Haber Detayı
Mimar ve sanatçı Celaleddin Çelik, "Tasarım İşi" programında konuştu Açıklaması
Mimar ve sanatçı Celaleddin Çelik, KÜME tarafından düzenlenen 'Tasarım İşi' etkinliğinde sanatın sürekliliği ve kültürel birikimin önemi üzerine kapsamlı bir konuşma yaptı. Çelik, sanatın özünü somut ve soyut arasındaki bağda bulduğunu vurguladı.
Mimar ve sanatçı Celaleddin Çelik, Kültür Medeniyet Vakfınca (KÜME) düzenlenen "Tasarım İşi" etkinliğinde "Sürekliliğin Gücü: Tamir, Tadil, Dönüşüm" başlıklı konuşma yaptı.Haliç Üniversitesi'nde "Her Şey Tasarımdır" mottosuyla gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Çelik, sanatın özünün, somut ile soyut olan arasındaki bağı kurmasında yattığını, bu bağın da zaman içinde biriken deneyimle eşsiz bir değere dönüştüğünü söyledi.Mimarlık ve müzik alanlarında eş zamanlı üretim yaptığını dile getiren Çelik, sanatın, bir öz ve fikir taşıması halinde ortaya çıktığını belirtti.Çelik, "Sanata dönüşme potansiyeli olan uğraşlar vardır.
Müzik ne kadar soyut görünse de özün bir biçimle buluşmuş halidir.
Mimarlık da böyledir.
Bir fikir ve anlam taşıdığı zaman, gerçekten sanata dönüşme ihtimali doğar.
Bu nedenle müzik, resim ve mimariyi sanat olarak adlandırıyoruz.
Ancak her müzik, her resim ya da her mimari üretim sanat değildir, bunlar sanatlaşabilme potansiyeli taşıyan alanlardır." ifadelerini kullandı.Bilginin nesilden nesle birikerek aktarılmasının önemli olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti: "Bir mimar olarak Dubai'ye, Singapur'a gittiğimde çok güzel tecrübe ediniyorum.
Böyle coğrafyalarda dünyanın en iyi mimarları, sonsuz imkanlarla dünyanın en iyi binalarını yapıyor.
Fakat tarihi bir dokunun o şehre kattığı hissi, yaşanmışlık hissini buralarda bulamıyoruz.
Zamanın birikimi, benim gördüğüm en kıymetli birikim.
Bu birikimi, bir de dil üzerinden gözlemliyorum."Çelik, Türk dili gibi, binlerce hikayeyi, yüz binlerce insanın yaşanmışlıklarını ve efsanelerini kelimeler aracılığıyla nesilden nesle aktaran dillerin, yoğun ve kendine özgü bir ağırlığa sahip olduğunu belirtti.Bir mimar olarak özgün bir fikri ifade etme yolunun, yeni icat edilmiş değil, tarihsel tecrübeyle olgunlaşmış kelimelerden geçtiğini dile getiren Çelik, bunun başkalarının fikirlerini taklit etmek anlamına gelmediğini, aksine kendi düşüncesini inşa ve ifade etme imkanı sunduğunu söyledi.Çelik, müzik, şiir, edebiyat ve mimarlık alanlarının bir medeniyet halkası oluşturduğuna ve bu zenginliğin beraberinde büyük sorumluluk getirdiğine işaret ederek, "Bu sorumluluk, geçmişe takılıp 'Her şey eskiden güzeldi.' yanılgısına düşmekten veya tamamen köksüz bir 'boş sayfa' yaratıcılığına yönelmekten kaçınmayı gerektirir.
Mevcut büyük birikimin bir parçası olmaya çalışmak ve onun devamı olmak, yaratıcılığı ve ifadeyi zenginleştirir." değerlendirmesinde bulundu.KÜME Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Eren'in açılış konuşmasını yaptığı "Tasarım İşi" programına, akademiden endüstriye, kamudan girişimcilik dünyasına kadar geniş bir yelpazeden konuşmacılar katıldı.TEKNOFEST İstanbul'da "Alan KÜME'nin ekosistemidir" sloganıyla başlayan sürecin ikinci buluşmasında, öğrenciler, akademisyenler ve sektörün öncüleri bir araya geldi.