Haber Detayı
Yeni nesli tehdit eden yeni tehlike… ‘Patlamış mısır’ beyni
Sosyal medya platformlarında maruz kalınan kısa süreli ve tekrar eden içeriklerin insanlarda yarattığı etki ‘patlamış mısır beyni’ kavramıyla tanımlanıyor. Eğitim uzmanı Prof. Dr. Ali Eryılmaz, “Bu kavram özellikle günün çoğunu ekran başında geçiren çocukları ve gençleri tehdit ediyor” diyor.
MERKEZİ Singapur’da bulunan ve dünya genelindeki dijital eğilimleri, internet kullanımını ve sosyal medya istatistiklerini analiz eden küresel veri platformu DataReportal’ın 2025 yılı araştırmasına göre, dünya genelinde insanlar günde ortalama 6 saat 40 dakika ekran başında vakit geçiriyor.
Aynı araştırmaya göre, 0-2 yaş arası çocukların yüzde 49’u akıllı telefonlarla etkileşim kuruyor ve Z kuşağı günde ortalama 9 saat ekran başında bulunuyor.
Dijital çağın dikkat süresi üzerindeki etkisini tanımlamak için 2011 yılında Washington Üniversitesi’nden David Levy, ‘patlamış mısır beyni’ kavramını ortaya atmıştı.
BİR DÜŞÜNCEDEN DİĞERİNE ZIPLAMABu kavram, beynin sürekli olarak yeni uyaranlara maruz kalması sonucunda mısır tanelerinin patlaması gibi bir düşünceden diğerine hızlıca atlaması olarak tanımlanıyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.
Dr.
Ali Eryılmaz, ‘patlamış mısır beyni’ kavramını şöyle yorumladı: “Zihnimizin herhangi bir durum ya da olay anında, dış dünyanın verdiği bilgiyi almasında bir süreç işler.
Uyaran görselse göze, işitselse kulağa gelir ve böylece duyum gerçekleşmiş olur.
Ancak beyin seçicidir, her duyumu işlemez.
Burada ‘dikkat’ devreye girer.
Dikkatten sonra ise beyinde ‘algısal örgütleme’ yapılır, yani birbirinden bağımsız, parça parça gelen bilgiler anlamlı bir bütüne dönüştürülür.
Bunun ardından da ‘özdeşim’ ve ‘tanıma’ gerçekleşir.
Gözden Kaçmasın 455 bin konut hazımsızlığı Haberi görüntüle Artık bu bilgiler isimlendirilir ve tanınır.
Böylece ilgili bilgi bilişsel sürece dahil edilir ve zihnin bir parçası olur.
Ancak sürekli uyaranlara maruz kalındığında duyum gerçekleşse de zihin neye dikkat edeceğine, nasıl örgütleyeceğine kendi karar veremiyor.
Bunların hepsine dijital içerik platformları karar vermiş oluyor.
Günümüzde de bu yüzden insanların zihni ele geçirilmiş durumda.
Sürekli yeni içerikler geliyor ve tencerenin içinde oradan oraya zıplayan patlamış mısırlar gibi insan beyni de bir içerikten diğerine zıplıyor.” 10 ADIMDA EKRAN DENETİMİYıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
Dr.
Özkan Sapsağlam, “Ekran kullanım süresi arttıkça dikkat, algılama, mantık yürütme, problem çözme gibi beyindeki üst bilişsel işlevler köreliyor.
Farklı bir araştırmada ise günde 2 saat ve üzerinde ekran kullanımı olanlarda dikkat dağınıklığı riskinin 8 kat daha fazla olduğu belirtiliyor.
Çocuklar ekran kullanımına o kadar alıştı ki artık kitap okumak, ders dinlemek, el yazısı yazmakta çok zorlanıyorlar” diyerek çocukların dijital dünyayla ilişkisinin nasıl olması gerektiği hakkında ebeveynlere şu önerileri verdi: 1) Çocuklarda özdenetim ve irade kontrolü geliştirilmeli.2) Medyanın ve aşırı ekran kullanımının zararları konusunda çocuklar bilgilendirilmeli.3) Çocukların dijital ayak izleri mutlaka takip edilmeli.4) Çocukların ve ebeveynlerin dijital medya okuryazarlık becerileri geliştirilmeli.5) Ev içerisinde teknoloji içermeyen alan ve zamanlar oluşturulmalı.6) Ebeveynler medya ve ekran kullanım alışkanlıklarıyla çocuklara örnek olmalı.7) Çocukların odak noktası değiştirilmeli.8) Elektronik aletler için evde bir park alanı olmalı.9) Birlikte geçirilen nitelikli zaman ve alanlar artırılmalı.10) Ekran kullanımı ile ilgili kurallar tutarlı olmalı ve mutlaka takip edilmeli.
Gözden Kaçmasın 2025’in şampiyonu gümüş Haberi görüntüle