışın sağlanmasını istiyor.

Bu ülkeler, Rusya’ya yakın bir tutum benimseyerek savaş yanlısı küreselcilerin planına karşı çıktı.

Bütün kararların oybirliği ile alındığı AB’de Orban, Fico ve Babis önemli bir gedik açtılar.

FRANSIZ-ALMAN İLİŞKİLERİNDE DEĞİŞİM Burada dikkat çeken; Avrupa’da küreselci liderlerin başını çeken Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un bu plana karşı çıkması.

RT France durumu şöyle değerlendiriyor: “Financial Times'ın haberine göre, Emmanuel Macron ve Friedrich Merz'in Rus varlıklarının dondurulması konusunda karşı karşıya gelmesi, Fransız-Alman ilişkilerinde bir değişimi ortaya koyuyor.

Almanya harekete geçmeye hazırlanırken, Fransa yasal ve mali sonuçlarından endişe duyuyor ve bu da Avrupa'nın giderek daha fazla bölündüğünü gösteriyor”. ‘MACRON, MERZ'E İHANET ETTİ’ Financial Times'ın haberinin başlığı “Rollerin tersine dönmesi: Tereddüt eden Fransa, artık daha iddialı olan Berlin'i nasıl şaşırttı?”.

Haberde: “İtalya da dahil olmak üzere giderek daha fazla ülke, Rus varlıklarının çoğunun bulunduğu ve hükümeti başından beri projeye karşı çıkan Belçika'nın tarafına geçerken, Macron da onlara katılarak bu fikri ortadan kaldırdı.” ifadeleri yer aldı.

Gazete üst düzey bir Avrupalı diplomatın “Macron, Merz'e ihanet etti ve bunun bedelini ödeyeceğini biliyor” dediğini yazdı. “Bu güç gösterisi, Avrupa'nın en büyük iki gücü arasında yeni bir dinamik ortaya çıkardığını gösteriyor: proaktif bir Almanya ve tereddütlü bir Fransa” diye devam eden haberde “Bu dengesizlik, bir zamanlar AB'nin en büyük siyasi ilerlemelerinin itici gücü olan Fransız-Alman motorunun yeniden canlanacağına dair umutları yok etti” denildi. ‘MACRON VE MERZ ARASINDA ROLLER TAMAMEN TERSİNE DÖNDÜ’ Financial Times için Berlin'den Anne-Sylvaine Chassany, Brüksel'den Henry Foy ve Paris'ten Adrienne Klasa’nın kaleme aldığı değerlendirmede Eurasia Group'un Avrupa sorumlusu Mujtaba Rahman’ın, “Macron ve Merz arasında roller tamamen tersine döndü” dediğini ve “Son dört beş yıldır, Élysée'de hâkim olan görüş, Almanya'nın zayıflığının Avrupa'nın hareket kabiliyetini tehlikeye attığı yönündeydi.

Şimdi ise jeopolitiği anlayan, Avrupa için daha fazla yatırım yapmak ve daha fazla şey yapmak isteyen bir şansölyemiz var... ama bugün taahhütlerini yerine getiremeyen Paris’tir” dediğini yazdı.Merz, kendinden önceki Sosyal Demokrat Scholz’un başkanlığındaki koalisyon hükümetinin “pasif” ve “tereddütlü” siyasetlerinden kurtulmayı vaat ediyordu.

Mayıs 2025’de başbakanlık koltuğuna oturmadan önce, seçim kampanyasında yaptığı açıklamalar ve verdiği taahhütlere bakarak yaptığımız değerlendirmede “Merz, Avrupa’nın özellikle de Almanya’nın silahlanması ve savaşa hazırlığı konusunda Macron’ları solladığını görüyoruz.

Basında Macron’a bir müttefik mi geldi yoksa hırslı bir rakip mi görüşleri yer alıyor” diye yazmıştım. (Aydınlık, 22 Nisan 2025).

Almanya Başbakanı Merz yeni seçilmiş, katıksız Atlantikçi ve küreselci.

Yeminli Rusya düşmanı ve Ukrayna destekçisi.

Silahlanma konusunda daha pervasız ve akıl sınırlarını zorlayan miktarlarla yapacağı silahlanma, Rusya’nın Avrupa’ya saldıracağı propagandası, AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen ile aynı çizgide olması Avrupa’nın kaderini belirlemede önemli roller üsleneceğinin göstergesi.

Almanya ABD’ye ve NATO’ya en bağımlı Avrupa ülkesi olmakla birlikte Alman ve Avrupa kamuoyunu etkilemeye yönelik ABD karşıtı açıklamalarıyla hırslı bir lider profili çiziyor.

İÇERİDE KRİZLERLE BOĞULAN MACRON AVRUPA’DA ETKİSİNİ YİTİRİYOR Diğer taraftan bugüne kadar Avrupa’da en etkili bir lider görüntüsü veren, Fransa’dan çok Avrupa’nın “geleceğini savunan”, “stratejik özerklik” ve “Bağımsız ortak Avrupa Ordusu” diyen genç dinamik birEmmanuel Macron vardı.

Vardı diyorum çünkü artık bu vasıflara sahip bir Macron yok.

Ülkesi bütçe ve hükümet kriziyle çalkalanmakta. 2 yılda dört hükümet kuruldu ve yıkıldı.

Ve 2 yıldır bütçe oluşturamıyorlar. 2025 bütçesi Sosyal Demokrat Sosyalist Partinin desteği ile geçmişti. 2026 bütçesi son tarih olan 31 Aralık’ta Meclis’e bile getirilmedi.

Yani Fransa 2026 yılına bütçesiz giriyor.

Devletin gündelik çarkının dönmesi için Anayasanın verdiği yetkiyle özel bir kanun çıkardılar.

Bütçe görüşmeleri Ocak 2026’da yeniden başlayacak.

Eğer yine Sosyalistler destek verirse bütçe kabul edilecek ve hükümet devam edecek.

Aksi olursa daha önce olduğu gibi gensoru ile hükümet düşürülecek.

O zaman Macron beşinci hükümet için başbakan atar mı yoksa Meclis’i feshederek erken seçime mi gider?Fransa’nın ve Macron’un içinde bulunduğu durumu bu kadar uzun yazmamın nedeni; Macron’un içeride nasıl aciz bir durumda ve zayıflamış olduğunu göstermek için.

Uluslararası arenada kaybettiği yerini ve itibarını yazmaya gerek bile yok.

Böyle bir Macron’un artık Avrupa siyasetinde yerinin zayıfladığını söyleyebiliriz.Artık daha önce Macron’un savunduğu Avrupa'nın stratejik özerkliği, savunma alımlarında Avrupa ürünlerinin tercih edilmesi ve tek pazarın haksız rekabete karşı daha iyi korunması vs. gibi konuları Merz’in devraldığını görüyoruz.

Diğer taraftan Avrupa içinde bulunduğu krizlerin yanında bir de ABD’nin AB’ye karşı izlediği politikalar parçalanmakta olan Batı kampının içinde Avrupa’yı hızla bir çöküşe götürmektedir.

MİLLİYETÇİ PARTİLERDE YÜKSELİŞ DEVAM EDİYOR Avrupa artık bir yol ayrımındadır.

Küreselci liderlerle içine girdikleri bir çıkmaz yoldan nasıl kurtulacaklar?

Atlantik kampının bu kadar bölünme ve krizi kaldıracak ne gücü ne de kapasitesi vardır!

Öyle ki Avrupa sorunlarını ancak devrimle çözeceği bir döneme girmiştir.

Bugün küreselci iktidarlara karşı neredeyse her Avrupa ülkesinde Milliyetçi partiler ayağa kalkmıştır.

Fransa’da son iki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci turda Milliyetçi Lider Marine Le Pen küreselci Macron’u zorlamıştır.

Macron ancak sistemin tüm sağ ve sol partilerinin desteği ile seçilebilmiştir.

Alman Başbakan Merz’in durumu da farklı değildir: Milliyetçi parti Almanya Alternatif Partisi (AfD) anketlerde birinci parti konumundadır.Merz en yakın müttefiki Macron’u kaybetmek üzeredir.

Artık AB’nin motoru Almanya ve Fransa arızalanmıştır.

BRÜKSEL ZİRVESİ FİYASKO İLE SONUÇLANDI Avrupa’daki Rus varlıklarını Ukrayna’da peşkeş çekemedilerÜretemeyen, ürettiklerini zayıf rekabet gücü nedeniyle satamayan, fabrikalarını kapatmak zorunda kalan ve çalışanlarını sokağa atan bir Avrupa ile karşı karşıyayız.

Fransa, İtalya, Belçika, Yunanistan ve daha bir çok Avrupa ülkesi bırakınız borçlarını ödemeyi, borç faizlerini ödemekte zorlanmakta ve faiz ödemek için yeniden borçlanmakta.

Sadece faiz ödemek için değil her yıl artan bütçe açıklarını kapatmak için yine borçlanmaktalar.

Bütün bu kriz ve zorluklara rağmen bir de son dört yıldır ellerinde avuçlarında ne varsa “düşman” Rusya’nın yenilmesi için Ukrayna’ya aktardılar.

Kasalarını boşalttıkları gibi silah ve mühimmat depolarını da Ukrayna’ya aktardılar ve stoklarını tükettiler.

Artık kendi bütçelerinden Ukrayna’ya aktaracak kuruşları yok.

Ama Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerin küreselci beyleri savaşın devam etmesini, Ukrayna’nın Rusya karşısında kazanmasını istiyor ve bunda diretiyorlar.

Rusya’nın kaybetmesi ülkeleri değil kendileri için bir varlık yokluk meselesi haline gelmiş.

Trump ABD’sinin Ukrayna’ya desteğini azalması hatta çekmesi, telaşa düşen Avrupalı küreselcileri, yaptırımlarla el koydukları Rus varlıklarını “onarım kredisi” olarak Ukrayna’ya vermek için bir eşkıya planı yapmaya yöneltti.

Dondurulan bu varlıklar yaklaşık 210 milyar avro değerinde ve Belçikalı finans kurumu Euroclear’ın kasasında tutuluyor.

RUSYA YENİLECEKMİŞ UKRAYNA’YA TAZMİNAT ÖDEYECEKMİŞ!

Gerçekleşmiş olsaydı plan şöyle işleyecekti: Belçika’nın finans kurumu Euroclear’dan alacakları Rus varlıklarının 140 milyar avroluk kısmı sıfır faiz ile kredi olarak Ukrayna’ya aktarılacaktı.

Ukrayna da bu parayla Avrupa ve ABD’den silah alacaktı.

Peki bu parayı Ukrayna nasıl geri ödeyecekti?

Onu da düşünmüşler, daha doğrusu hayal etmişler: Rusya yenilecek, Ukrayna’ya verdiği zarardan dolayı tazminat ödeyecek, böylece bu parayla borç kapatılacak.

Eğer Rusya ödemezse de Ukrayna bu paraları/varlıkları donduracak ve bu borcu ödemek zorunda kalmayacak.

Ne plan değil mi?

Şimdi bu planı koca Avrupa Birliği Komisyonu planlıyor!

Yani diğer küreselci liderlerin desteği ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz hazırlıyor.

PLANIN EN KARARLI SAVUNUCUSU ALMAN BAŞBAKANI MERZ Alman Başbakan, 25 Eylül’de 2025’de Financial Times'a “Ukrayna'da barış için yeni bir finansal ivme” başlıklı bir makale kaleme alıyor.

Makale “Vladimir Putin, Ukrayna'ya karşı acımasız fetih savaşını amansız bir şiddetle sürdürüyor” diye başlıyor.

Rusya’ya bedel ödetmede Avrupa olarak kararlı olduklarını ve Almanya’nın özel bir sorumluluk üstleneceğini yazıyor. “Ukrayna'nın birkaç yıl boyunca askeri direncini garanti altına alacak yeterli ölçekte mali kaynakların seferber edilmesini savunuyorum” diyerek Ukrayna'ya yaklaşık 140 milyar avroluk faizsiz kredi verilmesi için Avrupa'da dondurulmuş Rus Merkez Bankası varlıklarının el konulmasını Ekim 2025’de yapılacak AB Zirvesinde görüşülmesini istiyor.

Dikkat çeken diğer bir nokta da verilen bu kredi ile Ukrayna “Avrupa’dan silah alarak, Avrupa savunma sanayisinin güçlendirilmesine ve geliştirilmesine de katkıda bulunacaktır” diyor.

Ukrayna savaşının devam etmesinin savunulmasının bir nedeni de bu olsa gerek.

RUSYA KORKUSU, MİLLİYETÇİLERİN DİRENİŞİ Ekim Zirvesinde okkanın altındaki Belçika’nın direnmesiyle konu gündeme bile alınmadı.

Belçika Başbakanı Bart De Wever Zirvede, bu konunun Rusya’nın kırmızı çizgisi olduğunu söyledi.

Moskova’nın Belçika’yı mahkemeye vereceği veya misilleme önlemleri alacağı korkusuyla, riskin AB ülkeleri tarafından paylaşılmasını talep etti.

Wever “Avrupa kökenli şirketlere Rusya’da el konulacak.

Orada bulunan dondurulmuş Batı parasına da el konulacak” diyerek endişelerini dile getirdi.

Bu Zirve’de Macaristan, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti başta olmak üzere Fransa ve İtalya da bu mali riskleri almayacaklarını ifade ettiler.

Bir sonuç çıkmadı.

Konu bir sonrası Aralık Zirvesine kaldı.

Bu Zirve’de de Rus varlıklarına dokunamadılar.

Geç saatlere kadar süren tartışmalardan sonra AB bütçesinden 90 milyar kredi verme kararı aldılar.

Zaten 2021-2027 yılları için planlanmış bir AB bütçesi mevcut ve burada Ukrayna’ya kredi verilecek diye bir kalem yok.

Bu durumda AB ülkeleri adına ortak borçlanma ile oluşturulmaya çalışılacak.

Ancak Macaristan, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti bu borçlanmaya katılmayı da resmi olarak reddetti.

İlgili Sitenin Haberleri